ÞÝDDET ÇÖZÜM DEÐÝL
10 Ekim 2019 16:09 / 1567 kez okundu!
Bu coðrafyanýn en talihsiz halklarýndan biri Kürtler. Onca nüfusa raðmen, bir devletleri yok. Oldukça daðýnýk yaþýyorlar. Hani "Coðrafya kaderdir!" der ya Ýbn-i Haldun, bu söz tam da Kürtlerin dramýna uygun bir söz.
Bu daðýnýklýkta, coðrafya etkisi, egemen devletler ve emperyalistlerin kafasýna göre çizdiði hudutlarýn belirleyici olduðu muhakkak.
Bu sýnýrlarýn, yüz yýl önce bilerek böyle sorunlu çizildiði de yaþadýklarýmýzý açýklýyor.
****
ÞÝDDET ÇÖZÜM DEÐÝL
Bu coðrafyanýn en talihsiz halklarýndan biri Kürtler. Onca nüfusa raðmen, bir devletleri yok. Oldukça daðýnýk yaþýyorlar. Hani "Coðrafya kaderdir!" der ya Ýbn-i Haldun, bu söz tam da Kürtlerin dramýna uygun bir söz.
Bu daðýnýklýkta, coðrafya etkisi, egemen devletler ve emperyalistlerin kafasýna göre çizdiði hudutlarýn belirleyici olduðu muhakkak.
Bu sýnýrlarýn, yüz yýl önce bilerek böyle sorunlu çizildiði de yaþadýklarýmýzý açýklýyor.
Fakat baþka temel bir sorun daha var. Tarihi süreç, sosyoloji, daðýnýk yaþayan Kürtlerin birlikte hareket edemeyiþi, ortak bir gaye olmayýþý, ulusal taleplerden ziyade grup, aþiret, cemaat talepleri ve bunlarýn farklý ideolojik tutumlarý, ana problem gibi görülüyor.
Bu yeni de deðil, fi tarihinden günümüze... Hal böyleyken, hangi devlet, "Hadi ben yokum ne yaparsanýz yapýn!" der ki? Hangi devlet, sýnýrlarýnda aþiretlerin, örgütlerin çatýþmasýna göz yumar veya kendisine karþý kullanýlma ihtimalin gözden kaçýrýr ki?
Ya da hangi devlet, Milletler Cemiyeti'nde kabul edilmiþ sýnýrlarýndan vazgeçer ki?
Geçmiþ zamanlarýn kýlýç-kalkan dönemi de yok. Terörün tanýmý ve bazý prensipler var artýk.
Özgürce talep edebilme hakký, adalet talebi, eþitlik talebi gibi, çerçevesi demokrasiyle oluþturulmuþ, bir çok talep için mücadele dönemi var artýk.
Kaldý ki bunun için, geçmiþe nispeten çok aþama kaydedilmiþ olup, demokratik kanallar açýlmýþken maalesef bunu istismar eden bir HDP'ye raðmen, bu noktadan geriye dönüþ olmayacaktýr.
Suriye'de küçük hesaplar uðruna, Türkiye'deki kazanýmlarý heba etmenin bedeli, PKK ve türevlerinin çok umurunda olmasa gerek.
Oysa demokrasi istismarý veya þiddeti yöntem olarak benimsemek, öncelikle kendilerine çok zarar verir.. Dünyanýn geldiði nokta ve konjonktürden baðýmsýz bir sonuç elde etmenin zorluðu da ortada üstelik.
Çözüme giden yol, eksiklerimizi ve sorunlarýmýzý doðru tanýmlamakla ve belki yýllarý alacak çalýþmalarla olabilir.
Yanýlabilirim elbette ama gördüðüm daha ilk aþamaya bile varýlamamýþ olmasý. Yani bir ortak güdü yok.
Daima problemin kaynaðý olarak baþkalarýný iþaret eden parmak, belki de uzunca bir süre yönünü tersine çevirip, daha az duygusal ama akýlcý olan bir yol denenmeli.
Hiç þüphesiz ki, insanca ve adaleti esas alan her hak talebi de kutsaldýr ve desteklenmeyi bekler.
Nihayet, sabýrla ve doðru davranýldýðýnda, hak daima galebe çalar..."
Güldalý COÞKUN
10.10.2019
Son Güncelleme Tarihi: 18 Ekim 2019 12:12