NE DEDİLER NELER OLDU

21 Aralık 2024 17:18 / 34 kez okundu!

 

 

Türkiye son 20 yılda hızlı bir değişim geçirdi, geçiriyor. Böyle dönemlerde toplumun bazı kesimlerinin kafası karışır, gelişmeleri kaldıramaz, güvensizlik hisseder dolayısıyla tutuculukları artar, eski değerlere sımsıkı yapışır da oradan koparmak çok zordur.

 

*****

 

NE DEDİLER NELER OLDU

 

Türkiye son 20 yılda hızlı bir değişim geçirdi, geçiriyor. Böyle dönemlerde toplumun bazı kesimlerinin kafası karışır, gelişmeleri kaldıramaz, güvensizlik hisseder dolayısıyla tutuculukları artar, eski değerlere sımsıkı yapışır da oradan koparmak çok zordur.

Genelde toplumu yeniye zorlayan muhalefettir ama bizde tersi oldu. Değişimci bir iktidar geldi, toplumsal ilerlemeye yüksek bir ivme verdi, bundan başı dönenler de tutunacak dal, sığınacak güvenli liman arayışına girdi. Tarihin garip tecellisidir ki bizde her kılığa girebilen garip bir parti vardı hemen bu duruma kendini adapte edip tutuculuğa talip oldu.

Tabi yeni durumdan çıkarları kayba uğrayan, ayrıcalıkları zedelenen çevreler de vardı bunlar da kervana katıldı. Her ne kadar birkaç farklı partiye yönelseler de genel olarak muhalefetin başını CHP çekti hepsine ilham oldu, diğerleri de nüanslarla onu izlediler. Bu çevreler 2023 cumhurbaşkanlığı seçiminde olabilecek en yüksek güçleriyle yüklendi ama toplumun çoğunluğu değişimden ve gelişlimden yana tutum aldı, yenildiler.

Yeniye karşıydılar ana alternatif bir vizyonları olmadığından yeniyi eleştirip eskiyi savunmaktan başka çareleri yoktu. O nedenle de yerli yersiz, oportünist bir politika izlediler, bazan beyaz dediklerine ertesi gün kara demek zorunda kaldılar. Şöyle bir bakalım ne dediler de neler oldu?

AK Parti iktidarının başından başlayalım. Güya Erdoğan’ın gizli bir ajandası vardı, bir din ve şeriat devleti kuracaktı, Türkiye İran’a Afganistan’a benzeyecekti, kadınlar çarşafa bürünecek, bütün ortak mahaller haremlik selamlık diye bölünecekti, ahlak polisi kurulacaktı, oruç tutmayan falakaya yatırılacaktı falan filan… Neredeyse bir çeyrek asır geçti hiç birisi olmadığı gibi en ufak bir işaretleri bile görünmedi, sanki işaretleri varmış gibi provokasyonlar düzenlediler, bunları abarttılar. Şimdilerde de bunun artık sırıtmaya başladığını görüp bu işlerden ellerini ayaklarını çekmiş görünüyorlar.

‘Memleket batıyor’ dediler Erdoğan Türkiye’yi G20’ye taşıdı. IMF’e olan borcunu kapattı. ‘Turizmi mahvettiler’ dediler turizm gelirleri tavan yaptı, Türkiye İspanya, İtalya, Yunanistan gibi turizmde önde gelen ülkelere rakip oldu.

Eğitim kurumlarına laf ettiler, zorunlu eğitim 8 yıldan 12 yıla çıktı. Türk öğrenciler uluslararası bilgi yarışmalarında derecelere girer oldu. Spora söz söylediler ülkenin pek çok kentinde modern stadyumlar yükseldi. Büyük şehirlerin trafiğini sorun ettiler, metrolar, metrobüsler, boğaz altı tünelleri devreye alındı. Kendi genel başkanlarının SSK’yı batırdığını unutup sağlık sistemine çamur attılar, başka ülkelerin gıptayla baktığı bir sağlık sistemi kurulup uzay tesisi gibi şehir hastaneleri yapıldı, var olan hastaneler modernize edildi.

Bütün bunların hepsine de karşı çıktılar. Yol yapıldı ‘asfalt mı yiyeceğiz’ dediler. Köprü yapıldı ‘ben geçmiyorum’ doğalgaz kaynağı keşfedildi ‘yalan’ hava alanı yapıldı ‘oraya uçak inmiyor’ bize birinci dünya savaşı yenilgisini yaşatanlara posta koyarcasına Ayasofya ibadete açıldı hem ‘yanlış oldu’ hem de ‘zaten açıktı’ dediler

Hareket noktaları hep iktidarın yanlış yaptığı kanaatini yaymak amaçlıydı bu nedenle ülke yararına yapılan ne varsa karşısında yer aldılar. Libya’ya, Azerbaycan’a yardımlara karşı çıktılar. Yoksul ve muhtaç ülkelere el uzatmaya laf ettiler, dalga geçtiler. İşin komedi tarafı ‘bireysel özgürlük’ adı altından alkolizmi bile savundular. ‘Ucuz rakı’ vaat ettiler.

