Dedemin güreşi
13 Temmuz 2012 14:15 / 3677 kez okundu!
Seferden dönüyor dedem bu akşam. Babaannemde bir telâş, bir telâş. Bir yığın hazırlık yapıyor. Ben bekliyorum. Sabırsızlanıyorum. Gelince beni koklar diyorum. Koçum der sonra. Güreşiriz. Yenerim onu yine, yapıştırırım sırtını yere. 'Aferin, denizcilerden bile kuvvetlisin'i alırım. Tombul memelerle değil, Gökova kokusuyla uyurum bu gece.
Geldi sonunda. Pek de neşeli. Av iyi gitmiş. Balık çokmuş. Yemeklere bayılıyor. Babaannem de neşeleniyor. Kahvesini içerken kucağına alıyor beni dedem. Gökovayı anlatıyor. Güreşeceğiz değil mi dede? Babaannem, ne güreşi bu saatte diye öfkeleniyor. Sen yat bakalım, ben yorgunum diyor dedem. Ama dede... Koçum, seninle de yarın güreşiriz. Şilteyi seriyor babaannem. Hadi, hadi... Apar topar yatırıyor beni. Çarşafı da tepeme kadar çekiyor. Uyu bakalım.
Tamam, kokladı, koçum dedi, kucağına aldı ama güreşmedi benimle dedem. Uyuyamıyorum can sıkıntısından. Hâyaller kuruyorum. Gevşiyorum. Dedemler konuşuyorlar. Gülüşüyorlar ne konuşuyorlarsa. Uyur uyanığım. Ne kadar vakit geçti? Uyanıyorum. Dedemler de yatmışlar. Ama uyumuyorlar. Güreşip, gülüşüyorlar. Babannem tuş olmuş. Dedem hâlâ çullanıyor. Babannem yeniliyor ama kızmıyor.
Tabii benimle güreşseydi yenilecekti. Neşesi kaçmasın diye babaannemle güreşip, neşesine neşe katıyordu demek dedem.
Ertuğrul BARKA
12.07.2012, Kuşadası