Arbeit macht frei
11 Mayýs 2012 13:23 / 2237 kez okundu!
Çok güzel bir Kuzey Ýrlanda gezisinin ardýndan, Belfast havaalanýna gitmek için otobüsteydik. Yanýmda üniversiteden bir arkadaþým vardý. Misafir olduðumuz Ýrlandalý aile bizi evimizde hissettirmek için ellerinden geleni yapmýþ ve bizi uðurlamýþlardý. Güzel anýlarla ayrýlacakken, birden otobüste bulunan çoðunluðu kýz 5 kiþilik çok genç bir grup, maymunlarý taklit edercesine sesler çýkarmaya baþladýlar.
Biz hayretler içerisinde grubun ýrkçý seronomisini anlamaya çalýþýrken, bu eylemin öznesi olduðumuzu farkettik. Otobüste yeterince siyah birilerini bulamamýþ olacaklar ki, bizim “öteki” görüntümüz nefretlerini celbetmiþti. Þanslýydýk, yanlarýnda bize atmak için muz getirmemiþlerdi.
Bu yüzyýlýn önemli filozoflarýndan, büyük siyaset düþünürü Recep Tayyip Erdoðan’a göre, biz Batý’nýn ilmini, sanatýný deðil; ahlaksýzlýðýný almýþtýk. Gerçi, iyi, doðru, güzel dururken ahlaksýzlýðýný aldýysak bu kimin suçudur diye düþünmek gerek fakat tarihimizde örneði dahi olmayan bu ýrkçýlýk ahlaksýzlýðýnýn sonunda batýdan bize sirayet etmesi kimseyi þaþýrtmayacaktý. Ki öyle de oldu, geçtiðimiz haftalarda futbolcu Emre Belözoðlu, yine diðer bir siyahi futbolcu olan Didier Zokora’ya “Fucking nigger” diyerek hakaret etti. Görülmüþ þey deðildi! Gerçi bir keresinde Trabzonspor baþkaný Mehmet Ali Yýlmaz, oyuncusu Kevin Campbell için “Yamyam” demiþti ama o zaman bütün basýnýn üzerinde uzlaþtýðý gibi onu kastetmemiþti tabiki. Bir kere de Fatih Terim baþka bir teknik direktör için, “Bir Sýrp bana bunlarý söyleyemez” demiþti ama O’da çok tahrik edilmiþti heralde, sayýlmazdý.
Yine yüce basýnýmýz tarafýndan bu “Fucking nigger” hakareti “Pis zenci” olarak tercüme edildi. Zaten Ýngilizce “fuck” kelimesinin karþýlýðý “pis” ya da “lanet olsun” demekti, bunu ilkokul çocuklarý bile bilirdi. “Nigger” ise daha çetrefilli bir konuydu.
Daha sonra, fanatizmin gözlerini kapattýðý bir kýsým insanlar internet üzerinden, “Ne yani zenci deðil mi? Yalan mý söylemiþ?” diyerek yorum yapmaktan kaçýnmadýlar. Bunlarýn arasýnda devletin resmi televizyonu olan TRT çalýþanlarýndan biri Bünyamin Koç’ta vardý. Konu, gizli bir IQ testi halini almaya baþlamýþtý.
Ayný sýralarda ahlaksýzlýðýn kol gezdiði Ýngiltere’de sahada kalp krizi geçiren futbolcu Fabrice Muamba için Twitter’dan “Pislik Muamba öldü” yazan Liam Stace, online olarak iþlediði nefret suçu yüzünden 56 gün hapis cezasý alýyordu ki yalan da söylememiþti, hayretti. Ama bizimkilere yine birþey olmamýþtý, Bünyamin’de terfi almýþ olabilirdi. Bir kere daha batýnýn ahlaksýzlýðýný almýþtýk, adaletini deðil.
Baþka bir güruh ise, maç içerisinde iki oyuncunun barýþtýklarýndan dem vurarak, maç sonunda bunu anlattýðý için yine siyahi oyuncu Didier Zokora’yý suçlu çýkarmýþlardý. Öyle ya, sadece varlýðý ve doðarken seçemediði ten rengi yüzünden hor görülmüþ; yaptýðý, yapacaðý herþey baþtan ten rengi ile iliþkilendirilmiþ ve aþaðýlanmýþtý. Ben Belfast hikayesini torunlarýma dahi anlatacakken, ruhu yaralanmýþ Zokora için bir özür bütün olanlarý unutturmaya yetmeliydi ama iþte yine nankörlüðü tutmuþtu “pis zencinin”.
