GENÇ KÜRT SİVİLLERDEN TARİHİ MEKTUP
06 Aralık 2009 13:09
Sevgili Türkler,
Kürt olarak doğmak bizim tercihimiz değildi. Tıpkı Türk olmak da sizin tercihiniz olmadığı gibi.
Bu topraklarda yaşamaya biz karar vermedik, tıpkı sizin de karar vermediğiniz gibi.
Yanlış anlamayın, Kürt olmaktan gurur duyuyoruz, bu topraklarda yaşamaktan da hayli memnunuz.
Niçin? diye sorarsanız bunun bir cevabı yok.
Tıpkı bir Japon’un Japonluğundan, bir Kenyalının siyahlığından gurur duyması gibi.
Tıpkı bir arabın çölüne, bir Norveçlinin buzullarına aşık olması gibi.
Yapmadığımız tercihler, vermediğimiz kararlar neticesinde yan yana düştük.
1000 yıldır birlikte yaşıyoruz. Bu güzel ülkede yaşayan Kürtler olarak mutluluklarda küçük, acılarda büyük ortağız.
Ama ortağız işte. Dünyanın en yaşlı topraklarının sakinleriyiz.
Kimler geldi, kimler geçti ama hep insanlık, iyi niyet, hoşgörü ve merhamet kaldı.
Ta ki son yüz yılda dünyayı bir radyasyon bulutu gibi saran milliyetçilik bizi de hasta edene kadar.
Ortaklığımızın kimyası bozuldu, ağızımızın tadı kaçtı.
Aramızdaki gerilimi siyasi ve ekonomik ranta çevirenler oldu. Tabii ki; olan yine bizlere oldu.
Yüz yıl sonra bugün önümüzde bir fırsat duruyor. Bu fırsatın etrafı küfeler dolusu hamaset cümleleriyle, dağlar gibi gururla ve kalp kırıklıklarıyla çevrili.
Kadim dostların barışmasına mani olan duvarları yıkmak ve fırsatı yakalamak ise bizim elimizde.
Sevgili dostlarımız, komşularımız, arkadaşlarımız,
Çözümün elimizde olduğunun farkında olan erkekler ve kadınlar beyinlerimiz üzerinde büyük bir iktidar savaşına girişti, duyuyor musunuz?
Hiç bir acımızı, çilemizi tatmamış; ırkından, dininden, dilinden, mezhebinden, başörtüsünden hatta Türkçe aksanından dolayı hor görülmenin ne demek olduğunu bir kere bile yaşamamış seçkin köşe yazarları, komutanlar, siyasetçiler, baro başkanları, fabrika patronları biraz daha ölmemiz için bizi ikna etmeye çalışıyorlar, görüyor musunuz?
Kendi oğulları için Ege sahillerinde yazıcı masası ayarlarken, sizin oğullarınızı Hakkari dağlarına kutlama yaparak göndermenizi alkışlıyorlar, anlıyor musunuz?
Bıraksanız 150 yaşına kadar yaşamak için herşeyini verecek hayatpereslerin, genç insanların cenazelerinin arkasından düzdükleri şehit ağıtlarının ne kadar sahte olduğunu hissediyor musunuz?
Bu insanlara; Türklüğünüz de sizin olsun Kürtlüğünüz de, biz insanız ve insanca birlikte yaşamak istiyoruz demeye var mısınız?
-----
Bir Kürt olarak bu mektubun altına imzamı atarım.
http://genckurtsiviller.blogspot.com/