Ne olacak bu siyasetin hali?
03 Aralık 2018 21:56 / 1068 kez okundu!
Tutturmuşlar;
Siyasetçidir, yalan söylemesi normaldir,
Siyaset menfaattir,
Siyaset rant elde etme işidir,
Siyaset torpildir, adam kayırmadır,
Siyaset servet biriktirmektir,
Siyaset çalıp çırpmaktır, diyorlar.
Yazık ki ne yazık! Vallahi siyaset bunlardan hiç biri de değil.
****
Ne olacak bu siyasetin hali?
Tutturmuşlar;
Siyasetçidir, yalan söylemesi normaldir,
Siyaset menfaattir,
Siyaset rant elde etme işidir,
Siyaset torpildir, adam kayırmadır,
Siyaset servet biriktirmektir,
Siyaset çalıp çırpmaktır, diyorlar.
Yazık ki ne yazık! Vallahi siyaset bunlardan hiç biri de değil.
Siyaset toplumu yönetme sanatıdır, bu da;
Helal yolla olur,
Dürüstlükle olur,
Fedakarlıkla olur.
Ak Parti'nin birinci ve ikinci dönemini hatırlayın, hem kendileri bir şeyler yapmaya gayret ediyorlardı, hem halk onlara merhamet gözü ile bakıyor, destek veriyordu, ustalık döneminde tökezledi, bir türlü kendine gelemiyor.
Temiz ve dürüst bir siyasetin yapılabilmesi için; şahsiyeti elverişli kimseler, belli bir tahsilden sonra siyaset okulunu da okuyup partilerin belli kademelerinde yer alacaklar ve topluma hizmet edecekler, başka türlü bu kirlenmiş siyaset zor düzelir.
Cumhurbaşkanı “ben yalnızım” dediğinden beri her fırsatta ona arka çıkmaya gayret ediyoruz. Hatta erken emekliliğimin nedenleri arasında bunun da olduğunu söyleyebilirim.
Cumhurbaşkanına yardımcı olalım dedik ve her aşamada Ak Parti'ye sahip çıkmaya çalıştık. İki yıl İl Başkan Danışmanlığını yaptım, Ar-Ge biriminde çalıştım, SKM’de çalıştım, Siyaset Akademisi koordinatörlüğünü yaptım, 16 Nisan referandumun kampanya sürecinde parti hatipliğini yaptım.
Daha sonra İlçe başkanlığına talip olum, İl başkanlığına talip oldum, vekil adaylığına talip oldum, en son şu anda belediye başkanlığına talibim.
Sayın Erdoğan ülke sorunlarıyla tüm gücüyle ilgilendi ama istediği düzeyde bir başarı elde edilmedi. Muhalefet göz göre göre destek olacağına köstek oldu.
ANAP zihniyetli insanlar partiyi ahtapot gibi sardılar ve yazının başında siyasete yakıştırılan vasıfları Ak Parti'ye de bulaştırdılar. Eski partililer ya uzak durdu ya da uzaklaştırıldı, Ak Parti özellikle bölgemizde ve şehrimizde bu menhus siyasetten kurtulamıyor.
Ben Sur belediye başkan adaylığı için müracaat etmişim diye “Hocam senin ne işin var bu kirli siyasetin içinde” diyenler oluyor.
Benim kanaatim o ki ben bu ilçenin vekili, belediyenin lideri olursam;
- Bu şehirde aç ve açıkta kimse kalmayacak,
- Hak ve adalet açısından kimse mağdur olmayacak,
- Yaşlılar, gençler, kadınlar ve en önemlisi de aile reislerinin yüzü gülecek.
- Bekarlarımızı evlendirmek, mutlu aileler oluşturmak için gayret edeceğiz.
- Maddi manevi alanda her geçen gün ilerleme olacak,
- Buna bağlı olarak huzur ve mutluluk neşv u nema edecek.
- Bu ilçe belediyecilik açısından ülkemizde de, bölgemizde de örnek gösterilecek.
Geçende bir yazımda 37 madde yazmıştım, bir kaçı da sır olarak kalsın diyerek yazımı tamamlamıştım. Bu vaatlerin hiç biri ütopik olmadığı gibi, daha fazlasını da yapma imkanını bulabiliriz.
Ne demişler; “At sahibine göre kişner”, aynen bu tarzda belediyeyi idare eder, huzur ve selamete kavuşurduk.
Kimisi de diyor ki; Beyefendi, siz fazla tanınmıyorsunuz, ben iddia ediyorum, adayların hiç biri benim kadar tanınmıyor. Beni bilenlerin çoğu da sağ olsunlar bana olan saygılarından dolayı ya bana “Seyda” diyorlar ya da “Hoca” diye hitap ediyorlar, dolayısıyla ismimi pek bilen yok. Ben bir yandan Medrese eğitimi görmüş ve mesleğimin ilk yıllarında Diyanette çalışmıştım, diğer yandan Kimya öğretmenliğini yaptığım için bu vasıflara itiraz etsem de beyhude kalıyor, vatandaş bana hitaben kullanıyor.
Elhemdulillah; Diyanet ehli arasında, Maarif dünyasında, Sivil Toplum Kuruluşları arasında saygın bir adımız var. Tabi dedikodu hastalığı olan kimseler, başkası hakkında olduğu gibi benim hakkımda da ileri geri konuşurlar.
Hasılı kelam biz vazifemizi yaptık, yüzlerce dostumuzla istişare ederek müracaatımızı yaptık.
“İyiler daima kazanır” dedik, aday olsak da olamasak da pek fark etmez, aslında sıhhat ve huzurumuz için aday olamasak daha iyi, halk ve hizmet için aday olup kazansak daha iyi, yani iki durum da fark etmiyor anlayacağın.
“Niyet hayır, akıbet hayır” diyelim.
Buna rağmen “Ne olacak bu siyasetin hali?” demekten kendini alıkoyamıyorum.
Eyüphan KAYA
02.12.2018, Diyarbekir