Ara süreç böyle yönetilir

11 Eylül 2014 21:25 / 1190 kez okundu!

 

 

12. Cumhurbaşkanımızın 15 Ağustos sonrasını sabır, metanet ve olgunlukla; muhalefetin bağırıp çağırmasına kulak asmadan idare etmesi takdire şayandı. Hele en son Kongrede AK Parti paydaşlarına tarihi bir ders niteliğinde geleceğin vizyonunu ortaya koyması medarı iftihar bir liderlik örneğiydi.

Bu kadar manidar bir konuşmayı bir yazıya sığdırmak kolay değildir, ama birkaç paragrafla analiz etmeye çalışacağım.

Kökü mazide olan atiyiz;AK Parti 1400 yıl önce Peygamberi zişana inen vahyin özünden ilham alarak, Sultan Alparslan dan, Selahattin-i Eyyubiden, Fatih Sultan Mehmet’ten…  Koca Ahmet Yesevi, Mevlana, Yunus Emre, Ahmedi Xani ve Melayi Cezeri’lerin yolunda yürüyoruz.

Bu davada istikamet ve istişare var; İlahi emir gereği “dosdoğru olmayı” hatırlatan Cumhurbaşkanı ayrıca işlerimizin devamlı istişare ile olası gerektiğine vurgu yaparak, bu güne kadar böyle geldik bu günden sonra da böyle olmalıyız ifadelerini kullandı. İşte en doğru yönetim tarzı da bu olsa gerek.

Bu dava “ben” kavramı üzerinde yürümez; Bu dava ben ve benlik kavramı üzerinde yürümez “ben yoksam dava da yoktur”, “ben olmazsam bu dava yürümez” diyenler yanılıyorlar. AK parti bir misyon ve vizyon hareketidir. Bu partide isimler önemli değil, her gelen bu kutlu yürüyüşü bir adım öne çıkarır, bu partinin içinde bu bayrağı ileriye taşıyacak yüzlerce lider kapasitesinde insan da olduğuna inanıyorum.

Bu dava yüzyıllardır yapılan bir mücadelenin eseridir; Bu dava hak ve batıl davasıdır. Hz.Adem’den günümüze milyarlarca insanlar geldi geçti ancak hak ve batıl davası hep yaşadı. Bu aynı zamanda insanlığın davasıdır. Ülkemizin yakın tarihinde;

 Gazi Mustafa Kemal’in hayalleri,

Adnan Menderesin özgürlük sevdası,

Turgut Özal’ın hür teşebbüs ruhu,

Erbakan Hocanın ağır sanayi hamlesi ve Adil düzen mücadelesi vardır.

Birinci meclisin açılışında hikmet ve ibret var; 23 Nisan 1920 bir Cuma günü Hacı Bayram-ı Veli camisinde Cuma namazı kılındıktan sonra TBMM dualarla açılmıştır. Orada birlik beraberlik, hoş görü vardı, huzurlu bir yaşam hedef edinmişti, ne yazık ki o mübarek hedeften sapıldı red ve inkar başladı, devlet milletinin yakasına yapıştı, bin bir türlü zulüm meydana geldi ve bu güzelim ülke hep kan kaybetti. Tek tip bir millet oluşturma uğruna toplum mühendisliği uğruna sıkıntılar yaşandı. Halbuki bu sünetüllaha aykırıydı, insanın fıtratına ters düşen bir durumdu, başarıya ulaşılamadığı gibi Anadolu insanına da çok şey kaybettirdi. Yeni Türkiye artık bu tür yanlışların yapılmayacağı, her vatandaşın birinci sınıf olduğu vurgusunda bulundu.

Paralel yapı ve bürokratik sıkıntının peşini bırakmayacağız; Hizmet hareketi deyip Milli istihbarata çelme atmak istediler, Hükümete darbe yapmak istediler.Bunun ark niyetle dolu uğraşlar olduğuna inanıyorum,hizmet hareketinin tabanı kedileri düşünsünler birilerinin lafına bakmaktan çok olup biten hadiselere kendi aklını kullanarak düşünsünler hakkı hakikati fark edeceklerine inanıyorum.

12.Cumhurbaşkanımızın AK Parti kongresindeki son konuşması oluşu itibariyle çok manidar ve bu partinin tüm fertleri tarafından paragraf paragraf incelesi ve kendine düşen dersi ondan çıkarmalıdır. AK Parti hafif sağa bakan cıvık siyaset özlemini taşıyan kimselerin ya ezberlerini bozmaları lazım ya da bu tür gafletin içinde olan kimselerin bu partiden uzak durmaları lazımdır kanaatimi taşıyorum.

Ülke siyasetinde çare, AK Partiyi dağıtarak yeni partiler oluşturmak değil, program ve kadrolarıyla AK Partiden bir adım önde olacak şekilde bir muhalefet gerekir. Muhalefetin bu alanda kendini yenilemesini istemek bizim hakkımızdır. Eski muhalefet tarzı meclisin dışında kalmakla baş başa bir duruma gelmiştir. Bu partiler ya kendini yenileyecekler ya da tarihin sayfaları arasında kaybolacaklar. HDP’nin siyaset argümanlarını değiştirip oylarını nasıl da bir milyon arttırdığı ortadadır. İyi çalışırsa gelecek seçimlerde Ana Muhalefet partisi olabilir. Diğer partilerin kulağına küpe olsun.

Özellikle Cumhurbaşkanlığı devir teslim töreninde Sayın Erdoğan’ın; Adalet, Barış, Dayanışma ve Refaha vurgu yapması fevkelade bir hatırlatmaydı.

Birilerinin istediği gibi 15 ağustosta görevini bırakıp kaçmaktansa kongresini yapıp, geleceğin Başbakanı da belirleyip 28’inde TBMM’inde yemin etmesi siyasi olgunluğunun bir işareti olarak tarihe not etmeye değer diye düşünüyorum. Liderlik böyle ara süreçlerde belli olur.

Bu kapasiteye sahip bir zatın Çankaya’ya çıkması sağduyulu bir vatandaş olarak bizi memnun etti/etmeli.

Gözlemim budur, ne mutlu hep bir adım ileri mantığıyla hayata katkı verene.

Selam ve saygılarımla.

 

Eyüphan KAYA

02.09.2014, Diyarbakır

 

Son Güncelleme Tarihi: 12 Eylül 2014 15:18

 

Bu yazıyı Facebook'ta paylaşabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaş
0
Yorumlar
Uyarı

Yorum yazabilmek için üye olmalı ve oturum açmalısınız.

Eğer sitemize üye değilseniz buraya tıklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eğer üye iseniz oturum açmak için buraya tıklayın.