Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru

28 Aralık 2012 20:48 / 1406 kez okundu!

 


Günümüzden geriye doğru gittikçe, birçok açıdan bireyin hukuku çiğneniyordu, yargı mensupları ulaşılmaz, dokunulmazdı, yargı süreci ağır aksak işliyordu ve bir nevi layüseldi. Zaman içinde dünya ile iletişim sağlanınca devletin birey için var olduğu kanaati bir daha hasıl oldu.

Bir daha diyorum çünkü zaten böyle bir norm tarihimizde, kültürümüzde vardı. Ama kısa bir süreliğine de olsa bu manidar hukuki yaklaşımı kaybetmiştik “insanı yaşat ki devlet yaşasın” vecizesi iddiamı doğrular niteliktedir. Bu yanlışın cezasını fazlasıyla çektik maalesef. İçeride ve dışarıda huzurumuz kaçtı.

Türkiye’nin 1954 yılından beri taraf olduğu AİHM’ne giden dosya sayısı açısından Rusya’dan sonra ikinci, aleyhine sonuçlanan dosya sayısı bakımında 1. sıradadır; (inanın yüzüm kızardı).

Türkiye Cumhuriyeti Devleti, aleyhinde verilen kararlardan 2010 yılı itibariyle 24 Milyon euro tazminat ödemek zorunda kalmıştır.

*Maalesef yasal ve anayasal olarak, devlete karşı bireyi koruyan, vatandaşı önemseyen düzenlemeler olmadıkça bu tür mağduriyetler yaşanacaktır.

Her neyse, derken bu işte bir yanlışlık var, denilerek düşünmek zorunda kaldık ve “Kol kırılır, yen içinde kalır” misali işimizi kendimiz hal edelim düşüncesiyle 23 Eylül 2012 tarihinde yapılan bir yasal düzenlemeyle Anayasa Mahkemesine (AYM)’ne bireysel baş vuru hakkı getirildi. Bu yasal düzenleme hem vatandaşın hak aramasını kolaylaştıracak hem de dosyaların ekseriyetine de sonuç alma imkânını kazandıracak ve AİHM’deki dosya sayımız azalacak.

Bu konuyu önemseyen AYM, bir başkan vekili olmak üzere üç üyesiyle Diyarbakır Baro’sunun davetine icabet ederek DESOB’un konforlu konferans salonunda bu sürecin takipçisi durumunda olan öncelikle bölge avukatlarına anlatılar. Tabi, “halka söyleyecek iki çift lafım olmalı” diyen benim gibi yazar çizerlerden duyarlı katılımcılar da vardı.

Bir davayı AYM’e götürebilmek için,

1- Temel hak ihlali olabilir,

2- Hukuki yarar söz konusu olabilir,

3- Başvurma yollarının tüketilmesi lazım.

*Ülke dışında başvurular kabul edilmez.

*Başvuru mektup, telgraf ve faksla olmaz.

*Baş vuru için 172 TL harç ödenir.


Ayrıca mahkemeyi gereksiz yere meşgul etme kanaati hasıl olursa davalı 2000TL gibi bir cezalandırma ile de cezalandırılabilir.

Başvuruların usulüne uygun yapılabilmesi için MADDE 59-(1) iç tüzük ekinde (Ek-1) örneğinde bulunması gereken bilgilerin doldurularak, formda belirtilen belgelerin eksiksiz hazırlanması lazım. Aksi takdirde belirtilen sürede (15 gün) gerekli belgeler tamamlanmazsa dosya reddedilir. Dosya kabulünü iki raportör incelerken, esastan incelemeyi bir AYM’i üyesi ve iki raportör yapar.

AYM’i inceleme yaparken Anayasal açıdan ve Türkiye’nin taraf olduğu Avrupa İnsan Hakları sözleşmesinden ilham alır.

Örneğin İnsan Hakları sözleşmesinde “eğitim öğretim; objektif, eleştirel ve çoğulcu bir nitelikte devletin desteğiyle verilir” denilirken daha düne kadar “Atatürk milliyetçiliğine bağlı, devletin gözetiminde yapılır” ibaresi milli eğitim temel kanununda vardı. İyi ki değişti yoksa birileri AİHM’ne götürseydi büyük ihtimalle haklı çıkardı.

Başka bir misal, maddi imkânları kısıtlı olan fakir aile çocukları devletten aldıkları bursla okumaya devam ederler, bizde devletin böyle bir yükümlülük anayasal olarak yok.

Her ne kadar birincil, ikincil, üçüncül haklar gibi insan hakları kategorize edilse de aslında hepsi de birinci sınıf haklarıdır ve gittikçe bu hakların dairesi genişliyor şimdi bir de çevre hakkı diye bir hak kavramıyla karşı karşıyayız….

Beni sevindiren en önemli şey Anayasa Mahkemesinin bir Başkan Vekili olmak üzere üç üyesinin adaletin yerini bulması için taşraya inmeleriydi. Demek ki devlet vatandaşıyla kucaklamayı aklına koymuş ve ben vatandaşımın hak hukukunu korumakla yükümlüyüm izlenimini veriyor.

Ayrıca Baro gibi kurumların da bu tür buluşmalara ön ayak olmaları sevindiricidir. Zaten bu tür oluşumların ana görevlerinden bir de budur diye düşünüyorum.

Bu bilgilendirme konferansında emeği geçen herkese teşekkür ederim.

Kalın sağlıcakla…


Eyüphan KAYA

27.12.2012






 

Bu yazıyı Facebook'ta paylaşabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaş
0
Yorumlar
Uyarı

Yorum yazabilmek için üye olmalı ve oturum açmalısınız.

Eğer sitemize üye değilseniz buraya tıklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eğer üye iseniz oturum açmak için buraya tıklayın.