Devletler(ler)in bozduğu 'barış'ı halklar sağlıyor

14 Şubat 2009 00:26 / 1830 kez okundu!

 

1 Şubat tarihli Radikal gazetesinin manşetinde, Ermeni aydınlarının Osmanlılardan ve Türklerden, gerek 1915 yıllarındaki olaylar ve gerekse Asala’nın uyguladığı terör nedeniyle başlatacağı “Özür Dileme” girişiminin yürek aydınlatan haberi vardı.

Halkların kendi aralarındaki barışı ve dostluğu yine kendi elleriyle onarma adımı olarak görülmesi gereken bu girişim, tarihimizdeki koskoca bir kara deliğin ancak karşılıklı dostluk ve kardeşlik elleriyle kapatılabileceği gerçeğini bir kez daha bizlere hatırlatıyor. Sevgili Hrant Dink’in açmış olduğu yoldan ilerleyen iki halkın onurlu ve yüreği sıcak aydınları, ulusal devletin etnik nüfus mühendisleri olan İttihatçı kadronun içimize kazıdığı bu kara lekenin onarılmasında, değeri ancak tarihi süreç içinde yerini bulabilecek bir çaba içindeler. Güçlü duygularla umalım ki, iki halk arasında milliyetçiliğin kara rüzgarları değil, adım adım dostluğun-kardeşliğin ve barışın esintisi egemen olsun. Ve iki halk, ayırt edilemeyen ortak duygular içinde dinlediği müziğinden, aynı kaplarda pişen yemeğine, aynı havayı yan yana soluduğu yüzyılların komşuluğuna kadar bir arada yaşama geleneklerinin güzelliklerinden yeniden tat almayı öğrensin.

Sadece, sadece dostluğun ve kardeşliğin yettiği, devlet(ler)in körüklediği düşmanlıkların reddedildiği bir dünyada, halkların yapması gereken güçlü bir şekilde, etnik körlük de denilebilecek milliyetçi-ırkçı zihniyetin önüne set çekmek ve halklar arasında her türlü düşmanlık tohumların serpilmesine ilkeli ve sürekli bir biçimde karşı çıkmaktır. Ulus-Devletlerin inşasından bu yana, belki de en zoru olan milliyetçi politikalara karşı durmaksızın mücadele etme ve bir an bile ödün vermeme Enternasyonalizm ilkesini kararlılıkla uygulamakla ancak, halklar arasında kalıcı barış sağlanabilecektir.

Uzun bir tarihi geçmişe sahip çeşitli halkların, Osmanlı Milletler sistemi (siz bunu milliyetler ve dini kimlikler olarak okuyun) içinde çeşitli dinsel ve etnik kimliklerin bir devlet çatısı altında yaşayabildiği, bir arada yaşama ortak kültürüne sahip olabildiği imparatorluklar döneminden bu yana, ne yazık ki halklar arasında sadece düşmanlıkların yaşanabildiği, “bizden” olmayanın “öteki” ol(durul)duğu ve bunun ne yazık ki doğal kabul edildiği bir Ulus-Devlet dönemi yaşandı ve hala da yaşanıyor. Kendisini “öteki” üzerinden tanımlayıp yeni bir ulus yaratmak, bunu başarmak, ne yazık ki, “dolapta saklanan iskeletler ile yaşama” bedeli ile olabiliyor. Evet Türk Ermeni Diyalog Grubu Eşbaşkanı Dr. Armen Gakavian o güzel tanımı olan “Dolaptaki İskeletler” ile bunca süre yaşamak hiç kolay olmasa gerek.

İmzaların Önemi
O İskeletleri Dolaptan çıkarmanın tek yolu, halkların kardeşliği için durmaksızın adımlar atmak, devletlerin de bu isteğe uyarak bir an önce gerekli tüm adımları ivedilikle atması, kalıcı barışın önündeki tüm engelleri kaldırmasıdır. Ve tabi olmazsa olmaz bir ilke olarak da devletlerin kendi halklarını milliyetçiliğin ve düşmanlığın kirli elleriyle boğmamasıdır. 

