Yaþayan Efsane: Clint Eastwood

22 Aðustos 2009 20:18 / 2400 kez okundu!

 


Clint Eastwood’un ikon mertebesine yükselmiþ ender aktörlerden birisi olduðu tartýþýlmaz. Canlandýrdýðý karakterlerde ruh ve fizik bütünlüðünü tamamlayan, bir filmi çoðu kez tek baþýna taþýyan bir oyuncu oldu. Yýllar geçtikçe oyuncu olarak ulaþtýðý unutulmazlýk mertebesine yönetmenliðini de taþýyan bir sinema efsanesine dönüþtü...

Akademi onu oyuncu olarak takdir etmedi fakat yönetmen olarak ona iki kez Oscar heykelciðini verdi. 1992’de ‘Unforgiven-Affedilmeyen’ ve 2002’‘de ise ‘Million Dollar Baby-Milyonluk Bebek’ kendisine en iyi film ve en iyi yönetmen ödüllerini kazandýrdý. Rolü olsun olmasýn çekimlerin her anýný sete geçiren bir aktör olmasýnýn anlamý yýllar sonra ortaya çýkar. Aslýnda oyuncu olarak baþarýdan baþarýya koþtuðu yýllarda bile gönlünde yatan aslan hep yönetmenlik olmuþtu. Meslektaþý Meryl Streep onun baþarýsýnýn sýrrýný þöyle yorumluyor: ‘Onun hep gizemli bir yaný oldu ve ciddiyetini korudu’. Onun bu gizemli ve iþinde ciddiyetini hep korumasý belki çocukluðuna denk gelen depresyon yýllarýnýn bir eseri. Yokluk, çaresizlik, iþ peþinde o þehir bu þehir dolaþan ebeveynler, bir yerde uzun süreli dost edinecek kadar kalamamanýn sýkýntýsý… Bu yýllarýn sýkýntýsýný kendi yönettiði ‘Honkytonk Man’de (1992) beyaz perdeye yansýtýr. Otuzlu yýllarýn atmosferinde alkolik Country þarkýcýsý Red Stovall’ýn derbeder yaþantýsýný anlatan filmde, kendi öz oðlu Kyle þarkýcýnýn yeðenini oynar. Kyle, yokluk yýllarýnda Eastwood’un kendi çocukluðunda benzer sýkýntýlar içindedir. Tennesse’ye giden yolda her geçen gün saðlýðý daha fazla bozulan Red’e eþlik etmektedir. Filmografisinde çok özel bir yere oturtulmayan bu film Eastwood için muhakkak baþka anlamlar taþýmaktadýr. 

