SİZ DE Mİ BEYAZ KALENİN KRALISINIZ?
10 Haziran 2008 08:14 / 1932 kez okundu!
Babasızlığın dayanılmaz acısını her zaman içimde hissettim. Yüreğimin bir köşesinde özenle koruduğum, babamla bağımın olduğunu düşündüğüm o acı duyguyu yitireceğimden endişelenirim...
Günlük hareketlilikte, demli bir çayda, deniz kokusunda, yarım kalmış kitapta, küçük bir ezgide, dalgalı saçta, cama hızla vuran yağmur damlalarında, onunla hiç binmediğim vapurda, kendimi yalnız hissettiğim kalabalıklarda yoklarım o duyguyu. Hafıza sandığımda sakladığım hazinemdir.
Foça’daki yazlığımızın terasında benimle ağabeyimi kollarına yatırdığı ve gökyüzünü seyrettiğimiz o aysız gecede söylediği söz, “Hayatınız da bazen böyle karanlık olabilir”, şimal yıldızını göstererek “her baktığınızda orada duran küçük bir ışık size yol gösterecektir, o da kalbinizin ışığıdır” demişti.
Gözlerimi kapattığımda, Yaşar Kemal’in Yer Demir Gök Bakır romanında yazdığı gibi “gece bozkırlardan gelen, ak ışıklı çiçekler gibi” gelen babacığım, sözleriyle ve davranışlarıyla örnek olmuş, bizi hiç yanıltmamıştı.
İnsanlığı, sevgiyi, saygıyı, inancı, gönülden gülümsemeyi, doğa sevgisini, doğruluğu, küçülmemeyi, küçültmemeyi, kırmamayı, herkese aynı davranabilmeyi, sessizliğin kabulleniş değil haykırış olduğunu, içimizdeki fırtınaları sıfatımızdan belli etmemeyi öğretti.
Onu kaybetmek, Orhan Pamuk’un Beyaz Kale kitabındaki “Sanki her şey, üzerinde kuşların uçtuğu beyaz kalenin, gittikçe kararan kayalık yamacın ve durgun ve karanlık orman görüntüsü “ cümlesindeki gibiydi. Beyaz kalenin kral ve kraliçesi, kaleyi art arda terk edince o karanlık ormandan, kalbimdeki şimal yıldızının ışığıyla çıkabilmiştim.
Gönülden gülümseyen babaları çok ama çok severim. Bilirim ki, onları bambaşka seven küçük kalplere, hayat yolunu aydınlatacak ışığı usulca yerleştirmişlerdir.
Baba olabilen tüm babaların günü kutlu olsun.
GÜLÇİN TUNCA
10 Haziran 2008