Siz hiç ötekileştirildiniz mi?
23 Ağustos 2012 16:38 / 1589 kez okundu!
Yazacak o kadar çok konu var ki, hangisini yazsam diye epey düşündüm...
Hatta öyle ki sevgili editörüm Hürriyet hanım bile şaşırdı bu duruma. ''Gökhan yeni yazın nerede kaldı acaba?''
İşte geldi yeni yazım...
Herkes birçok şey yazdı, çizdi. Fakat ben dokunulmayan, yazmaya çekinilen bir noktaya değineceğim.
Fark ediyor musunuz?
Tüm sosyal-politik sohbetler Kürt-Türk meselesi üzerinden ilerliyor. Evet, belki gündemi onlar ördüler demir ağlarla, lakin bu topraklarda dünden bugüne nefes alıp veren salt Türkler ve Kürtler mi var?
Elbette hayır!
Onlardan birine değineceğim.
Gündemden uzak tutulmaya çalışılan bir etnisite...
Varlıklarıyla, yapıp ettikleriyle, bağımsızlık savaşında verdikleri mücadeleyle, reform yıllarında gerçekleştirdikleri hizmetlerle bu ülkenin has çocukları.
Kim mi onlar?
Ermeniler.
Ermenilerin tarih sahnesine çıktığı ilk yer Anadolu'dur. 7 ile 10 milyon arasında olduğu tahmin edilen toplam nüfusun çoğunluğu bugün dünyanın farklı noktalarına dağılmış durumdadır. Sadece Ermenistan'da yaşayan Ermeni vatandaş sayısı 3 milyon. Geri kalanlar yurdundan, toprağından uzakta. Bu sebepten ötürü, kendilerine ''diaspora'' diyorlar.
Türkiye'deki Ermeni diasporalarının tarih içerisinde, dönem dönem yaşadıklarına şöyle bir baktığınızda acı ve zulmün kavram karşılığının onlarla ne kadar örtüştüğünü, benzeştiğini göreceksiniz.
Öyle ki bu insanlara, ''kimliğini değiştir, benliğini değiştir'' bile denmiş. Her türlü kötülüğe, zulme, aşağılamaya maruz kalmışlar ama yine de yılmadan bıkmadan, usanmadan ''vatansever'' yanlarını diri tutmuşlardır.
Fiziki, fiili kötülüklerin yanında Ermeni vatandaşların asıl yakındığı nokta nedir biliyor musunuz?
Onlar ''davranışsal'' kötülüklere alışmışlar zaten, bununla nasıl baş edeceklerini de biliyorlar.
Onlar tek bir şeyden şikayetçi. Otoritelerin, ülkede yapılan her türlü terör eylemini, adam öldürmeyi, çocuk yaralamayı, kadına yapılan tecavüz teşebbüsünü, hayvana yapılan işkenceyi Ermenilerin üzerine yıkması.
Evet, rahatsız oldukları tek nokta bu.
Yapmadığın, yapmayı aklının ucundan bile geçirmediğin olaylarla suçlanmak, bu doğrultuda iftiraya maruz kalmak nedir bilir misiniz?
Sakın, Ermenileri ötekileştiren zihin kaldı mı yahu 2012 Türkiye'sinde demeyin.
Beni güldürmeyin.
İlla bir örnek istiyorsanız, vereyim...
İktidar partisinin Erzurum Milletvekili Muhyettin Aksak ne dedi geçenlerde?
İşte şahsın açıklamalarından ufak bir bölüm:
''PKK’lılar için “Etkisiz hale getirildi” yerine “Gebertildi” denmeli. Kürt kardeşlerimizi bunlardan ayırıyoruz. Bunlar, baktığınız zaman ya satılmış beyinler ya Ermeni dönmesi çocukları ya da Suriye’den İran’dan ülkemize sızan alçaklardan başka bir şey değil.”
Görüyorsunuz ya, bir cümlede kaç yanlış yapıyor. Cümlelerinin nerelere dokunduğundan, kimlerin canını acıttığından bihaber kendisi. Üstelik bu kişi milletin vekili, sözcüsü...
Ayrıca, Twitter'dan takip edebilirseniz, Hayko Bağdat'ın, Rober Koptaş'ın, Yetvart Danzikyan'ın hangi komik olaylarla karşı karşıya kaldığına tanıklık edersiniz. Bunlar şimdilik aklıma gelenler. Daha nice trajikomik hikayeler var. Hepimiz Siyaset Meydanı'nda Bimen Zartar'ı en az bir kere izlemişizdir mesela, öyle değil mi?
Bir keresinde anlatmıştı hatta, yaşlı bir amcanın kendisine, ''Ermeni misin? Öyle deme be oğlum, iyi birine benziyorsun...''
İşte mesele bu...
Ne istiyorsunuz bu insanlardan?
Biz böyle mi kazanacağız Ermeni vatandaşlarımızı?
Onları, her fırsatta yurtseverlikten soğutarak mı?
Türkiye'de yaşamaktan utandırarak mı?
Bu şekilde bir yere varılmaz. Böyle Ermeni politikası olmaz.
Ermenileri her koşulda ''ötekileştirerek'' bir yere varamazsınız.
O insanlara ''Ermeni dönmesi'', ''Ermeni dölü'', ''Vatan Haini'', ''Satılmış' , ''Elin Gâvuru'' diyerek ülkeye, ülkenin geleceğine zarar vermiş oluyorsunuz.
Bu dar zihniyete canımızı, babamızı, ağabeyimizi, Hrant'ımızı kurban verdik, akıllanmak yok mu?
Gökhan YILMAZ
23.08.2012