Savaşın seveni olur mu?
02 Şubat 2018 22:34 / 918 kez okundu!
İki ihtimal var; ikisi de sıkıntı, ölsen de, öldürsen de vahim. İkisinde de ağlayan anneler oluyor. Maalesef savaşın sonucu budur.
Bazı kendini bilmez kimseler Afrin harekatına destek verenlerin savaş sevici olduğunu sanıyorlar, halbuki daha büyük felaketler yaşanmasın diye bu harekat başlamıştır.
Karşında devlet yok ki, yarın onunla masaya oturasınız. Ağababaları ne dese onu yapıyorlar. Diyeceksiniz ki, nereden biliyorsun, çözüm sürecinden biliyorum.
Çözüm sürecinde örgüt ülke dışına çıkıp militanları silahsız döneceklerdi, bazı kaba adamları da, kamuoyu tarafında tolere edilmesinin mümkün olmadığı kimseler ise Irak Kürdistan’ında kalacaklardı ve bu şekilde ülkemiz hür ve huzurlu bir sürece girmiş olacaktı.
Peki öyle mi oldu? Maalesef öyle olmadı, Abdullah Öcalan örgüte “silahsızlanma kongresini” yapıp, silah bırakma talimatını verdiği halde talimatı yerine getirilmedi, yani örgütlerin ne zaman ne yapacağı belli değildir.
Allah aşkına soruyorum şimdi, PYD/YPG ne yapmak istiyor bilen var mı? Eğer amaç Kürtlerin huzur ve mutluluğuysa bu kanton/komün diretmesi neyin nesi? Malum bu tür yönetimler din ve namus anlayışından yoksun Komünist düzenin kalıntılarıdır.
Halbuki Kürt tarihinde böyle bir yönetim tarzı yok. Ayrıca bu Zerdüştlük dinini dile getirenlere ne demeli? Yahu zaten İslam öncesi herkesin mensup olduğu bir din varmış, atalarımız şan ve şerefine en uygun İslam dinini seçmişler, Allah razı olsun ki, Müslüman olmuşlar, biz de onların yolunda yürüyoruz. Kürtlerin Z’sinden anlamadığı bu hayali dinde niye diretiyorlar acaba?
Demek amaç Kürtlerin huzur ve selameti değil, eğer öyle olsaydı öncelikle Kürtlerin inanç ve kültürüne saygı duymaları lazım değil mi?
Yani aslında amaç Kürtlerin kalıntı kırıntı olarak kalan kültürünü de yok edip, prensipsiz, ne olduğu bilinmeyen bir insan topluluğunu oluşturmak.
Peki, böyle kimselerin eline silah verdiğiniz zaman onları nasıl durdurabilirsiniz? Mesela soruyorum YPG’nin Afrin’de ne işi var? Savaş gereği dahi olsa geri adım atsa olmaz mı? Üstelik karşında orantısız bir güç var, bir manevra yapıp geri adım atamaz mı? Atamaz çünkü ağababaları öyle istiyor.
Yani Afrin Kanton/komün ile yönetilecek diye bir ayet mi var? Gerçi haklı olarak birileri diyebilir ki, arkadaş bunlar zaten ayetle kavgalıdır, Kur’anı kabul etmiyorlar, bunlara ayetten bahsetmeye ne gerek var? Ama bu aynı zamanda Kürtlerin bir deyimidir;”Derheqé wida ayet hatiye”
Kısacası ABD bu Kürt gençlerine parasız silah vererek onları oyuna getiriyor, bilmekte fayda var. ABD de hiçbir açıdan insanımızın faydasına iş yapmaz, ben böyle biliyorum.
Dolayısıyla bu tür mecburi savaşlara savunmak akıl karı değildir, bir Mehmetçik şehit oldu dendiği zaman da, 11 terör örgütü üyesi etkisiz hale geldi denildiğinde de üzülmemek elde değildir. Esas olan yaşatmaktır, öldürmek niye?
Elin gavuru geliyor, bölgemize fitne fesat saçıyor, benim beldelerimi yakıp yıkıyor, aslında yan yana gelip o mega düşmana “hayır!” diyerek haykırmamız lazımdır, değil mi? Ne demişler “Ka akıl?”
Bizler komşuyuz, akrabayız, birbirimize muhtacız. Bize ne elin gavuru ABD ve Rusya’dan diyorum, siz ne diyorsunuz?
Eyüphan KAYA
02.02.2018, Diyarbekir
Son Güncelleme Tarihi: 04 Şubat 2018 11:04