Mezopotamya Kültür Merkezi ve Ýbrahim Gürbüz

23 Kasým 2012 20:37 / 3454 kez okundu!

 


Hasan Kaya’nýn, Feridun Yazar’la yaptýðý nehir söyleþi yayýmlandý. Fanos Yayýnlarý tarafýndan yayýnlanan kitap “Kürt Kavþaðýnda Bir Siyasetçi Feridun Yazar” adýný taþýyor. (Eylül 2012, Ýstanbul) Kitabýn 290. sayfasýnda, Ýbrahim Gürbüz ile ilgili anlatýmlar, iddialar var. Bu yazýda bu iddialarla ve anlatýmlarla ilgili düþüncelerimi ve duygularýmý belirtmeye çalýþacaðým.

1992 yýlý Eylül ayý baþlarý. Feridun Yazar’ýn, Halkýn Emek Partisi (HEP) Genel Baþkanlýðý’ndan ayrýlmaya çalýþtýðý bir dönem. Feridun Yazar HEP Genel Baþkaný olarak, Ýstanbul’da, Tuzla’da, Maltepe’de toplantýlara katýlýyor. Yanýnda Musa Anter de var. Feridun Yazar, Musa Anter halk içindeler. Halka konuþmalar da yapýyorlar.

HEP kafilesi, Tuzla, Maltepe yöresinden Baðcýlar’a doðru giderlerken, Musa Anter, Feridun Yazar’a, “arabaya kimseyi alma, sana özel olarak anlatacaklarým var” diyor. Þoföre de “sen benim konuþmalarýmý duyma” diyor. Þoförün ismi verilmiyor…

Bundan sonra Musa Anter Feridun Yazar’a þunlarý anlatýyor. “Benim durumum çok kötü. Param yok. Ev kirasýný ödeyemiyorum. Enstitü ile oturduðum ev arasýnda çok mesafe var. Yol ücretlerini karþýlayamýyorum. Dolabýmda yiyecek yok. Çok periþaným. Ortada kaldým. Benimle ilgilenin… Oturduðum ev, Enstitüye çok uzak olduðu için, Enstitü’de kalmak, Enstitü’de yatýp kalkmak istedim. Ýbrahim Gürbüz buna karþý çýktý. Ýbrahim Gürbüz beni Enstitü’den kovdu. ‘Battaniyeni al git, kapýnýn önünde otur, içkini de orada iç…” dedi.

Musa Aðabey, bunlarý etraflý bir þekilde anlatýyor, periþanlýðýný dile getiriyor. Kendisiyle ilgilenilmesini, partideki yöneticilerin de bu durumdan haberdar edilmesini, bu duruma çözüm bulunmasýný istiyor.

Hasan Kaya’nýn kitabýnda, Feridun Yazar’ýn, Musa Anter’e atfen anlatýmlarý beni çok þaþýrttý. Bu bölümü þaþýrarak okudum. Çünkü anlatýmlar, iddialar, benim yaþadýklarýma gördüklerime çok zýttý.

O yýllarda, yani, 1989 sonlarýnda itibaren, 1990, 1991, 1992 yýllarýnda, Mezopotamya Kültür Merkezi ve Ýstanbul Kürt Enstitüsü kuruluþ çalýþmalarý çerçevesinde, Ýstanbul’a çok sýk gelirdim. Bizzat gördüðüm, yaþadýðým þuydu. Bu sürece belki on kere on iki kere belki daha fazla þahit olmuþumdur.

Mezopotamya Kültür Merkezi Tarlabaþý’ndaydý. MKM Baþkaný Ýbrahim Gürbüz’dü. Musa Aðabey, Kartal’da, Rahmanlar’da Gülsuyu’nda oturuyordu. Evi oradaydý. Ev Musa Aðabey’in kendisine aitti. Musa Aðabey kirada oturmuyordu. Ýbrahim de o yýllarda, Ýçerenköy’de, daha sonra da Kayýþdaðý’nda oturuyordu.