FETÖ/PDY’nın devlete karşı bütün operasyonlarında yanında yer aldılar. 17-25 Aralık sürecinde, MİT TIR’ları olayında, dershanelerin kapatılmasında hep onlarla birlikteydiler. Yayın organlarının merkezlerine gidip dayanışma mesajları verdiler. 15 Temmuz’da göstermelik olarak darbeye karşıymış gibi yaparlarken aslında darbecilere destek oldular. Askerler boğazı kesilip katlediliyor propagandasına alet oldular. Darbeye ‘darbe’ bile demediler. 252 Şehidimizin, iki binden fazla gazimizin hatıralarına ihanet edip ‘oyun bu, tiyatro’ dediler.

Darbe sonrası hainlere kol kanat gerdiler. İsyan eden Kuleli Askerî Lisesi öğrencilerini masum göstermeye çalıştılar. FETÖ’cülerin takibine ‘cadı avı’ dediler. Onlara ‘görevlerine iade edilecekleri’ sözü verdiler. PKK’yla yürütülen çözüm sürecinde onu sabote etmek için ellerinden geleni yaptılar. Çözüm süreci PKK tarafından akamete uğratılınca da onların yanında yer aldılar. Hendek kalkışmasında sempati ifadeleri kullandılar. Daha sonraki süreçlerde PKK’nın legal kanadı olan siyasi partilerle seçim iş birlikleri ‘kent uzlaşıları’ yaptılar. Suçları günahları o kadar çok ki hangi birini sayayım. Bütün bunları sırf değişim ve gelişmeden endişe duyan, tereddütte olan kesimlerin tereddütlerini tetikleyerek, endişelerini depreştirerek, gözlerini korkutarak yapmaya çalıştılar.

Türkiye’yi çıktığı bağımlılıktan kurtulma, özgürleşme ve kalkınma yolundan döndürmek, eski bağımlılık düzenini sürdürmek için ABD Başkanının önderliğinde CHP’nin başını çektiği ittifaklar kurdular. Ağız birliği edip gelişmelere saldırdılar. Cumhurbaşkanlığı sistemi referandumunda onlarca yalan söylediler. Hiçbiri de gerçek çıkmadı ne restoranlar kapatıldı ne muhtarlıklar kaldırıldı. ‘Tek adam rejimi’ dedikleri yönetim sistemine altı buçuklu masa kurup sekiz kişiyle talip oldular. O masada olanlardan iki belediye başkanı dışındakilerin şu anda hiçbirisi aktif siyasette değil. İYİ Parti dağılma sürecinde. Diğer dördünün ise sesi soluğu çıkmıyor. CHP’den kopardıkları vekilliklerin keyfini sürüyorlar. Üç vekil almış DP’nin iki vekili de partilerinden istifa etti.

Son zamanlarla ilgili birkaç şey daha yazıp kapatacağım. Rusya-Ukrayna savaşındaki tarafsızlık politikamıza karşı Ukrayna’nın yanında yer alıp Rusya’ya yaptırım uygulamamızı istediler. Esad’ı savundular Esad’ı… Ülkemize sığınan Suriyelilere düşmanca tavır alıp ırkçı politikalar izlediler. Onlara karşı karalama ve iftira kampanyaları yürüttüler. Hâlâ da gönülleri Esad’dan yana da açıktan söylemeye çekiniyorlar. Onun yerine Suriye devrimini karalamaya çalışıyorlar. Türkiye’nin Suriye ile ilgili çalışmalar yürüttüğü günlerde devlete kılıç çeken yeniçeri özentisi hadsiz teğmenlere sahip çıktılar.

Tabi bu politikalar bir süreliğine malum kesimi kandırıp gelişmenin karşısına dikmeyi başardı. Bu da Türkiye’nin gelişip güçlenmesinde zaman zaman sekteye sebep oldu. Ne var ki 2023 seçimi ile bu süreç aşıldı. Bundan sonra ‘endişeli’ olanların endişeleri daha hızlı gerileyecek. Buna bağlı olarak sayıları da azalacak. Bozguncular yine de görevlerini yapmaktan geri durmayacak. Ama tarihin yönü kendini belli etti, Türkiye mücadelesini kazanacak.

 

Firuz TÜRKER

19.12.2024

 

 

Bu yazıyı Facebook'ta paylaşabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaş
0
Yorumlar
Uyarı

Yorum yazabilmek için üye olmalı ve oturum açmalısınız.

Eğer sitemize üye değilseniz buraya tıklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eğer üye iseniz oturum açmak için buraya tıklayın.