Irkçılık karşıtı 'Metis 2011 Ajandası'na Kemal'ci zihniyet engeli...
22 Ocak 2011 19:57
Metis Yayınları’nın her yıl düzenli olarak hazırladığı Metis Ajanda bu yıl temasını 'ırkçılık, ayrımcılık ve nefret suçları' olarak belirledi. Bu konuda çalışma yürüten Sosyal değişim Derneği'nin katkılarıyla 'Metis Ajanda 2011' hazırlandı ve satışa sunuldu. 'Nezih Kitabevi' adlı bir kitapçı ise, gördüğü ilgiden ötürü üçüncü baskısı yapılmaya hazırlanılan ajandanın satışını kendi satış zincirlerinde "yasakladığını" kamuoyuna açıkladı:
"Kurumumuz tüm faaliyetlerini Türkiye yasaları ve ulu önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün çizdiği ilke ve düşünceler doğrultusunda yürütmektedir. Ajanda içeriği üzerinde yapmış olduğumuz inceleme ve gerekse müşterilerimizin tarafımıza iletmiş oldukları yorum ve görüşler doğrultusunda derhal söz konusu ürünün satışına son vermiş bulunmaktayız...”
Nezih Kitabevi'nin yasa dışı -keyfi- tutumu üzerine; "Resmi bir devlet kuruluşu yaklaşımını andıran açıklamada yer alan “tüm faaliyetlerini Türkiye yasaları” doğrultusunda yürütme ibaresi söz konusu ürünün ‘yasadışı’ bir içeriğe sahip olduğu izlenimini doğurmaktadır. Bir kitabevinin tüm faaliyetlerini “ulu önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün çizdiği ilke ve düşünceler doğrultusunda” yürütmesinin belirsiz içeriği bir yana; tamamen yasal biçimde tüm Türkiye’de satışa sunulan kültürel bir ürünün üzerine ‘yasadışılık’ gölgesini düşürmenin en hafif deyimle haksızlık olduğunu düşünüyoruz" diyen Sosyal Değişim derneği yaptığı açıklamada şunları ifade etti:
"Şubat 2009’da kurulan Sosyal Değişim Derneği çalışmalarını ‘nefret suçları’ üzerine yoğunlaştırmaktadır. 2009-2010’da ulusal günlük gazetelerin taranması yöntemiyle gerçekleştirilen “Ulusal Basında Nefret Suçları: 10 Yıl, 10 Örnek” isimli çalışmamız yayınlanmış ve yaygın biçimde kamuoyuna sunulmuştur. Sosyal Değişim Derneği şu anda da “Nefret Suçları Tarihe Karışsın” başlığıyla, nefret suçlarını düzenleyen bir yasa çıkarılmasını merkezine alan bir kampanya yürütmektedir.
Metis Yayınları’nın her yıl düzenli olarak hazırladığı Metis Ajanda bu yıl temasını ırkçılık, ayrımcılık ve nefret suçları olarak belirledi. Bu konuda çalışma yürüten derneğimizin katkılarıyla Metis Ajanda 2011 hazırlandı ve satışa sunuldu. Ancak bir kitapevi hazırladığımız ajandanın satışını kendi satış zincirlerinde yasakladığını basına duyurdu. Nezih Kitabevi’nin yaptığı açıklamada:
"Kurumumuz tüm faaliyetlerini Türkiye yasaları ve ulu önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün çizdiği ilke ve düşünceler doğrultusunda yürütmektedir. Ajanda içeriği üzerinde yapmış olduğumuz inceleme ve gerekse müşterilerimizin tarafımıza iletmiş oldukları yorum ve görüşler doğrultusunda derhal söz konusu ürünün satışına son vermiş bulunmaktayız..” denildi.
Resmi bir devlet kuruluşu yaklaşımını andıran açıklamada yer alan “tüm faaliyetlerini Türkiye yasaları” doğrultusunda yürütme ibaresi söz konusu ürünün ‘yasadışı’ bir içeriğe sahip olduğu izlenimini doğurmaktadır. Bir kitapevinin tüm faaliyetlerini “ulu önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün çizdiği ilke ve düşünceler doğrultusunda” yürütmesinin belirsiz içeriği bir yana; tamamen yasal biçimde tüm Türkiye’de satışa sunulan kültürel bir ürünün üzerine ‘yasadışılık’ gölgesini düşürmenin en hafif deyimle haksızlık olduğunu düşünüyoruz.
Farklılıklarımızla birlikte yaşamayı ve toplumsal adalet duygusunu zedeleyen nefret suçları konusunda toplumda farkındalık yaratmayı amaçlayan bir çalışmanın yasaklanmasını da ayrıca doğru bulmuyor ve farklı bir niyet taşındığına inanıyoruz.
Nezih Kitapevi’ni değerlendirmesini gözden geçirmeye, tüm okurları ırkçılık, ayrımcılık ve nefret suçlarına karşı Metis Ajanda 2011’i incelemeye davet ediyoruz..."
"ENGELLEMENİN ESAS NEDENİ 1915 SOYKIRIMI'NA VURGU..."
Ajandanın editörlüğünü yapan 'Irkçılığa ve Milliyetçiliğe Dur De' girişimi ve 'Nefret Suçları Karşıtı Platform' üyesi Levent Şensever; "Metis yayınevi'nin geçen yılki ajandasının teması ‘İllallah’ başlığıyla Ateizmdi, 2008’de başlık ‘Yaratıcı Direniş’ idi..." diyor.
Irkçılığa, ayrımcılığa, nefret suçlarına karşı bir ajandanın neden böyle bir tepki doğurmuş olabileceğini ise; Şensever şöyle yorumluyor:
"Ajandada her hafta ‘inkârcılık’, ‘homofobi’, ‘esaret’, ‘mezhepçilik’ gibi bir kavrama işeyen bir çocuk illüstrasyonu var. 10 Kasım’ın yer aldığı sayfada tepkisini ‘zulüm’e koyunca, ajandanın içeriğinden ve meramından bağımsız böyle bir hassasiyet doğmuş.
Asıl nedenin başka. Şahsi fikrim, asıl neden 1915 olaylarını, Holokost’la birlikte 'soykırım' olarak ifade etmemiz. Bu, sadece üzerini örten bir tepki. Doğrudan soykırımı öne sürmek ifade özgürlüğüne aykırı olurdu.”
Sesonline.net