Diyarbakır siyasetinde seçim analizi
25 Mayıs 2018 02:09 / 1403 kez okundu!
Müsaadenizle şehrimizin panoramasını bir değerlendirelim;
Önceki seçimlerde gereğinden fazla oy alan HDP eski oylarını çantada keklik sayıp, içindeki birkaç makul Kürt vekilleri de liste dışında bıraktı, nasıl olsa artık CHP gibi bir sol tabanım oluştu diye, artık birkaç seçim böyle gider, kimin umurunda ülkenin hali?
*****
Diyarbakır siyasetinde seçim analizi
Müsaadenizle şehrimizin panoramasını bir değerlendirelim;
Önceki seçimlerde gereğinden fazla oy alan HDP eski oylarını çantada keklik sayıp, içindeki birkaç makul Kürt vekilleri de liste dışında bıraktı, nasıl olsa artık CHP gibi bir sol tabanım oluştu diye, artık birkaç seçim böyle gider, kimin umurunda ülkenin hali?
Yarı ölü vaziyette olan CHP, SP, MHP vekil çıkarcağız diye keyiflerine diyecek yok, hala şunu anlamadılar ki, ölü dirilmez. Özellikle Diyarbakır’daki halleri için söylüyorum.
HÜDA-PAR bağımsız adayla seçime girecek, galiba doğru olanı da odur.
AK Parti’ye gelince öyle bir liste ile Diyarbakırlıların huzuruna çıktılar ki “yukarı bıyık, aşağı sakal” meselesine döndü.
Yani işin şakası yok, bu seçim sonuçları Diyarbakır’da birçok sürprizlere gebe, Allah hayretsin.
Eğer Ak Parti iyi bir listeyle seçmenin karşısına çıksaydı HDP’yi % 50’nin altında bırakmak işten bile değilken, bu listeyle HDP’nin şansını yükseltti maalesef!
Şimdiye kadar HDP’ye bir soru hazırlamıştık; “Hayrola, bu defa niçin oy istiyorsunuz, 80 vekille meclise gittiniz, meclisi bırakıp sokaklara döndünüz” tam bu soruyla HDP’yi sıkıştıracağız derken, korkarım benzer bir soru da Ak Parti’ye yönlendirilecek, birinci sıra adayı, ikinci sıra dayı, üçüncü sıra dayı hepsinin de vekalet tecrübesi var ve bu süreçte rol model olabilecek bir çalışma ve çabaları da yok.
Sormazlar mı “önceki vekalet sürecinde ne yaptınız ki bundan sonra ne yapacaksınız?” Bence ilk üç sırada yer alan vekil adayların hiç vekillik yapmayanlardan seçilmesi lazımdı, ki kendini anlatabilsinler. Şimdi ne diyecek vatandaş; “aynası iştir kişinin lafa bakılmaz” gel de buna karşı bir şey söyle söyleye.
Eskiden, “ne edip edip iktidar için meclise bir çoğunluk kazandıralım ki memleket koalisyon oyunlarına muhtaç olmasın” deniliyordu, şimdi yeni sistemde öyle bir endişe de yok, Reis % 50-60 arası bir oy oranıyla seçildikten sonra hükümetini kurar, işine bakar.
Meclise giden vekil ya işini yapar mecliste varlığı hissedilir ya da sokakta dolaşınca önüne bakmak durumunda kalır. Artık o eskiden olduğu gibi iş bitiren vekil devri geçti/geçiyor.
Ne yazık ki bu sistemin olmazsa olmazı olan dar bölge seçim sistemi getirilmedi, getirilseydi o zaman herkes boyunun ölçüsünü alırdı, ama erken seçim bu değişikliğe fırsat vermedi.
Benim anlamadığım biz bu vekilleri bize vekillik etsinler diye mi veya liderlere asker mi seçiyoruz?
Efendim Ak Parti mecliste çoğunluğu elde etmezse Reis, askersiz komutan duruma düşermiş, bu nasıl söz anlayamadım.
Bence meclise nitelikli vekil gönderelim ki, hem nitelikli yasalar çıkarılarak hayatımız kolaylaştırılsın hem de gerekirse Cumhurbaşkanı karşısında bir denge unsuru olsun.
Bu seçimde meclise vekil dağılımdan çok Cumhurbaşkanlığına Recep Tayyip Erdoğan’ın seçilmesi önemlidir.
Çünkü bu sistemin mimarı odur. Diğer adaylar hepsi hayırcı, hayırcı olmayan bir Perinçek var, onun da neye hizmet ettiğini ben bilmiyorum, bilen varsa söylesin.
Dolayısıyla diyorum ki, parti düzeyinde tercihiniz hangi parti olursa olsun cumhurbaşkanlığı oyunuz Erdoğan’a olsun, vekil seçimi konusunda ise vicdanınızın sesine kulak verin.
Hayırlısı olması dileğiyle.
Eyüphan KAYA
24.05.2018, Diyarbekir