Camiler birer medeniyet abideleridir

18 Ekim 2024 20:55 / 44 kez okundu!

 

 

Herkesin suyundan, gölgesinden, ikametinden kimseden izin almaksınız faydalandığı insanlık abidesi camilerimiz Beytüllah’ın birer şubeleri, Kur’anın ifadesiyle Allah’ın birer evleridir.

İslam dünyasının huzuru bu camileri vasfına uygun kullanmaktan geçer. Camilerimiz son yıllarda lüks olarak yapılıyor ama yerine getirmesi gereken fonksiyonu açısından faal hale getiremedik.

 

*****

 

Camiler birer medeniyet abideleridir

(Yer: Diyarbakır Ulucami)

 

Herkesin suyundan, gölgesinden, ikametinden kimseden izin almaksınız faydalandığı insanlık abidesi camilerimiz Beytüllah’ın birer şubeleri, Kur’anın ifadesiyle Allah’ın birer evleridir.

İslam dünyasının huzuru bu camileri vasfına uygun kullanmaktan geçer. Camilerimiz son yıllarda lüks olarak yapılıyor ama yerine getirmesi gereken fonksiyonu açısından faal hale getiremedik.

Cami, ibadet yeri olmakla birlikte;

> Sulh ve selamet yeridir,

> Sosyal yardımlaşma ve dayanışma yeridir,

> Talim terbiye yeridir,

> Helal dairede sohbet ve eğlenme yeri,

> Toplumsal meseleleri istişare etme yeridir.

Bu camilere Diyanet İmam-Hatip atıyor ama Sivil Toplum Kuruluşlarının faaliyetlerine de açık olması lazım. Çünkü zikrettiğim vazifeleri İmam-Hatip tek başına yapamaz, hatta beş vakit namazı dahi tam tamına camide kılamaz, en azından bir gün izinlidir.

O zaman Cami cemaatinin ruhuna uygun Sivil Toplum Kuruluşları ve Kanaat insanlarıyla iş birliği içinde olunmalıdır. Ülkenin en ücra köşesine kadar var olan camiler üzerinden toplum ile iletişim halinde olmak mümkündür. Kamu yararına olan bir mesajı en kolay camiler üzerinden halka ulaştırabiliriz.

Genel mevzularda Cuma hutbeleriyle halkı aydınlatabiliriz, bir yerleşim biriminde;

"Fakir fukara kimdir?

Topluma sıkıntı veren kimlerdir?

Toplum üzerinde ağırlığı olan kimlerdir?" sorularının cevabı Cami imamından öğrenilebilir.

Bu soruların cevabı toplum huzuruna yönelik politikalar üretmemizi kolaylaştırır.

Bize düşen camileri asıl fonksiyonlarıyla donatmak ve camiyi cazibe merkezi haline getirmektir.

Unutmayalım cennetin yolu camiden geçiyor, “her camiye giden cennete gider” diyemeyiz, ama “cennete gidenler camiye gidenlerdir” denilebilir. Camiyle arası açık olanın cennet yüzünü görmesi düşünülemez.  

Eninde sonunda caminin Rabbı ile karşılayacağız, o gün kendini ifade edebilmemiz için amel defterimizin başköşesinde cami olursa rahat ederiz. Dolayısıyla bu milletin çocuklarını camiye yönlendirelim, camiyle iş birliği içinde olan insanın birçok yanlış duyguları körelir, iyi huyları gelişir diye düşünüyorum.

Aslında ev, iş, cami arasında bir hayat üçgenimiz olmalı, onun dışında bazı programlarımız olsa da tali işler sayılır.

Bakın bazı dünya ülkeleri ibadethaneye hangi gözle bakıyor? Norveç devleti ister klise, ister cami derneğine üye olsun, üye başına aylık 20 Euro aidat ödüyor, Ankara büyük elçisine sebebini sordum, dedi ki, "Benim vatandaşım oraya gidince manen huzur buluyor, bu onun hayatın içinde daha verimli olmasını sağlıyor, nedeni budur" dedi. Görüyorsunuz insani yaklaşımı, "helal olsun" demekten başka ne denebilir? Onun için İslami Hayat Endeksine göre yapılan sıralamada 153 devlet içinde ilk 10'da yer alıyor, benim ülkem de 105. sırada. Birinciyi merak ediyorsanız onu da söyleyeyim, Yeni Zelanda devleti.

Haydi ya Allah, zaman camilerimizle barışma zamanıdır diyor, hepinize selam ve hürmetlerimi arz ediyorum.

Camilerde buluşmak üzere...

 

Eyüphan KAYA

13.10.2024, Diyarbekir

 

 

Bu yazıyı Facebook'ta paylaşabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaş
0
Yorumlar
Uyarı

Yorum yazabilmek için üye olmalı ve oturum açmalısınız.

Eğer sitemize üye değilseniz buraya tıklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eğer üye iseniz oturum açmak için buraya tıklayın.