Ev Musa Aðabey’e aitti. Musa Aðabey Dicle’den ve Anter’den söz ederek, “çocuklarým bana bu evi aldý” diye övünürdü. Gülsuyu’nda, tarlanýn ortasýnda kurulan bir apartmanýn bir dairesiydi. Etrafta yapýlaþma yeni yeni baþlýyordu. Musa Aðabey’in anýlar kitabý bu evde hazýrlandý. Musa Aðabey konuþur, Ahmet Zeki Okçuoðlu, konuþmalarý banda alýrdý.

Akþamlarý, Tarlabaþý’nda, MKM’den çýktýktan sonra arabaya biniyorduk. Araba Ýbrahim’indi ve arabayý Ýbrahim sürüyordu. Köprüyü geçtikten sonra, Ýstanbul-Ankara yolu üzerinde ilerlerdik. Arabada, Musa Aðabey, ben, olurduk. Bazen Abdurrahman Dürre Aðabey de olurdu. O da Ýbrahim’in oturduðu semte yakýn bir yerde oturuyordu. Biþeng Ünsal’ý da o arabada birkaç defa görmüþtüm.

Araba Ýstanbul-Ankara yolunda ilerlerken, belirli bir yerde, saða veya sola döner, üst yola çýkardýk. Üst yolda bir süre ilerledikten sonra, tekrar saða veya sola döner, göbeði dolaþýr alt yola inerdik… Bir süre daha ilerledikten sonra, Ýstanbul-Ankara yolunu býrakýr, yan yollara, ara yollara girer buralarda ilerlerdik. 1990 yýlýnýn baþlarýnda bu yol sistemi bana çok karýþýk gelirdi. Bir keresine Musa Aðabey’e sormuþtum. “Bu kadar dolaþýk yol sistemini nasýl öðrendin Musa Aðabey, ne zaman alt yola ineceksin, ne zaman göbeði dolaþýp üst yola çýkacaksýn, ne zaman baþka bir göbeði dolaþýp alt yola ineceksin, ne zaman yan yollara arayollara gireceksin… Bu karýþýk sistemi nasýl öðrendin Musa Aðabey?” demiþtim.

Musa Aðabey, þöyle cevap vermiþti. “Ben hiçbirþey öðrenmedim. Benim þoförün kapýyý açýyor, ben arkaya kuruluyorum. Etrafa bakarak seyahat ediyorum. Benim þoförüm ne zaman alt yola inilecek, ne zaman göbek dolaþýlýp üst yola çýkýlacak, ne zaman yan yollara, ara yolara girilecek… hepsini biliyor.” Bu sözlerden sonra þunu da söylerdi: “Kenan Evren’in þoförü herhangi bir þoför, benimki Yüksek Kimya Mühendisi”.

Bu olaya en az on kere, on iki kere þahit olmuþumdur. Bu süreci yaþamýþýmdýr. Ayrýca, haftada iki veya üç gün, Musa Aðabey’i sabahtan evinden alýp MKM’ye veya Kürt Enstitüsü’ne getirdiðini, akþam tekrar evine býraktýðýný biliyorum.

Feridun Yazar’ýn, Musa Anter’e atfen, Ýbrahim Gürbüz hakkýndaki bu anlatýmlarý, Ýbrahim’i karalayan, Ýtibarsýzlaþtýrmaya çalýþan bir anlatým. Çok önemli bir suçlama yapmasýna raðmen, olaya þahit olan þoförün adýný vermiyor.

Burada önemli bir yöntem hatasý var. Bu suçlamalar karþýsýnda, Feridun Yazar, Ýbrahim’i de bilgi sahibi kýlmalýydý. “ Musa Anter senin kakýnda böyle söylüyor, sen ne diyorsun?” demeliydi. Bu daha o yýllarda, yani 1992 yýlýnda yapýlmalýydý. Hele hele anýlarýn kitaplaþtýrýlmaya çalýþýldýðý bir dönemde muhakkak yapýlmalýydý. Bunun yapýlamamasý önemli bir eksiklik.