Ellili yýllarýn ortalarýndan itibaren baþladýðý aktörlükte ilk yýllarý büyük kariyer için çok umut verici geçmez. B sýnýfý filmlerde arka rollerde oynar. Tarantula (1955) gibi sýradan bilimkurguda jet filosunun bir pilotunu ve Francis In The Navy (1955) gibi ses getirmeyen savaþ filminde sýradan bir çavuþu canlandýrýr. Oynadýðý roller ne kadar geri planda olursa olsun yakýþýklýlýðý ve karakteristik yüz hatlarýyla dikkat çeker. Universal stüdyolarýnýn açtýðý aktörlük kurslarýna iki yýl süresince devam eder. Daha o zamanlar tanýnmamýþ bir aktör olan Marlon Brando kurs arkadaþý olur. TV için çekilen ‘Rawhide’ adlý bir western dizisinde yedi yýl boyunca rol alýr. Farklý oyuncular ile sürekli oynama, aktörlüðün inceliklerini öðrenmesinde çok yardýmcý olur. Hep ayný karakteri oynamaktan sýkýlmasýna karþýn cazip bir teklif almadan diziden ayrýlmak istemez. 1964 yýlýnda Sergio Leone adýnda tanýnmamýþ bir Ýtalyan yönetmen Ýspanya’da çevireceði bir westernde Eastwood’a baþrol teklif eder. Gerçekte James Coburn çok pahalý geldiði için ona bu teklif yapýlýr. Her þey riskli gözükmektedir; Amerika dýþýnda bir kovboy filmi, tanýnmamýþ bir yönetmen, lisan sorunu, dizideki sürekli iþinden ayrýlmak gibi… Dizide giydiði çizmeleri, kýsa sigaralarýný yanýna alarak Ýspanya’ya gider. Akira Kurosawa’nýn baþyapýtý ‘Yojimbo’ esintileri taþýyan Bir Avuç Dolar Ýçin - A Fistfull of Dollar (1964) tüm dünyada beklenmedik bir ilgiyle karþýlaþýr. Ve tüm dünyaya yeni bir western karakteri tanýtýr. Adsýz bir yabancýdýr, þapkasýnýn altýndan tüm dünyaya kýsýk gözlerle bakar, genizden gelen fýsýltýyý andýran sesiyle az ve öz konuþur, tabancasýný çekmeden pançosunu omzuna þöyle bir savurur, efkarýný cebindekini kýsa sigaralar ile daðýtýr. Yerleþik ahlak kurallarý umurunda deðildir, onun dünyasý sýkýþtýðýnda düþmanýný arkadan vurabilen, dostu olmayan esrarlý bir silahþörün dünyasýdýr. Hollywood’un yarattýðý dürüst, ahlakçý, örnek kahraman þablonu karþýsýnda ironik bir karþýt olarak durur. Bu filmle birlikte çarpýcý müziði, abartýlý karakterleri ve bol kurþunlarýyla rötuþlanan western türüne spagetti sözcüðü eklenir. Bir Ýtalyan yönetmenin imzasýný taþýyan bir westerne zaten daha farklý bir tanýmlama yakýþtýrýlamazdý. Bir John Ford westerninde pencereyi açan bir adam önünde uzanan yeþil ovayý seyreder, Leone‘de ise adam alnýnýn tam ortasýna kurþunu yer. Ýngilizce bilmeyen Leone ve Ýtalyanca bilmeyen Eastwood arasýnda diyalog sayýlý kelimeler ile sýnýrlý kalmasýna raðmen mükemmel bir iþbirliði ortaya çýkar. Ýkilinin daha sonra çektiði Birkaç Dolar Ýçin, Ýyi Kötü ve Çirkin tüm dünyada hasýlat rekorlarý kýrar ve Spagetti Westerni bir alt tür olarak sinema tarihine kazýr. 

Eastwood altmýþlý yýllarýn sonunda ülkesine bir yýldýz olarak geri döner. Leone’nin western anlayýþýný temel alarak kendi filmlerini çekmeye baþlar. Onlarý Yükseðe As-Hang’em High (1968) ve Kasabadaki Yabancý-High Plains Drifter (1973) gibi westernlerde yalnýz, kuralsýz, anti kahraman silahþör ikonunu Hollywood’a taþýr. Kariyerini en fazla etkileyen ikinci yönetmen Don Siegel ile ilk çalýþmasý Coogan’s Bluff (1968) ikincisi ise Two Mules for Sister Sarah (1970) filmiyle olur. Kadýn Affetmez-Beguiled (1971) iç savaþtan kaçarken yaralý olarak bir kýz okulunda tutkulu kadýnlarýn arasýna düþen askerin dramýný anlatýr. Ýkilinin en ilginç projelerinden birisi olan film karanlýk atmosferi ve aksamayan dramatik yapýsýyla dikkat çeker. Ayný yýl içinde Siegel-Eastwood ikilisi bu kez unutulmaz Kirli Harry-Dirty Harry filmini çeker. Ýçerdiði þiddet ve faþizan alt metniyle film farklý eleþtiriler almasýna karþýn giþede muhteþem bir baþarý yakalar. Detektif Harry Calahan uzun yýllar sürecek kariyerine bu film ile baþlar. Kanunu uygularken kurallarýný kendi koyan yazýlý hukuka aldýrmayan, kent sokaklarýnda düzeni saðlayan yalnýz bir kurttur. Uygulamalarý üstlerini sýk sýk zor durumda býrakýr, gelen baskýlar sonucu Calahan’a çoðu kez iþten el çektirilir. Dönem olarak bakacak olursak 69’da baþkan seçilen Nixon’ýn düzen ve kanun sloganýnýn bir uygulayýcýsý olarak da görülebilir detektif. Ne hikmetse kendisine iþ partneri olarak ya bir Latin kökenli veyahut bir çekik gözlü polis uygun görülür. Baþlangýçta Calahan’ýn küçümsemelerine maruz kalan partnerler bir þekilde kendilerini kanýtlayarak finalde sýký dost olur. 