Ýlginçtir, Beyoðlu Emniyet Müdürlüðü Asayiþ Þube Müdürlüðü'nde gözaltýndayken ölen Nijeryalý sýðýnmacý Festus Okey’de bir amatör bir futbolcuydu. Olayýn ardýndan, Beyoðlu esnafý ise "Beyoðlu kaçakçýlarýn ve göçmenlerin cenneti deðildir" diyerek polise destek pankartlarý açacaktý. Çok net bir alt mesaj veren; bir liralýk malý, turiste on liraya satmaktan çekinmeyen o ahlak bekçisi, duyarlý esnaflar içinse göçmenlik, kaçakçýlýkla eþdeðer bir suçtu.
Solingen’de yakýlarak öldürülen göçmen Türklerin ardýndan, çok þükür ki Naziler ve Beyoðlu esnafý gibi düþünmeyen bir takým Almanlar, “Özür dileriz, hepimiz Türk’üz” diyen pankartlarla yürümüþlerdi. Onlara göre göçmenlik, diri diri yakýlmanýn bir sebebi olmamalýydý.
Zaman zaman yabancýlara uyguladýðý çok sert politikalarla gündeme gelen Alman devleti ise yakýlan binayý müze haline getirerek, “Ey Alman halký, insanlýða yaþattýðýn utancý hatýrla" anlamýna gelen bir tabela asmýþtý. Biz de ise Sivas katliamý ardýndan yakýlan bina kebapçýya çevrilmiþti ama o da çok münferit bir olaydý, sayýlmazdý. Bir kere daha batýnýn o ders çýkaran güzelliklerini kaçýrýp, dazlaklara özgü ahlaksýzlýðýný almýþtýk.
Hrant Dink, Zirve dergisi olaylarýnýn hala davasý görüldüðünden bunlarý da saymamalýydýk; Uður Mumcu, Çetin Emeç, Ahmet Taner Kýþlalý, Necip Hablemitoðlu gibi düþündükleri yüzünden öldürülen aydýnlarýn davalarý gibi, bunlarýn da çözülüp, suçlularýn cezalandýrýlmasý an meselesiydi. Arada 6-7 Eylül olaylarý, 1 Mayýs 1977 gibi birkaç talihsiz olay daha vardý ama artýk üzerlerinden çok geçmiþti yani bu da gol deðildi.
Peki o zaman nereden peydah olmuþtu tarihimizde ilk kez Emre Belözoðlu’nun baþlattýðý bu ýrkçý, ötekini damgalama huyu? Bizim gibi birbirimizi gerici, komünist, þeriatçý, bölücü, gavur, Beyaz Türk, Bölücü Kürt, Pis Arap, Misyoner Hristiyan, Siyonist Yahudi, Ermeni Dölü, çok afedersin Rum, dindar, kindar, tinerci, köylü, burjuva, þikeci, ibne, orospu, dönek, þerefsiz gibi damgalamaktan, kamplaþmaktan aþýrý kaçýnan hassas bir toplumda nasýl böyle bir huy ortaya çýkmýþtý? Ne yani, her anlaþmazlýkta kimlikler üzerinden birbirimizin boðazýný sýkan, ötekileþtiren insanlar mýydýk? Tabi ki hayýr! Almanlar yenik sayýlýnca biz de yenik sayýldýðýmýz gibi, bu ithal ahlaksýzlýðýn faturasý da bize ait deðildi, dolayýsýyla þapkayý önümüze alýp düþünmemize de gerek yoktu.
Çok þükür, bizimkisi gibi insanlarýn din, dil, ýrk, cinsiyet, sosyal sýnýf ayýrmadan eþit kabul edildiði bir hoþgörü toplumunda, bu olay ýrkçý batýnýn aksine nadir görülebilecek olaylardandý. Yoksa Kapýkule’deki sýnýr kapýsýndan itibaren her yere “Arbeit macht frei” yazmamýz gerekebilirdi…
Fatih BALTAÞ
11.05.2012, Londra
---
"Arbeit macht frei"; "çalýþmak özgürlük getirir", "çalýþmak özgür kýlar", "çalýþmak insaný özgürleþtirir" anlamlarýna gelen bir Almanca deyiþtir. Slogan, birçok Nazi toplama kampýnýn giriþinde yer almasýyla ün kazanmýþtýr. (wikipedia.org)