Hasan Kaya da, böyle bir anlatým karþýsýnda, Feridun yazar’a, “bu konular hakkýnda, Ýbrahim Gürbüz’le konuþtunuz mu?” þeklinde bir soru sormalýydý. Hasan Kaya’nýn bu tutumu da eksiklik. Feridun Yazar’ýn, Ýbrahim Gürbüz’ü bilmediði anlaþýlýyor. Hasan Kaya, Ýbrahim Gürbüz’ü, MKM’yi, Kürt Enstitüsü’nü yakýndan biliyordu.

Feridun Yazar, Ýbrahim Gürbüz’ü, MKM’yi, MKM’nin nasýl kurulduðunu, neler yaptýðýný, nasýl yaptýðýný bilmiyor. Ýstanbul Kürt Enstitüsü’nün nasýl kurulduðunu bilmiyor. Ama, ayný dönemde, Aynur Gürbüz, HEP Merkez Yönetim Kurulu üyesiydi. Filiz Oðuz, Zeynep partide etkin bir þekilde çalýþýyorlardý. Ali Ekber uzun yýllar, Kadýköy, Ýlçe’nin yöneticiliðini yapmýþtý.

Musa Anter, Feridun Yazar’a, “benim durumumu parti yöneticisi arkadaþlara bildir” diyor. Feridun da “bildireceðim” diyor. Peki, Feridun bu durumu parti yöneticisi arkadaþlarýna bildirdi mi? Onlar ne dediler, kime anlattý, kim ne dedi?

Bu karalamalarýn kimseye bir yararý yoktur.

Mezopotamya Kültür Merkezi’nin kurulmasýnda, faaliyet yürütmesinde, Ýbrahim Gürbüz’ün çok büyük rolü vardýr. Bu elbette çok olumlu bir roldür.

O zamanlar, Botan 3-4 yaþlarýnda bir çocuktu. Aynur, sabahleyin evden parti çalýþmalarý için ayrýlýrdý. Ýbrahim MKM’ye hareket ederdi. Botan’ý da yanýnda götürmek isterdi. Botan, “Ben Mezopotamya’ya gitmek istemiyorum, ben parka gitmek istiyorum” diye sýzlanýrdý. Bu sýzlanmalara birkaç kere þahit olmuþtum. Parkta oyun, eðlence ortamý vardý. Ýbrahim, Aynur, bu çalýþmalar nedeniyle, Botan’la daha fazla ilgilenemezlerdi. Botan’ý parka daha çok dedeleri götürürdü.

Musa Aðabey’in Kürt Enstitüsü’nde kalma isteði ile ilgili olarak Ýbrahim , Musa Aðabey’e þöyle söylemiþ olabilir. “Geceleyin buralarda kalmak doðru deðil. Buralar güvenli bir yer deðil. Evde kalmak daha doðru”. ‘Faili meçhul’ cinayetlerin yoðun olarak yaþandýðý bir dönem’. 20 Eylül 1992’ de, Diyarbakýr’da, Musa Aðabey’in öldürüldüðü biliniyor.

Binada langur-lungur bir asansör vardý. Sýk sýk aralarda durup sýkýntý yaratýyordu. Sabah-akþam saatlerinde, tenha durumlarda, asansörün kullanýlmasý, aðýr sýkýntýlarýn yaþanmasýna neden olabilirdi.

Ýbrahim’in Musa Aðabey’i yönlendirmesi mümkün deðil. Ýbrahim, Kürt Enstitüsü’nde yönetim kurulu üyesiydi. Kürt Enstitüsü’nün Baþkaný Musa Anter’di.

