Biz bu yolda kefen giydik!
23 Aralýk 2013 15:48 / 1870 kez okundu!
Kuzey Ýngiltere’de inovasyon danýþmanlýðý verdiðim bir firmanýn çalýþanlarýndan April’in veda partisindeyiz. Bugün O’nun 68.yaþ günü ve ayný zamanda iþ hayatýndaki son günü. Emekliye ayrýlýrken Pamuk Nine duygusallaþýyor ve herkesle öpüþüp vedalaþýrken, bana yanaðýný uzatmadan önce bir an duraksýyor;
“Seni öpebilir miyim Fatih? Dini inancýn buna izin veriyor mu?”
Neredeyse yurtdýþýna çýkan her Türk vatandaþý, ülkesini tanýtmak için bir propaganda çalýþmasý yapar. Çünkü -haklý yada haksýz-, gurbetçi iþçilerimizin yarattýðý imajýn, güneye tatile gelen turistlere yapýlanlarýn, televizyonlardan pompalanan oryantalizmin bir standart olmadýðýný ispatlamak için biraz da bunu yapmak zorundadýr. Buna bir de Ýslamaofobia ve benzeri coðrafyadan gelenlerin katkýsýný da ekleyin. Sonuç, her iþ görüþmesine 2-0 geriden baþlamak, "sizde kadýnlar oy kullanabiliyor mu" sorularýna muhatap olmak, uzun zamandýr süren diyalogun "Türküm" dedikten sonra maksimum 3 dakika içerisinde bitmesi, Türkiye hakkýnda fikri olmayan (olmasýndansa olmamasý daha iyi aslýnda) devenin bizim için bir ulaþým aracý olmadýðýný -abartýlý ancak yaþanmýþ örnek- tekrar tekrar ispatlamaya çalýþmak.
Tabi ki bir süre sonra, önyargýsýz yaklaþan, daha açýk fikirli insanlarla muhattap olmanýz, diðerlerini çokta umursamamak gerektiðini öðreniyorsunuz ama yine de bu imaj günlük hayatýnýzý bu kadar etkilerken, sinir bozmamasý imkansýz.
Meselenin diðer tarafýnda ise, o insanlarýn gördükleri ve sizin iddia ettiklerinizi zihnen bitiþtirmesi o kadar zor ki! Bir yanda yaþanmýþ tecrübeler, bir yanda sizin sözleriniz. Alt metni “siz daha mý iyisiniz sanki” olan, her toplumda olur böyle þeyler dememe fýrsat kalmadan önünüze gelen; Berlin Havalimaný’na þoklanmamýþ balýk getirip, narkotik köpeklerini delirttiðini gururla anlatan gurbetçi amca, Fethiye’de kendisine et parçasý muamelesi yapýldýðýný anlatan kadýn, Kapalýçarþý’dan binlerce dolar ödeyerek aldýðý halý yerine, ülkesine Çin malý makine halýsý kargolanan Amerikalý ve benzeri örnekler…
Örneðin kadýn özgürlüðünden bahsettiðim adam, karþýlýk olarak namus cinayetlerini sorunca haliyle konu ülkenin ne kadar kontrast olduðuna dek gidiyor. Sonunda da tek kaþý kalkýk bir yabancýnýn þüpheli bakýþlarýyla baþbaþa kalýyorsunuz. (Sen öyle diyorsun Fatih ama..)
Yanlýþ anlaþýlmasýn, ülkemi ve bir çok deðerini çok sevmeme ve savunmama raðmen, Türkiye’nin yabancýlarýn gözündeki hatalarýný kabul edemeyen, gerçeklere gözünü yuman, hatalarýyla yüzleþmektense hep baþkasýný suçlayan, ergenlikten çýkamamýþ þýmarýk çocuk imajý elimize çok fazla da koz vermiyor.
Ancak Gezi olaylarý bu imaja, bizde pompalandýðýnýn aksine, para verseniz yapamayacaðýnýz çok iyi bir etki yaptý. Çevreye duyarlý, protesto etmesini bilen, batýlý deðerleri paylaþan insanlarýn varlýðý buradaki bazý insanlarda büyük farkýndalýk yarattý. Yine baþta bahsettiðim çok uluslu firmanýn, EMEA bölgesinden sorumlu genel müdürü bir toplantý sonrasý yanýma gelip Türkçe olarak “Duran adam” demiþti.
Geçen hafta ise yine ayný firmayla McDonald’s Global’e yaptýðým sunum sonrasýnda, McDonald’s tarafýnda bir Ýranlý’da olunca konu haliyle politika ve Ortadoðu’ya geldi. Tony bu sýrada benim politikayla ne kadar ilgili olduðumu, Türkiye’de olsam protestolara (Gezi) katýlacaðýmdan bahsetti. Aslýnda bu týrnak içerisinde ‘O da bizim deðerlerimizi paylaþýyor’ demekti. Bahsettiðim kendini tekrar tekrar ispatlamak zorunda kalmanýn özetini çýkarmýþtý.
Bu sabah can havliyle yazdýðým bu yazýnýn sebebi ise, hamamda sular kesilmesini protesto eder gibi havalimanýna kýyafetlerinin üzerine kefen giyerek giderek ateþli topluluk (ama demek ki çýplak beden üzerine kefen giyecek kadar da ateþli deðiller). Haliyle burada dýþ politikayý biraz izleyenler ‘bu da nedir?’ dedi. (WTF? diyor kendi dilinde).
Kendini bir politik görüþe, kefen giyecek kadar angaje etmenin saðlýklý olmadýðý, bu geleneðin -demokrasinin tam oturmadýðý ve gerçekten ölüm tehlikesinin olduðu- Ýhvan hareketinden geldiðini, bizde ise sembolik anlamý olduðunu anlatmaya çalýþtým. (Baþka önerisi olan varsa beni bulsun). Tabi karþýlýk olarak politikanýn ve demokrasinin–kibarca- bizde zerre kadar anlaþýlmadýðý cevabý aldým. Tabi ‘ateþli fanatikler ülkesi’ yada ‘intihar komandolarý’ imajý da cabasý.
Muhattaplarýnýn zerre umursamayacaðýný bilsem de yine de boþluða doðru seslenmek istiyorum; Türkiye’nin imajý adýna, billboardlara Ölüdeniz fotoðrafý bastýrýp, Olimpiyat tanýtýmýna tahammül edemediðiniz þehirli gençliði koymak yerine, biraz þu kefenli görüntüye müdahale edip, seçmeninizi Ortaçað karanlýðýndan çýkarmaya çalýþsanýz da bize biraz yardýmcý olsanýz? He hacý?
Fatih BALTAÞ
23.12.2013
Son Güncelleme Tarihi: 27 Aralýk 2013 19:40