Bu düğünler kimin?
30 Eylül 2013 23:01 / 1358 kez okundu!
İslam’ın insanlık hayatına kazandırdığı paha biçilmez değerler vardır. Bunlardan biri de nikahtır ve akabinde düğün ve düğün yemeğidir. Nikâh Allah’ın birbirine haram kıldığı bir bay ve bayanın her türlü mahremlerini paylaşmaya imkan verdiği ilahi bir ruhsattır.
Malum insan için cinsi münasebet, üreme, çoğalma, bir hayat arkadaşının varlığı insanın ihtiyaç duyduğu bir sırdaşı, bu değerleri içinde barındıran ailenin oluşumu bir ihtiyaçtır, elzemdir. İşte bu yuvanın kurulmasına imkân veren akdin adıdır nikah.
Dolayısıyla nikâh iki adil şahidin huzurunda kadına ödenecek sidak adı verilen genelde mehrül misil olarak bilinen maliyetli bir değer bayana ödemek şartıyla, velinin izniyle kıyılır.
Nikah akdi sağlam olmayan bir çiftin vay haline!.. eşlerin beraberliği helal hale gelmediği için her anı haram işliyor ve günaha giriyor.Nikahı helal üzerine kurulan bir çift ise beraberliğinde daima hayır vardır.
Evliliklerde bir de düğün denilen bir hadise var ki, aslında bu dinen çok mühim bir olay olmadığı halde günümüzde en çok ön plana çıkmış bir olay haline gelmiştir.Düğün helal dairede mutluluğu paylaşmanın yanı sıra çiftlerin evliliğinin aleni, aşikar ve mümkün olduğu kadar topluma yayılmasıdır.
Ne acıdır ki gümüz düğünleri birçok açıdan İslami değerlerle bağdaşmadığı için katılımcıları günaha soktuğu gibi, evlenen çiftlerin hayatını da haram üzerine inşa ediyor. Bir kutsal değerin haramla başladığını, hatta yüzlerce insanın günah işlemesine vesile olduğunu düşünün, maazallah aslında bir felaket ama düşünenler için tabi. Kimse sanmasın ki günah işlemek adet haline gelince helal hale geliyor. Bu toplum kendi kendini aldatmasıdır “Ne yapalım adet böyle olmuş” diyorlar.Yakın zamana kadar çalgının çalınması dahi haramdır şeklinde bir olgu bu toplumda varken şimdi maalesef tereddütsüz ve şüphesin bir çok düğünde günah üstüne günah işleniyor.
Kadın erkek el ele oynamalar(Haramdır)
Damat gelin orta yerde oynaması(Haramdır)
Gelinlerin baş açık hali(Haramdır)
Bayanların yarı çıplak kıyafetle çekici makyaj ve cezbedici kokularla düğüne katılmaları(Külliyen haramdır)
Kadın erkek çiftetelli oyunu(Haramdır)
Allah’ı tanımayan kimselere selam göndermeler caiz olmadığı gibi salonda olan birçok kişiyi de rahatsız eder(caiz değildir)
Mevlitteki merhabaya benzer uydurma şeylerle İslami değerlerle oynamalar hurafedir.
HİÇ BİR İLİM ERBABI BU KADAR GÜNAHA KAYNAKLIK EDEN BİR HADİSYE CEVAZ VEREMEZ
Bir düğün düşünün ki bu kadar olumsuzluklar içeriyor. Bir mümin böyle bir düğüne gidip gelene kadar dünyanın azabını çekiyor ve bu aksaklıklara müdahil olmayıp, seyirci kaldığı için “rızayı kabahat aynı kabahattir” düsturuyla düğün süresince hep günah işlediği… böyle bir düğün tek kelimeyle felakettir. Hele böyle bir düğüne gönülden rıza gösterenler neuzubillah hangi tövbe onu kurtarır bilemem, çünkü bu bireysel bir günah değil toplumsal bir facia, İslam’ın mahremiyet değerini çiğnediği için vebali ağırdır.
Hem bu milletin değerleri bunlar mıydı? Edep, marifet, haya kavramlarıyla hayatta tutmamız gereken değerlerimize ne oldu? Birileri batılılaşma diye diye bu kıytırık değerleri bize sundu, eğer batıya hayransan niye batının çalışkanlığına, insana verdiği değere, hak ve hukuk kavramına bağlılığına bağlanmıyorsun.
Batı birbirini öldürmüyor, biz maalesef,
Batı birbirinin hakkına saygı duyuyor, bizim maalesef,
Batı gecesini gündüzüne katarak çalışıyor, bizim maalesef
Bize de kala kala namus ve şerefimizi örseleyen batının batıl düğünleri kaldı ancak batı da bu düzeyde seviyesiz düğünler yapmıyor onu da söyleyeyim.
Ne yazık ki ben de bu düğünleri hayırlı etmeye gidiyorum, böyle bir düğüne hayırlı olsun denilir mi? o da şüpheli. Her seferinde bir ton günahla evime dönüyorum, ama içim hep huzursuz biliyorum ki imanın var, gayretim var, her seferinde de sözlü uyarıda bulunuyorum nedir bu cergebez(kadın erkek karışması), ama ne çare.
Her türlü faaliyetlerinde Allah’ı tanıyanlara ne mutlu, kontrolsüz hayat adi olup fasofiso…. ama bir mümin yaşadığı fasofiso hayatın hesabını Yüce Allah’a nasıl verecek onu anlamakta zorlanıyorum, bu hallere bir çare bulamadığımız için Hak Te’ala’dan utanıyorum. Dertli bir mevzu bu kadarıyla yetinelim.
Allah’tan utananlara ne mutlu,
Allah kendisinden utananları, yeryüzünde onun rızasını arayanları dünyada da ahrete de sahipsiz bırakmaz.
Gelin ehli haya olmayı tercih edelim ne dersiniz?
Selam ve sevgilerim insanlık alemine… günaha gönülden rıza gösterenler hariç.
Eyüphan KAYA
29.09.2013