Hükümet ve HDP ilk kez ortak açıklama yaptı; 'silah bırakma' için Öcalan'ın kongre çağrısı duyuruldu
01 Mart 2015 00:50
'Davet, silahın yerini demokratik mücadeleye bırakması için tarihi bir beyan'
Hükümet ile HDP arasında çözüm sürecinin gidişatıyla ilgili karşılıklı suçlamaların geldiği bir dönemde İçişleri Bakanı Efkan Ala ve Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan ile bir araya gelen HDP heyeti, Abdullah Öcalan'ın PKK'ya yönelik çağrısını okudu. Dolmabahçe'deki başbakanlık çalışma ofisindeki toplantıda HDP adına hazırlanan metni okuyan Sırrı Süreyya Önder, Öcalan'ın PKK'ya yönelik çağrısını açıkladı. Öcalan çağrısında, "Asgari müştereğin sağlandığı ilkelerde silahlı mücadeleyi bırakma temelinde stratejik ve tarihi karar vermek için PKK’yı bahar aylarında olağanüstü kongreyi toplamaya davet ediyorum. Bu davet, silahlı mücadelenin yerini demokratik siyasetin almasına yönelik tarihi bir niyet beyanıdır" ifadelerine yer verdi.
Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, 'Çözüm Süreci'ne ilişkin gelişmeleri değerlendirmek üzere Başbakanlık Dolmabahçe Çalışma Ofisi'nde HDP heyeti ile bir araya geldi.
Saat 11.00 sıralarında başlayan ve 45 dakika süren görüşmeye HDP'nin İmralı heyetinden Pervin Buldan, Sırrı Süreyya Önder veİdris Baluken katıldı. Toplantıda İçişleri Bakanı Efkan Ala ve AKP Grupbaşkanvekili Mahir Ünal da yer aldı. Görüşme sonrası ortak açıklama yapıldı.
Önder: Tarihi bir karar sürecinin eşiğindeyiz
Görüşmenin ardından bir açıklama yapıldı. İlk olarak konuşan Sırrı Süreyya Önder, uzun bir sürecin önemli bir aşamasına gelindiğini belirterek, "Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşundan bu yana süre gelen demokratikleşme sorunları ve son 30 yılda 40 binden fazla insanımızın yaşamına mal olan Kürt meselesinin çözümü için yürütülen Çözüm Süreci çalışmalarında tarihi bir karar sürecinin eşiğinde bulunmaktayız" dedi.
‘Tarihin bizlere yüklediği büyük sorumluluk’
Önder, başlagıcından bu güne bu sorun devletin dönüşümüyle ilişkili olduğunu dile getirerek, "Bugüne kadar ki egemen devlet zihniyeti bu meseleyi salt iktidarlaşma aracı olarak düşünülmüş ve kör şiddetin kurbanı haline getirilmekten çekinmemiştir. Dolayısıyla çözümün barış ve evrensel demokrasiyle bağı sağlıklı kurulmadıkça, kurmaya çalıştığımız demokratik barışın devlet ve toplum yarışında; haktan, adaletten ve eşitlikten bir yana dönüşüm sağlaması düşünülemez. Bu itibarla süreç, cumhuriyet tarihi boyunca varlıkları yadsınan ve dışlanan tüm unsurların özgür ve eşitçe tanınması ve yeni norm sisteminde kendileri olarak yer almalarıyla gelişmek durumundadır. Tarihin bizlere yüklediği büyük sorumluluk; çözümünde, çözümsüzlüğünde salt bizim toplumlarımızla ilgili olmayıp, tüm bölgeyi hatta dünyayı etkileyen bir muhtevası olmasıdır. Bölgenin 100 yıllık dengeleri alt üst olurken, küresel ve bölgesel zorbalıkların yol açtığı algısal ve iradesel yaklaşımlar, evrensel insani değerler ölçüsünce geliştirilerek aşılmalıdır" diye konuştu.
‘Öcalan'ın temel belirlemesi’
Sırrı Süreyya Önder, muhtevası gereği çok hareketli ve dinamik bölgesel koşullar göz önüne alınarak, sürece de dinamik bir yaklaşım gerektiğini ifade ederek, "Bütün bu belirlemelerin ışığında zaman zaman aksamalar ve kırılmalarla yürütülen diyalog süreci, resmi, ciddi ve sorumlu bir aşamaya gelmiş bulunmaktadır. Süreçte gelinen aşamaya ilişkin Öcalan'ın temel belirlemesi şudur; Bu 30 yıllık çatışma sürecinin kalıcı barışa götürürken demokratik bir çözüme ulaşmak temel hedefimizdir. Asgari müştereğin sağlandığı ilkelerde silahlı mücadeleyi bırakma temelin, stratejik tarihi kararı vermek için PKK'yi bahar aylarında olağanüstü kongreyi toplamaya davet ediyorum. bu davet silahlı mücadelenin yerini demokratik siyasetin almasına yönelik tarihi bir niyet beyanıdır" dedi.