Öte yandan, Musa Anter, Hüseyin Musa Saðnýç, Abdurrahman Dürre, Cemþit Bender gibi aðabeylere, Ýbrahim’in çok saygýlý davrandýðýný da yakýndan biliyorum. Yaþça büyüklere karþý bu saygý, Ýbrahim’in doðasýnda var.

1992 Newroz’unda Þýrnak’a yoðun bir baskýn düzenlenmiþti. Þýrnak günlerce bombalanmýþtý. Evler, evlerin içindeki eþyalar, dayanýklý tüketim mallarý, tahrip edilmiþti. Ama bu operasyonlar, Türk basýnýnda yer almamýþtý. Hükümetin ve basýnýn, Basýn Konseyi’nin bu tutumunu protesto etmek için Ýstanbul’da, üç günlük açlýk grevi yapýlmýþtý. Açlýk grevi, HEP Beþiktaþ Ýlçe’de yapýlmýþtý.

Açlýk grevine, Musa Anter, Hüseyin Musa Saðnýç, Abdurrahman Dürre, Recep Maraþlý, Ýbrahim Gürbüz, Eþber Yaðmurdereli, Serhat Bucak, Filiz Oðuz, Edibe Þahin, Bilgesu Erenus, Sara Akan, Remzi Çakýn, Ýsmail Beþikçi katýlmýþtý. 24 Mart’ta baþlayan açlýk grevi, 27 Mart’ta sona ermiþti. O gün, Caðaloðlu’nda, Basýn Konseyi’nin önünde, basýn açýklamasý yapýlmýþtý.

Açlýk grevinde Musa Aðabey, müstehcen fýkralar anlatýyordu. Musa Aðabey, bu müstehcen fýkralarý her zaman anlatýyordu. Açlýk grevi sýrasýnda da anlatmýþtý. “Kendini Kiliseye vakfeden kadýn”, “Sakat çocuðunu doktora götüren kadýn”, “Yolda yürüyen genç kadýna laf atýlmasý”… Bu fýkralar gülüþmelere neden olurdu.

Açlýk grevinde olanlarý kadýnlar da ziyaret ederlerdi. Genç kadýnlar, bir çocuðu kucaklarýnda, öbür çocuklarýnýn da ellerinden tutarak gelirlerdi. Kadýnlar, grevdekilere yardýmcý olmak, onlarýn duygularýn düþüncelerini paylaþmak için çaba gösterirlerdi.

Musa Aðabey’in açlýk grevinde müstehcen fýkralar anlatmasýna, bunu genç kadýnlarýn önünde yapmasýna çok þaþýrýyordum. Açlýk grevine katýlan kadýnlar da vardý. Acaba, Musa Aðabey, bunu neden yapýyordu? Genç kadýnlar, bu fýkralarý utanarak, yüzleri kýzararak dinlerlerdi.

Musa Aðabey’e bu anlatýmlardan birinde, anlatýmdan sonra, “Musa Aðabey, neden bu fýkralarý genç kadýnlarý önünde anlatýyorsun?” diye sormuþtum. “Onlar benim kýzým, bir þey olmaz” demiþti. “Musa Aðabeyi sen bunlarý Rahþan Haným’a, Hale Haným’a anlatabilir misin?”demiþtim. Musa Aðabey, “onlar benim kýzým, bir sakýncasý yok” demiþti.

Bir gün, tuvalete gitme gereðini hissettim. Mutfaðýn önünden geçerken, Musa Aðabey’in, orada, kendi baþýna bir þeyler içtiðini fark ettim. Arkadaþlardan bunun votka olduðunu öðrendim. Ama bu, yaygýnlaþtýrýlmamasý gereken, gizli tutulmasýna özen gösterilen bir bilgiydi. Açlýk grevindekiler, su, þekerli su içerlerdi. Ama Musa Aðabey, votka içiyordu. Musa Aðabey’in saðlam bir midesi vardý. Aç karnýna votka içerdi. Musa Aðabey, ona “aslan sütü” diyordu. “Aslan sütü”nü de, Ýbrahim Gürbüz’e aldýrýrdý. Bu, fýkra anlatýmlarýn psikolojik ortamýný da biraz açýklýyor.

