Az Yaz!..Az Dur!..Az...Az Koş!...
12 Nisan 2012 12:42 / 1923 kez okundu!
Kapının önüne düştü Leylâk renkleri. Kapı bu heyecanlanmadan durmaz. Taşları şöyle bir ıslandı. Kış soğuktu denizle yaşayınca üşüdü o da. Ayakların bastığını hissetmek şöyle dursun kedilere bile şaşırmadı uzun günlerde. Sonsuz, ıpıssız, karanlık ve fırtınalı. Keyifliydi sesini dinlerken ayvanın.
En çok arka sokaktaki zeytin ağacının yerinden sökülmesine sıkıldı bir de elektrik direkleri değişecek diye ellerin titremesine. Akıl etti sıkı sıkıya giyindi. Aksırdı tıksırdı güneşi beklerken. Merdivenleri çamur oldu bozuldu karizması. Su yetişti. İzler hep pati pati. Sineksiz perdeyi açıverince ortalık miyav çığlığı. Nerede bu insanlar. Ev alır da gelmez mi ? Yazın baktığına küser mi destursuz?..yavrucukların kocamanlığına tanık olmazsan sevgisiz kalırsın.
Şimdi sokağın başında biraz durup mimozaların saltanatını seyrediyor. Dışa açılan camlar… Derin sorular çözmeye gayret ettiği. Yalnızlık iyileştiriyor düğümlerini. Kareler, önceleri hiç görmemiş. Kapının arkasına sığınarak siyaha boyanan gün. Şaşır gönlüm şaşır. İşte sen busun. Başkalarının bildiği değil kendi tanıdığınsın. Ne anlatılırsa anlatılsın hayatını bileceksin. Bil! Durdu!..içi kıpırdadı. Çağıracak biliyor. Düzeltmektense anlatılanları, yaşamak en iyisi. Hep yaptığı gibi. Çalıştı. Tel tel döküldü kumaşın üstüne. Herkesi anlamak mümkün mü?..
Denizin kıyıcığınca sarılıp sarmalamak hüner. Uzaklara gelmek iyilik. Duymayacak, olsun “özür” ruhundan. Affet beni. Bilmeden, istemeden. Öyle yorgundum…ne anlayacak halin halimiz oldu ne de dile gelecek başbaşalığımız. Sürgünüm çıkmış çıkmasına da, karışmış o su bir kere.
Güldü kahvesini içerken. Güldü ve geçti içinden evinin. Yukarıya çıktı. Denizin sanki nokta koyduğu koya baktı bir kez daha. Isınsa…girse serinlerdi içi. Yorulmuş …
Şimdi kırlangıçlar gökyüzünde. Ebabiller? Ya onlar?..
İffet DİLER
NİSAN 2012
Son Güncelleme Tarihi: 14 Nisan 2012 11:26