Genç Sivillerin Avukatı Mücteba Kılıç: 'Baro, özgürlükçü avukatlara gözdağı vermek istiyor...'
22 Şubat 2010 17:01
Av. Mücteba Kılıç, İstanbul Barosu'na dayanışma için gelen bir grup avukat eşliğinde yazılı ifadesini verdikten sonra Baro önünde bekleyen Genç Siviller ile birlikte bir açıklama yaptı.
Kılıç açıklamasında, "hakların,özgürlüklerin, demokrasinin ve evrensel hukukun savunucusu olarak köklü bir tarihe sahip olan İstanbul Barosu maalesef son dönemlerde, yönetimindeki grup tarafından bu tarihsel köklerinden koparılmak istenmektedir. Benim de üyesi olduğum İstanbul Barosu'nun bugünkü yönetimi 'darbeci bir sihniyetin' savunuculuğunu üstlenmiştir. Benim hakkımda açılan soruşturma da bu zihniyet temellidir. Baro, özgürlükleri savunan avukatlara, 'biz askeri vesayetin devamını talep ediyoruz, siz işinize bakın' şeklinde gözdağı vermek istiyor" dedi.
Mücteba Kılıç'ın açıklamasının sonuna doğru, İşçi Partisi üyeleri ve Türkiye Gençlik Birliği (TGB) üyesi bir grup, Genç Siviller'e saldırıya teşebbüs ederek, çeşitli küfürlerle karışık sloganlar attı. Sivil polislerin müdahalesi ile püskürtülen Ergenekon savunucusu grup adına Türkiye Gençlik Birliği (TGB) Başkanı Adnan Türkkan "Taksim'e astıkları pankartı da indiren bizdik. Bunlara müsaade etmeyeceğiz. Her toplantılarına müdahale edeceğiz" şeklinde açıklamalar yaptı... Bilindiği üzere; Av. Kılıç, İstanbul Barosu'nun başvurusu üzerine üniversitelere girişlerde eşitsizlik yaratan katsayıyı kaldıran YÖK uygulamasının 'yürütmesini durdurma' kararından ötürü, Danıştay Başkanı Mustafa Birden başta olmak üzere tüm daire başkanlarına Anayasa'nın eşitlik ilkesine aykırı hareket edildiğini ve “Yüce Divan” yargılaması için girişimde bulunulacaklarını ifade eden bir "ihtarname" göndermişti. Bunun üzerine, Danıştay da, dilekçeyi yazan Genç Siviller’in avukatı Mücteba Kılıç’ı İstanbul Barosu'na şikayet etmişti. İstanbul Barosu hemen harekete geçerek, Genç Siviller’in avukatı Mücteba Kılıç’ın savunmasını istemişti. Mücteba Kılıç'ın açıklamaları şöyle:
Baroya çıkarak yazılı savunmasını yetkililere teslim eden Av. Kılıç, Baro çıkışında basın mensuplarına açıklamalarda buludu. "YÖK'ün katsayı kararını kaldırmasına karşılık İstanbul Barosu'nun dava açıp bu kararın iptalini istediğini" hatırlattı. "28 Şubat süreciyle insanlara ayrımcılık yapılan katsayı uygulamasını kaldırılmasıyla ilgili kararın İstanbul Barosu tarafından iptalinin istenmesi beni şahsen rencide etti." diyen Kılıç, " Müvekkilim Turgay Oğur da çok rahatsız olduğu için benim dava açmamı istedi. Ben bu bir süreçtir. Dava açılmaz ama hakimlerin yaptıkları görevle ilgili işlerde sorumlulukları vardır. O nedenle ihtarname çekebileceğimi söyledim" şeklinde konuştu.
Ankara'da, Genç Siviller olarak Danıştay önünde "Çocuklara Dokunma" diye bir eylem yaptıklarını ve akabinde de noterden ihtarname çekmek istediğini belirten Kılıç, " Ama noter buna cesaret edemedi. Biz üstümüze ihtar çekemeyiz dedi. Ben 'Danıştay sizin üstünüz değil siz sadece bir aracısınız ' dedim. Ceza İşleri Genel Müdürü'ne telefonla sordular. Bu müdürlük de 'üstümüze asla ihtarname çekemeyiz' cevabını verdi. Posta yoluyla ihtarnameyi yollamak zorunda kaldık." dedi.
Kendilerinin ihtarnamede Danıştay 8. Dairesinin vermiş olduğu kararın Anayasa'nın eşitlik ilkesine, evrensel hukuk ilkelerine, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin ayrımcılıkla ilgili 12. Maddesi'ne açıkça aykırı olduğunu belirttiklerini vurgulayan Kılıç, "Bu Anayasal bir suçtur. Bu kararın kaldırılmasıyla ilgili YÖK'ün itirazına karşı Danıştay İdari Davalar Genel Kurulu olarak siz karar vereceksiniz. Bu kararı kaldırmazsanız müvekkilim adına Yüce Divan'da yargılanmanız için gerekli müracaatları yapacağım dedim. Danıştay Başkanı Mustafa Birden ihtarnameden çok rahatsız olmuş. 'Avukat yargılamayı etkilemeye çalışmaktadır. Hatta daha ağır bir suç vehmederek, Danıştay mensuplarını uyarmıştır. Avukatlık Kanunu'ndaki avukatlık sınırlarını aştığımı beyanla beni baroya şikayet etmiştir" diye konuştu.
Baronun soruşturma açmasının kendisini çok şaşırttığını belirten avukat Kılıç, "Ben savunmam da Ergenekon sanıklarından birinin açıklamasını hatırlattım. O avukat 'En iyi Kürt ölü Kürt'tür' dedi. Bunu baro ifade özgürlüğü saydı ve Avukata hiçbir işlem yapmadı. O avukatın yaptığı her savunma kutsal ise benim hakkımda nasıl soruşturma açıyorsunuz dedim" şeklinde konuştu.
Katsayı kararının ülkenin geleceğini tıkadığını ve ortaya çıkan raporla Genelkurmay'ın bu konuda taraf olduğunu gördüklerini ifade eden Kılıç, yüksek yargıçların darbelerde hep sessiz kaldıklarını savundu. Kılıç, 28 Şubat döneminin ürünü olan bu düzenlemelerin bir hukuk kurumu tarafından vesayet altına alınmak istenmesini de üzüntüyle karşıladığını söyledi.
Katsayı kararının insan haklarıyla kesinlikle izah edilemeyeceğine de dikkat çeken Kılıç, "Danıştay üyelerinin yanlış yaptığına dair çektiğim ihtarnamenin de haklı ve yasal olduğunu düşünüyorum" dedi.
Kılıç hakkında disiplin soruşturması başlatıldığı yönünde duyumlar aldığını dile getirerek, İstanbul Barosu'nda hakkında taraf olan üyelerin dosyadan çekilmelerini istedi. Kendisiyle ilgili dosyada en üst mertebenin Danıştay olduğunu da hatırlatan Kılıç, "Benim cezalandırmamı isteyenlerden ben hak talep etmek zorunda kalacağım" dedi.
Kılıç, "HSYK 4 savcıyı görevden el çektirdi. Acaba baro da özgürlükleri savunan avukatları mı uzaklaştırmak istiyor? " şeklindeki soruya da "Bu bir gözdağı verme olabilir. 'Siz işinize bakın. Biz askeri vesayetin devamını talep ediyoruz' demek istiyorlar. Bu bir yıldırma politikası. Arkadaşlarım bunu Dreyfüs davasına çevirmeyi düşünüyorlar. Bunun peşini bırakmayacağız" cevabını verdi.
Sesonline.net