Bu bakımdan düzenlenen imza kampanyasının, gelen milliyetçi hezeyanın şiddetine rağmen gerek içerik ve gerekse zamanlama olarak ne kadar doğru bir kampanya olduğu, Ermeni dostlarımızdan gelen bu “cevabi” kampanya ile doğrulanmış oluyor. Umarım ki bu imza kampanyası da başarıya ulaşır. İki halkın aydınlarından gelen böyle bir dostluk atağına karşı, gerek milliyetçi dürtülerle “Onlar özür dilesin” şovenizmiyle hareket eden milliyetçi/ulusalcılar, gerekse “tamam da şimdi zamanı mıydı, bu özür ülkedeki milliyetçiliği yükseltecek” bahanesinin arkasından göz kırpan “sol”culuklarındaki milliyetçi deve dikenlerini ayıklayamamış yurtsever arkadaşlarımız tekrar tekrar düşünmelidirler bence; halkların arasındaki kardeşlik ve dostluk hiçbir zaman ikircikli bir ruh hali ile yan yana bulunamaz. O kardeşliktir ki sadece ve sadece dostluğun ve bir arada yaşamanın keyfini sürmenin, farklılıklarımızdan keyif almanın ve tam anlamıyla eşit vatandaşlar olmanın zenginliğini yüreklerimizde yaşamaktır. Ancak böyle bir onarım süreciyle geçmişin hala kanayan yaraları bir nebze olsun sağaltılabilir, bir nebze olsun yüreklere su serpilebilir.

Bedel Ödemek
Kapitalizmin yarattığı milliyetçilikler çağının, ulusal devletleri oluşturma çağının bedeli ne yazık ki insanlık için çok ağır olmuştur. İki büyük dünya savaşı, milyonlarca ölü, yıkılmış koskoca bir kıta, etnik katliamlar, onlarca yıl geriye giden koskoca bir uygarlık. 

Ve bunların yanında Cumhuriyetin kuruluşundan bu yana bir türlü huzur bulamayan, kimlik sorunlarını sırtında bir kambur gibi taşıyan bir ülke, Türkiye. İçinde yaşayan halkların, kendini bir türlü bu toprakların asıl sahibi olarak görememeleri, buna izin verilmemesi, azınlıklara her zaman bu topraklarda misafir gözüyle bakılması, eşit vatandaşlık haklarının hep sorunlu olması tarihten bu yana devam eden sorunların hala güncel olduğunu gösteriyor bize. Bu sorunlarla baş edilebilmesi için nasıl ki sorunlu İmparatorluk Çağına bir yanıt olarak Ulus-Devlet ortaya çıktıysa, şimdi de ayni şekilde sorunlu Ulus-Devlete bir yanıt olarak Demokratik Devlet ortaya çıkıyor. İyi düzenlenmiş ve çağın sorunlarına güncel cevapları verebilecek bir Demokratik Cumhuriyet örgütlenmesi, Türkiye’yi ve onun zenginliği olan çeşitli kültürlerin bir arada, özgürce yaşamasını güvence altına alabilir.

Yeter ki bu toprakların kültürleri, kardeşçe bir arada yaşama istemlerini, daha demokratik yöntemlerle ve daha güçlü istemlerle savunsunlar, seslerini daha güçlü çıkarsınlar. 

Bu bağlamda, hem Türkiyeli Aydınların, hem de Ermeni Aydınların kendi dedelerinden bir kısmının işlediği suçlar için “Özür Diliyorum” kampanyalarının ne kadar önemli olduğu ortaya çıkıyor.

Şimdi sıranın Kürt Aydınlarında olduğunu düşünüyorum. Onların da 1915 olaylarına dahil olmuş dedeleri için söylenecek sözleri olması gerektiğini düşünmeden edemiyor insan. Aydın olmanın onuru için.

2 Şubat 2009

 

Bu yazıyı Facebook'ta paylaşabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaş
0
Yorumlar
Uyarı

Yorum yazabilmek için üye olmalı ve oturum açmalısınız.

Eğer sitemize üye değilseniz buraya tıklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eğer üye iseniz oturum açmak için buraya tıklayın.