Diyarbakır Emniyet Müdürü Güven, güven veriyor
13 Mart 2013 01:41 / 1564 kez okundu!
Bir Başbakan’ın eli kolu bakanlardır, bakanların taşraya sinerji yayarak; başarı, huzur, üretim ve eğitime katkısı da il müdürleriyle ancak mümkündür.
Dolayısıyla bakanların birer temsilcisi durumunda olan yeterince nitelikli il müdürleriniz varsa bir şehirde orada devletin varlığı daha ciddi hissedilir. emniyet md., MEM md., aile ve sosyal politikalar md., kültür md….başta olmak üzere. Vatandaş da yapılan çalışmalardan umut ve enerji kaparak hayatı kolaylaşır özgüveni artar.
İşte bunlardan biri Diyarbakır il emniyet müdürümüz Recep Güven’dir; göreve başladığından bu yana vatandaşlarla iç içe, vatandaşın hissiyatına tercüman oluyor, dertlerini anladığı izlenimi verip vatandaşa teselli veriyor. Belki vatandaşın midesine bir katkısı olmaz ama ruhunu okşuyor.
Yıllarca gereksiz kaygılarla duygularımızı bastırdık, olduğumuz gibi görünemedik, birbirimizin derdiyle dertleşmedik, derken yıllar akıp geçti, dünyanın sıkıntısını çektik, kardeş kardeşten soğudu. Ama kimi yürekli insanımız her fırsatta yüreğinin sesini dinledi, dinlediğini seslendirdi ve sorunların gün yüzüne çıkması için çaba sarf etti. Ahmet Kaya, Ferhat Sarıkaya, Sacit Kayasu, İsmail Beşikçi, Ahmet ve Mehmet Altan kardeşler… gibi. İşte bunlardan biri de İl Emniyet Müdürümüz Recep Güven'dir.
Halkımız çeyrek asır boyunca itildi kakıldı, her seferinde horlandı, yüce Allah onları Kürt olarak yaratmış diye canını cananı, ciğerini kaybetti, fakat bunu birileri görmezlikten geliyordu, işte bunu fark eden babayiğitlerden biri de İl Emniyet müdürümüz Recep Güven'dir.
Benim mülki amirim niye dilimden anlamıyor, benim İl emniyet müdürüm neden ne dediğimi anlamıyor, neden Kürtçe konuştuğum için öğretmenimden dayak yiyorum, bu aksaklığın faili ben miyim? Ben kendi isteğimle mi Kürdistan coğrafyasında dünyaya geldim? Kürt anne babadan olmak benim tercihim miydi? İşte buna ancak Recep Güvenler "HAYIR!" deyip, haykırıyorlar.
Ne diyor bu “Evladı Fatihan,” anaların göz yaşları dinsin, insanlarımız ölmesin, ölen insanımızın üniformalısı da, peşmerge kıyafetlisi de aynı milletin evlatlarıdır diyor, ikisinin acısı da dönüp dolaşıp bizi buluyor. Terörün bataklığını kurutmak lazım, gencecik insanları şu körpe hayattan koparıp dağlara çıkaran nedenleri ortadan kaldırmak lazım, bu gencecik evlatlarımızı dağdan bağa indirmek lazım diyen Recep Güvenlerdir.
Vatandaş polisi gördüğü zaman irkiliyorsa vay halimize, bu şehre huzur ve güven kazandıramıyorsak vay halimize, vatandaş herhangi bir haksızlığa uğradığı zaman karakola gelmekten tereddüt ediyorsa vay halimize, bu şehirde hırsız arsız cirit atıyorsa vay halimize diyen yine Recep Güvenlerdir.
8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nde cefakar annelere seslenerek, bu anma günlerini Kürtçe kutlayan ve bu mesajla yanlarında olduklarını, annelere minnettar olduklarını onlara olan sevgi ve ilgisini bu vesileyle ifade eden yine Recep Güven beyefendilerdir.
Bu yerli yerinde gerekli çıkışları yaparak benim gibi sağduyulu vatandaşın beklentilerine cevap veren, ömrünü sabır ve metanetle geçirip, her türlü sıkıntıya rağmen silahlı mücadelenin tarafı olmayan cefakar vatandaşları teselli eden ve haklı çıkaran yine Recep Güven beyefendilerdir.
İnsan dünyaya bir defa gelir. Elindeki fırsatı alabildiğince insanların lehine kullanmalı, halkın duasını alabilmelidir. Devlet devlet diyerek hayatta kaos oluşturan kimselerin vay haline.
90’lı yıllarda Eğil ilçesine bir Kaymakam atandı, İlk olarak imamların toplantısına geldi, ben o zaman din görevlisiydim. Dedi ki, “Arkadaşlar cesur olun, insanlardan hakikati gizlemekten sakının, örnek insan olmaya çalışın ki, vaaz ve hutbeleriniz insanlar üzerinde etkili olsun. İslam alimlerinin sarıkları neden kabaydı bilir misiniz? Onlar yanında kefenlerini taşıyorlardı da ondan.”
O zaman Eğil’in köylerinde su sorunu vardı ve tankerlerle köylere sırayla su dağıtılıyordu. Bir iki bakıyor ki listede hep aynı soyad taşıyanlar baştadır, bir gün diyor ki, “liste listedir, bir sefer de alttan başlayın.” Onu şikayet ettiler, o günün Diyarbakır valisi diyor ki, “Ya sen orada eşek başı mısın? ikide bir sorunların il’e yansıyor?” Kendisi de diyor ki, "Ağzını topla Beyefendi, ben iyi bir idareci olmak niyetiyle kaymakam oldum, bu saatten sonra da vatandaşım, ona göre". Hemen istifasını verir. Şu anda müsteşar düzeyinde bir devlet adamıdır. İyi ki böyle delikanlılar bu ülkede var.
İşte İl Emniyet Müdürümüz Recep Güven de böyle bir delikanlıdır. Manidar çıkışlarıyla bana yaşattığı bu mutluluktan dolayı kendilerine candan teşekkür ediyorum. Çünkü ben hep böyle bir gün gelecek diye inandım, insanları bugüne hazırladım. Keşke her kurumun başında bir Recep Güven olsaydı; kendini insanının mutluluğuna adamış, devleti kağıt üzerinde yürütmekten çok, uygulamalarıyla var olan sorunları minimize eden kimselere ihtiyacımız var diye düşünüyorum.
Ve hasret duyduğumuz ifadeyi kullanarak hararetimize su serpiyor. Ne diyor biliyor musunuz? “Devlet vatandaş için vardır” diyor. Ah şu ifadeyi bir içselleştirebilseydik...
Herkese saygılarımı sunarım. Daha mutlu günlere.
Eyüphan KAYA
11.03.2013