Söyleyecek sözüm var!

09 Nisan 2015 16:33 / 1226 kez okundu!

 

 

Bu güzelim ülkede mazlum halk üzerinde gavur patentli bir proje denendi. Şu anda kısmen nefes aldığımız hissini alsak da aslında üzerimizde müthiş bir iz bıraktı, o da niteliksiz, iyi yetişmemiş vatandaş kitlesidir, her halde bundan daha büyük bir ceza olamaz.

Orta yaş grubu vatandaşlarımız, ülke yönetiminde rol alan kahır ekser; tarihimiz, inancımız, kültürümüzle barışık olmadıkları gibi yaşarken dahi bir komplekse kapılıyorlar. Birilerinin “mersi”,”çörs”, “by, by” demesi de bunun bir işaretidir. Ya selamı duyarken yüzünü ekşitenlere ne demeli?

Mesela seküler yaklaşım diye bir kavram lügatimize kattılar. Yani Dini/İslami hassasiyeti olmayan kimse demektir. Bu kavram tam anlamıyla öz benliğimize yabancı bir kavram. Hıristiyan dünyasında belki tutar, ama İslam dünyasında maya tutması mümkün değildir. Uyanık olmak lazım, bu konuda söyleyeceklerim var!

Müslümanlar İslam’ı hayatında tatbik etmekle yükümlüdürler, haftada bir Cuma Hutbesiyle ilahi talimatlar Müslümanlara iletilir uyulması tavsiye edilir.

İslam toplumu Kur’an’dan bağımsız yaşayabilir mi? Çok zor, dolayısıyla Anayasal çalışma yapılırken Kur’an’ın verilerine dikkat edilmelidir.

İslam, genelde insanı hakka, doğruya davet ederken onu vicdanıyla baş başa bırakıyor, ebedi hayattaki cezasıyla uyarıyor.

Ama bazı toplumsal uzlaşı ve ağır cezalarda yüce Allah kanun koymuştur. Bu emir ve direktiflere riayet edilirse hayata kalite gelir, huzur ve mutluluk artar, ama göz ardı edilirse toplumda kaos oluşur.

İster inan ister inanmayın ülkemizdeki Kürt meselesi ve doğurduğu PKK örgütü bir ayetin es geçmesinden kaynaklanıyor.

O da Rum suresi 22.ayettir. “Dilleriniz ve Renklerinizin farklı olması Allah’ın ayetlerindendir” ülkemizde Kürtçe yok sayıldı ve bu felaket başımıza geldi. Süreci hamasi duyguları gölgesinde ve soyut siyasetle geçirdik, ne dinimiz için ne dünyamız için bir başarı elde edebildik.

Bu seküler teranesiyle konuşanlar galiba kendini İsveç/Norveç’te hissediyorlar. Kardeşim adamların mistik düzeyle kilisenin içine hapsedilmiş, münharif bir dinleri var dinlerine de uyuyorlar, dünyalarını da o duygular içinde dizayn ediyorlar.

Peki İslam böyle mi? Bilinçli olarak Kur’an ayetleri için “önemli değildir” diyen bir Müslüman dinden çıkar. Ayrıca bilinçli olarak İslam’ı terk eden kimse de her türlü İslami değerlere karşı mücadele etmeyi kendine meslek ediniyor.

İnsanlığın huzuru için indirilen bir kitabı devre dışı bırakarak hayat yürüyebilir mi? İslam dışı bir toplumda olabilir, çünkü farkına varmadan insanlığın şanına yakışır yaşayabilirler, örneğin İsveç’te vergiye “zekat” diyorlar, al sana bir İslami değeri hayata kazandırmışlar. Adamlar güzellikleri araştırıyorlar ve buldukları zaman da itiraz etmiyorlar.

Bizde öyle mi? Kur’an’dan bahsedildiği zaman kimi adam nerdeyse yerinde kuduruyor. Şimdi soruyorum insanın insan olarak yaşaması için paha biçilmez bir değer olan İslami değerlerden yararlanabilecek miyiz? Bu konuda bir karar vermek lazım. Bence hayatın tılsımı burada yatıyor ne dersiniz?

Gelin bu konuda özümüze dönelim. Bu halk yeterince hırpalandı artık bir darbe almasına meydan vermeyelim.

Selam ve saygılarımla

 

Eyüphan KAYA

09.04.2015, Diyarbakır

 

 

Bu yazıyı Facebook'ta paylaşabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaş
0
Yorumlar
Uyarı

Yorum yazabilmek için üye olmalı ve oturum açmalısınız.

Eğer sitemize üye değilseniz buraya tıklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eğer üye iseniz oturum açmak için buraya tıklayın.