10 maddeyi sıraladı
Sırrı Süreyya Önder, "Hem gerçek bir demokrasinin hem de büyük barışımızın omurgasını teşkil edecek olan olgusal başlıklarımız şunlardır" diyerek şu başlıkları sıraladı:
1. Demokratik siyaset tanımı ve içeriği
2. Demokratik çözümün ulusal ve yerel boyutlarının tanımlanması
3.Özgür vatandaşlığın, yasal ve demokratik güvenceleri
4. Demokratik siyasetin devlet ve toplumla ilişkisi ve bunun kurumsallaşmasına yönelik başlıklar
5. Çözüm sürecinin sosyo ekonomik boyutları
6. Çözüm sürecinde demokrasi güvenlik ilişkisinin, kamu düzenini ve özgürlükleri koruyacak şekilde ele alınması
7. Kadın, kültür ve ekolojik sorunların yasal çözümleri ve güvenceleri
8. Kimlik kavramı, tanımı ve tanımlanmasına dönük çoğulcu demokratik anlayışın geliştirilmesi
9. Demokratik cumhuriyet, ortak vatan ve milletin demokratik ölçütlerle tanımlanması, çoğulcu demokratik sistem içerisinde yasal ve anayasal güvencelere kavuşturulması
10. Bütün bu demokratik hamle ve dönüşümleri içselleştirmeyi hedefleyen yeni bir anayasa
‘Bütün demokrasi güçlerini selamlıyoruz’
Önder, "Tüm bu hususlarda beklenen tarihi gelişmelerin hayata geçebilmesi için tahkime edilmiş bir çatışmasızlığın elzem olduğuna şüphe yoktur" diye konuştu. Önder, "Biz de Hakların Demokratik Partisi heyeti olarak tüm demokratik çevreleri ve barıştan yana olan kesimleri gelinen bu demokratik müzakere ve çözüm aşamasına güç katmaya davet ediyoruz. Barışa her zamankinden çok daha yakın olduğumuzu bilerek, emek veren ve verecek olan bütün demokrasi güçlerini selamlıyoruz. Hayırlı uğurlu olsun" ifadelerini kullandı.
'Hayırlı uğurlu olsun'
Dolmabahçe'deki Başbakanlık Ofisi'nde Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan ile görüşen HDP heyetine buradan ayrılırken gazeteciler soru yöneltti. Sırrı Süreyya Önder araç içinden gazetecilere "Tarihi bir açıklama. Bütün halklarımıza hayırlı uğurlu olsun" dedi.
Yalçın Akdoğan: Silahların devre dışı kalması demokratik gelişime hız katacaktır
Daha sonra ise konuşan Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, çözüm sürecinde önemli bir aşamaya gelindiğini belirtti. Akdoğan, "HDP heyeti dün İmralı'ya giderek bir görüşme gerçekleştirdi. Biz de Sayın Başbakanımızın başkanlığında çözüm süreci kurulunda gelinen aşamayı tüm boyutlarıyla kapsamlı bir şekilde ele almıştık. Silahların bırakılmasına yönelik çalışmaların hız kazanması, tam anlamıyla bir eylemsizliğin hayata geçmesi ve demokratik siyasetin bir yöntem olarak öne çıkartılması konusunda ki açıklamayı önemli görüyoruz" dedi.
‘Silahların devre dışı kalması, demokratik gelişime hız katacaktır’
Yalçın Akdoğan, "AK Parti iktidarı olarak 12 yıldır akan kan dursun, analar ağlamasın diyerek sessiz devrim niteliğinde adımlar attık. Her türlü sorunun çözüm yeri olarak siyaset kurumunu gördük. Demokrasimiz sorunları konuşabilecek, tartışabilecek, çözüm yoluna koyabilecek imkan ve kabiliyete ulaşmıştır. Demokrasimizin daha ileri noktalara ulaşması için bütün toplum kesimlerinin, siyasi partilerin, sivil toplum kuruluşlarının el birliğiyle gayret göstermesi gerektiği de açıktır. Silahların devre dışı kalması, demokratik gelişime hız katacaktır" diye konuştu.
‘Süreci nihai sonuca ulaştırmakta kararlıyız’
Bir kısım konu başlıklarının uzun yıllardır konuşulduğunu ve tartışıldığını dile getiren Akdoğan, "Bundan sonrada öz güven içinde tartışmaktan, konuşmaktan geri durmamamız gerekiyor. Aslında gök kubbe altında konuşulmadık bir şey kalmadı. Demokrasilerde halkın desteğini alan düşünceler, görüşler politikalar değer kazanır. Biz de milletimizin hayır duası ve desteğiyle süreci nihai sonuca ulaştırmakta kararlıyız" dedi.
‘Samimiyet, cesaret ve kararlılıkla sonuca ulaşacağımıza da inanıyoruz’
Yalçın Akdoğan, yeni anayasayı bir çok kronik ve köklü sorunun çözümünde önemli bir fırsat olarak gördüklerini ifade ederek sözlerini şöyle sürdürdü:
"Sayın Cumhurbaşkanımızın dediği gibi uygulama önem taşıyor. Sürecin ete kemiğe bürünmesi, somut gelişmelerin yaşanması önemlidir. Bu çerçevede iyi niyetli, samimi kararlı şekilde sürece sahip çıkılması, tüm kesimlerin katkıda bulunmak için taşın altına elini koyması zorlukları kolaylaştıracaktır. Sorunlara demokratik çözümler bulmak, bölen ve ayrıştıran değil, birleştiren ve güçlendiren bir etki yapmaktadır. Temel hak ve özgürlükleri daha da geliştirmek, hakça ve kardeşçe bir ortam hazırlamak ancak bütünlüğe katkı sağlar. Vatandaşlarımızın aidiyet duygusunu daha da geliştirir. Temel sorunlarını geride bırakan Türkiye küresel ve bölgesel bir güç haline gelecektir. Çözüm sürecinin zor, meşakkatli, akşamdan sabaha bitmeyecek bir süreç olacağını biliyoruz. Ancak samimiyet, cesaret ve kararlılıkla sonuca ulaşacağımıza da inanıyoruz. Her zaman söylediğimiz gibi biz birlikte Türkiye'yiz ve her şey Türkiye için."
T24
28.02.2015