Humphrey Bogart/John Huston, John Wayne/John Ford gibi aktör/yönetmen birlikteliðine artýk Eastwood/Siegel ikilisi de eklenmiþti. 1971’de ‘Play Misty For Me’ ile ilk yönetmenliðini farklý bir türde gerçekleþtirir. Öldüren Cazibe-Fatal Attraction (1978) esin kaynaðý olabilecek gerilimli bir öyküyü caz müziði ile süsleyerek gelecekte yapacaklarý için olumlu sinyaller verir. Dirty Harry serisinden dört film daha çeviren aktör Magnum Force (1973), The Enforcer (1976), kendi yönettiði The Sudden Impact (1983), The Dead Pool (1988) bunlarda daha az ýrkçý söylemler olmasýna dikkat eder. Polisiye türüne Dirty Harry’nin getirdikleri arasýnda en önemli unsur sosyal tartýþmalara yol açan polis örgütünün kirlenmesi, kanunlarýn suçlulara tolerans tanýyabileceði görüþleriydi. Bunlar karþýsýnda Harry kanunlarý, politikacýlarý hiçe sayarak gerekirse polis yýldýzýný atarak mücadele eder. 

Yetmiþli yýllarýn ortasýndan itibaren sert imajýný yumuþatan roller oynadý. Bronco Billy (1980) günümüzde geçen bir Buffalo Bill hikayesini Capra filmlerini anýmsatan hafif ve ironik bir havada anlatýr. Every Which Way but Loose (1978), Any Which Way You Can (1980) yenilmez kahraman imajýný tiye alan ve komedi yönü aðýr basan filmler olur. Alýþýlmýþ Eastwood imajýnýn dýþýnda filmler olmasýna karþýn giþede beklentinin üzerinde hasýlata ulaþýrlar. 1976’da yönettiði ‘The Outlaw of Josey Wales’ westernin en sevilen temasý intikamý iþler. Bu kez affetmeyen kahraman imajýna ters düþen farkýlýlýklar getirir, örneðin kýzýlderililer ve beyazlar arasýnda uzlaþmacýdýr, kendisine ihanet eden kötü adam Fletcher’ý cezalandýrmaz. 1988’de yönettiði Bird, kariyerinde önemli bir kilometre taþý olur. Bir cazsever olarak kýrklý yýllarda hayran olduðu efsanevi saksofoncu Charlie Parker’ýn 34 yýllýk kýsa ve hüzünlü yaþamýný anlatan film, yönetmenlikte kendisine ilk ödülü Golden Globe kazandýrýr. Parker’ý canlandýran Forest Whitaker’ýn mükemmel oyunculuðu yanýnda caz müziðine uyum saðlayan mavi tonlardaki görüntü çalýþmasý filme lirik bir etkileyicilik getirir. Bird film müziðinde Oscar kazanýrken, Whitaker Cannes Film Festivalinde En Ýyi Erkek Oyuncu seçilir. Artýk sert imajýnýn sakladýðý farklý yönlerini göstermeye baþlamýþtýr Eastwood. Yönettiði her yeni film farklý türlere yönelir örneðin John Huston esintileri taþýyan White Hunter, Black Heart (1990) Afrika’da geçen bir avcýlýk macerasýný anlatýr. 

1992 de ‘Affedilmeyen-Unforgiven’ ile yönetmen olarak ilk Oscar ödüllerini kazanýr Clint Eastwood. Filmin kahramaný William Munny kariyeri boyunca canlandýrdýðý tüm western kahramanlarýnýn adeta evrim geçirmiþ son modelidir. Ýnzivaya çekilmiþ acýmasýz bir silahþörün tekrar küllerinden doðuþunun öyküsüdür. Eþinin ölümünden sonra çocuklarýyla ücra bir çiftlikte domuz yetiþtiriciliði ile uðraþýrken 1000 dolarlýk ödül için tekrar yollara düþer. Ödülü Big Whiskey kasabasýnda bir hayat kadýnýnýn yüzünü doðrayan iki adamýn baþýna arkadaþlarý koymuþtur. Silah kullanma hatta ata binme becerisini yitirmiþ olan Munny (Eastwood) eski arkadaþý Ned Logan (Morgan Freeman) ve silahþör olma sevdasýndaki genç Shofield Kid ile kasabaya doðru yola çýkar. Karanlýk ve kanlý geçmiþini unutmaya çalýþan Munny’nin yeniden öldürme ile yüzleþmesi zorlanarak hatta tiksinerek yaptýðý bir iþe dönüþür. Karanlýk atmosferi ve karakterleri ile Affedilmeyen diðer tüm westernlerden ayrýlýr, bir kahramanlýk karþýtý filmdir. Titreyerek, viskiye dayanarak silah kullanan bir kahraman seyircinin sevebileceði özdeþleþebileceði bir karakter deðildir. Eastwood western türüne doksanlý yýllarýn rötuþlarýyla yeni bir çehre kazandýrýrken Kurtlarla Dans’tan sonra Oscar alan ikinci western olur. 