Biþeng Ünsal bu konuda ayrýntýlý bilgi vermiþti. Biþeng Þýrnak’ýn yýkýlmasýnda sonra Ýstanbul’a gelmiþti. Filizgil’de kalýyordu. Musa Aðabey’le beraber Kürt Enstitüsü’nde çalýþýyordu.

MKM 1980’lerin sonlarýnda kurulmuþtu. Ýbrahim’in bu konudaki emeði çok büyük. Kurucu baþkaný Ýbrahim Gürbüz’dü. Baþkanlýðýný uzun süre Ýbrahim yürüttü. MKM talimatla kurulan bir örgüt deðildi. Ýbrahim’in arayýþlarý sonunda kurulmuþtu. Kürt Enstitüsü de böyle kurulmuþtu.

Ýbrahim, MKM çevresinde yapýlan konuþmalardan yazýlardan dolayý, soruþturmalarla, davalarla karþýlaþtý. Bir davada ceza kesinleþti. Bundan dolayý firar durumu da yaþadý. Rewþen Dergisi MKM’nin katkýlarýyla çýkýyordu.

Ýbrahim Gürbüz o dönemde, kömür daðýtým iþiyle uðraþýyordu. Maddi durumu iyiydi. Kazancýnýn önemli bir kýsmýn MKM için harcýyordu.

Ama o dönemde, genel olarak yoksulluk vardý. Çevremizdeki herkes yoksuldu. MKM, Kürt Enstitüsü yoksuldu. Avukatlar yoksuldu. Ama çok yoðun bir heyecan vardý. Ýnsanlar, bir iþ yapmanýn heyecaný içindeydiler. 18 Nisan 1992 de, Kürt Enstitüsü’nün açýlýþ gününde, Abdurrahman Dürre, Hüseyin Musa Saðnýç, Cemþit Bender, Musa Anter, Ýsmet Þerif Vanlý… herkes heyecanlydý. Abdurrrahman Dürre Aðabey’in heyecanýný hiç unutamam. Her zaman gözlerimin önündedir.

Bu heyecana raðmen yoksulluk sürüyordu. Hürriyet, Milliyet gibi günlük gazetelerde, zaman zaman, “Ýsmail Beþikçi’ye bir ceza daha”, “Beþikçi’nin cezasý onaylandý” gibi kýsa haberler olurdu. Bunlar, Ýstanbul Devlet Güvenlik Mahkemesi’nin kararlarýydý.

1994-1995 sularýnda bir gün, Ankara’da, cezaevinden, Ýstanbul’daki davalarýmýzla ilgilenen avukatýmýza haber göndermiþtim. Kararlarýn, gerekçeli kararlarýn, fotokopilerini istemiþtim. Ýki hafta kadar sonra, avukatýmýzdan þöyle bir haber gelmiþti. “Ýsmail Aðabey’e söyleyin, benim deðil fotokopi çýkarmak, dolmuþa binip mahkemeye gidecek kadar bile param yok.”

O yýllarda, iþler böyle yoksulluk ortamýnda yürütülürdü. Heyecan vardý. Genel olarak Kürd kurumlarý yoksuldu.


Ýsmail BEÞÝKÇÝ

22.11.2012



Son Güncelleme Tarihi: 27 Kasým 2012 11:57

 

Bu yazýyý Facebook'ta paylaþabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaþ
0
Yorumlar
Uyarý

Yorum yazabilmek için üye olmalý ve oturum açmalýsýnýz.

Eðer sitemize üye deðilseniz buraya týklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eðer üye iseniz oturum açmak için buraya týklayýn.