Eser Karakaş - Dünyayı iyi okumak ve ikinci cumhuriyet
06 Ağustos 2007 17:52
Ama artık saklanabilmesi olanaksız bir eksikliğin, bir yetersizliğin olduğu aşikar.
Bu eksiklik ve yetersizliğin de etrafta olup biteni algılama sorunu olduğu kesin.
Dünyamız son yirmi senedir enformasyon devrimi adı verilen çok önemli bir dönüşümün içinden geçiyor.
Bu yeni çağ ve getirdikleri dünyayı ve dolayısıyla aklı başında insanların bu dünyaya bakışını kökten değiştirdi, daha doğrusu değiştirmek zorunda.
Dünyaya ve çevreye ısrarla eski gözlüklerle bakmak isteyenlerin olup biteni algılaması pek olanaklı değil.
Dünyamızın bir küresel köye dönüştüğü söyleminin anlamı nasıl mesela Bursa'nın sorunlarını Türkiye'nin sorunlarından ayrı düşünemiyorsak, Türkiye'nin sorunlarını da dünyada olup bitenden ayrı ele alamayacağımız demek.
Bazı kesimler ise ısrarla dünyada olup bitenle bir ölçüde entelektüel düzeyde ilgilenseler dahi bu olup bitenin bizim iç meselelerimizi doğrudan etkilediği gerçeğini görmüyorlar ya da görmek istemiyorlar.
Meselelere küresel bakma alışkanlığı edinememiş kişiler ve gruplar böylece ülkemiz içinde olup biteni de algılama konusunda çok ciddi bir zaafa düşüyorlar.
***
Bundan sonra siyasette varolma ve başarının koşulları çok değişmiş bulunuyor.
Ülkemizde kişi ya da partilerin, demokratik meşruiyet sınırları içinde kaldıkları yani askeri darbelere destek çıkmadıkları ve devletin temel işleyişinin din kurallarına dayandırılmasını savunmadıkları müddetçe, siyasal yelpazenin bir yerinde kendilerini konumlandırmaları mümkün.
Ancak, bu konumlandırma dahilinde, önce dünyayı ve sonra da iyi okuyabildikleri dünya üzerinden Türkiye'yi iyi okuyanlar, iyi algılayanlar siyasette başarı kapılarını aralayabilecekler.
Dünyayı iyi okumanın ve böylece de Türkiye'yi doğru değerlendirebilmenin temel belirleyici yöntemi ise beyinlerden her türlü yerleşik tabuyu söküp atmak yani çevremize, dünyamıza bakışta eski gözlüklerimizi değiştirmekten geçiyor.
Sözün özü
CHP'nin 22 Temmuz ağır yanılgısı ve bu yanılgının getirdiği başarısızlığın kökeninde kanımca önce dünyayı sonra da Türkiye'yi iyi okuyamamak yatıyor.
CHP ısrarla dünyayı ve Türkiye'yi olduğu gibi değil olmasını arzu ettiği gibi görüyor ve böylece başarısızlıktan başarısızlığa koşuyor.
Sayın Baykal'ın kendi başarısızlığında bir etken olarak sunduğu ikinci cumhuriyetçiler ise dünyaya tabular gözlüğü ile bakmadıkları için hem dünyada hem Türkiye'de olan bitene daha sağlıklı teşhisler koydular ve böylece belki de önerileri ile toplumu bir nebze de olsa etkilemeyi başardılar.
Bundan sonra da siyasette başarının anahtarı ilk olarak dünyayı ve buna bağlı olarak da Türkiye'yi olmasını arzu ettiğiniz gibi değil olduğu gibi algılayabilmek.
Toplumu daha olumluya doğru dönüştürmenin yolu da önce iyi anlamaktan geçiyor.
Daha fazla özgürlük ve daha fazla refahın olmaz ise olmaz koşulu da artık bu.
Eser Karakaş
Star Gazetesi
06.08.2007