Doksanlý yýllarda yaþlýlýðýn getirdiði olgunluk onun yarattýðý karakter dünyasýna da yansýr. Bu dönemde yaþamlarýnda ikinci bir þansýn peþinde koþan yaþýný baþýný almýþ kimlikleri canlandýrýr. Her biri kendilerini kanýtlamak için son bir gayret içindedir. Ateþ Hattý –Line of Fire (1993) geçmiþteki alkol problemini aþmaya çalýþan Baþkan’ýn güvenlik ajanýný, Bridges of Madison County (1995) mutluluðu yasak bir aþkta yakalamaya çalýþan bir fotoðrafçýyý, Mutlak Güç-Absolut Power (1997) kýzýyla sorunlar yaþayan bir babayý, Gerçek Suç-True Crime (1999) çapkýnlýðý yüzünden eþinden ayrý yaþayan bohem bir gazeteciyi, Kan Borcu-Blood Work (2002) seri bir katil olayýyla ilgilenirken önce kalp krizi sonra kalp nakli geçirip emekli olan bir FBI ajanýný canlandýrýr. 

Gizemli Nehir-Mystic River (2003), mükemmel oyuncularý bir araya getiren oldukça çarpýcý bir konuyu; çocuk istismarýný üç arkadaþýn yaþamýnda iþler. Film deðil ama Sean Penn filmdeki rolüyla Oscar kazanýr. 2005’de ikinci kez Oscar ödüllerini kazanýr Clint. O yýlýn büyük favorisi Martin Scorsese’in yönettiði ‘The Aviator’ on bir dalda aday olmasýna karþýn Milyonluk Bebek-Million Dollar Baby (2005) yedi adaylýktan dördünü kazanýr. Geç yaþta problemlerini unutmak için boksa baþlayan bir kadýn boksörün yükseliþini ve dramatik sonunu anlatan göz yaþartan bir öyküdür. Filmin etkileyiciliði Eastwood-Freeman-Swank üçlüsünün arasýndaki kimya ve öyküyü duygu sömürüsüne sapmadan yönetmesinde saklý. Eastwood dýþýnda baþka bir yönetmen bu filmi çekse Oscar kazanýr mýydý sorusuna yanýt bence hayýr olurdu . 

2007 yýlýný boþ geçirmeyen Eastwood yönettiði ‘Babalarýmýzýn Bayraklarý-Flags Of Our Vaters’ ve ‘Jima’dan Mektuplar-The Letters from Jiva’ filmlerinde savaþa eleþtirisel bakýþ atar. Bilhassa savaþý Japon cephesinden inceleyen Ivo Jima’dan Mektuplar Oscar adayý olur. 

2008 yýlý hem baþrol oyuncusu ve yönetmen olarak iki film üretir. ’Sahtekar-Changeling’ ve ‘Gran Torino’. Gran Torino’da Kore gazisi yalnýz bir adamý canlandýran Eastwood ýrkçýlýk, ön yargý gibi iç içe iki kavramýn yýkýlýþýný anlatýr. Angelina Jolie’nin kaybolan çocuðunu arayan bir anneyi canlandýrdýðý Sahtekar, otuzlu yýllarda geçen dramatik bir öyküyü devletin çarpýk adalet anlayýþý ile baðdaþtýrýr. 

Bu efsanevi sinema adamýný rakamlar ile þöyle tanýmlayabiliriz: 46 filmde baþrol (toplam 56 film), 27 filmde yönetmen, 19 filmde yapýmcý. Kazanýlacak her türlü ödülü kazanmýþ yaþayan bir efsane. 

Emin Yeðinboy
22.08.2009

 

Bu yazýyý Facebook'ta paylaþabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaþ
0
Yorumlar
Uyarý

Yorum yazabilmek için üye olmalý ve oturum açmalýsýnýz.

Eðer sitemize üye deðilseniz buraya týklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eðer üye iseniz oturum açmak için buraya týklayýn.