Zaman gayri nizami harp zamanı!
15 Mayıs 2024 15:05 / 257 kez okundu!
Siyonist İsrail’in savaş yöntemi kalleşçe olduğunu tüm dünya duydu, gördü, şahit oldu. Bundan sonra insanlık, tarzını değiştirerek İsrail’e karşı savaşmayı denemek durumundadır.
Dünyanın gözü önünde, çocuk, kadın, yaşlı demeden, sağlık görevlisi, öğretmen, gazetesi demeden insanları öldürüyor,
Okul, hastane, ibadethane ayırımı yapmadan her tarafı yakıp yıkıyor.
Hayatta kalanlara yiyecek, içecek ulaşmasını engelleyerek açıklıktan ölmelerine sebep oluyor.
Dünya dünya olalı böyle bir zulüm görmedi.
****
Zaman gayri nizami harp zamanı!
Siyonist İsrail’in savaş yöntemi kalleşçe olduğunu tüm dünya duydu, gördü, şahit oldu. Bundan sonra insanlık, tarzını değiştirerek İsrail’e karşı savaşmayı denemek durumundadır.
Dünyanın gözü önünde, çocuk, kadın, yaşlı demeden, sağlık görevlisi, öğretmen, gazetesi demeden insanları öldürüyor,
Okul, hastane, ibadethane ayırımı yapmadan her tarafı yakıp yıkıyor.
Hayatta kalanlara yiyecek, içecek ulaşmasını engelleyerek açıklıktan ölmelerine sebep oluyor.
Dünya dünya olalı böyle bir zulüm görmedi.
Hasan Saklanan tarzı bir gayri nizami harp artık kaçınılmaz oldu, İsrail ancak bu dilden anlar.
Hasan Saklanan kendi imkanlarıyla Küdsü Şerife giderek iki Siyonist askeri delik deşik etti ve şehit oldu. Bu da işe yarar bir örnek olup, bu tarz savaşmanın önünü açmak lazım. Müsaade edin, bir milyon kişi ile siftah edelim.
Dünya Müslüman Alimler biriliği Hilafet rolünü üstlenerek şu fetvaları vermelerini bekliyoruz.
1- İslam dünyası, hatta insanlık İsrail ile her türlü ticari ilişkilerini kesmeleri vaciptir.
2- İsrail’e komşu ülkeler hava sahasını İsrail’e kapatmakla mükelleftirler. Bu karara uymayan ülke yöneticileri iktidardan indirmek ilgili ülkenin tüm duyarlı vatandaşlarının görevidir.
3- 1967 sınırları dışında bulunan her İsrail askerinin katli vaciptir, her Müslüman kendi imkanlarıyla İsrail askerini etkisiz hale getirmeye çalışmakla mükelleftir.
*Bu maddenin gereğini yerine getirmek için Şehit Hasan Saklanan Taburu adıyla her hafta sayısı belli olmayan bir ekip Filistin’e gitmelidir.
4- İsrail Filistin meselesi adil bir çözüme kavuşmayana kadar Müslümanların Hac-Ömre etmesi caiz değildir. Giden olursa uğurlanması, karşılanması caiz değildir.
5- Her İslam Ülkesinde “İslam Birliği bakanlığı” kurulmalı ve bir an evvel “İslam Birliği Parlamentosu” Türkiye’nin öncülüğünde teşekkül ettirilmelidir. Fiziki olarak değil mobil çalışmalar yapmalıdır. Alınan kararlar İslam ülkeleri tarafından harfiyen uygulanmalıdır.
Gerek birleşmiş milletler ve güya onun emrinde olan NATO, gerek AB şimdiye kadar olduğu gibi GAZZE soykırımında güvenirliğini tamamen kaybetmiştir.
Hayat boşluk kabul etmez, dolayısıyla bir an evvel kurulacak olan İslam Birliği Parlamentosu ve onun bir alt oluşumu olacak İslam Adalet Divanı ile dünyada bir nefes aldırmak lazım.
Mesela İslam Adalet Divanı olsaydı,
1- Netenyahu ve kabine üyeleri kurşuna dizerdi,
2- Yahudi şirketlerine kayyum atayarak sermayesinden Gazze’i inşa ederdi ve ölenlerin yakınlarına tazminat ödetirdi,
3- 1967 İsrail sınırı dışına askerlerinin çıkmasını yasaklardı.
Bu şekilde dünyaya bir az nefes aldırmış olurdu.
Bazı utanmaz sözde aktivistler bu isabetli taleplerimi anti semitizmle karıştırıyorlar, halbuki ben İsrail’in bu zulmüne karşı bir çıkar yol söylüyorum, aynı zulüm Yahudi halkına da bu şekilde yapılsaydı yine böyle karşı çıkardım. İslam dini bana bu adalet anlayışını emrediyor.
Diyeceğim şu ki, Yahudi’ye satılmış beyinler hariç dünyadaki tüm duyarlı insanların bu Siyonistlerin zulmüne karşı kenetlenmesi lazımdır, elzemdir, vaciptir.
Benden söylemesi.
Eyüphan KAYA
İnsan Hakları Cemiyeti Başkanı