'Kaçırılanlar ailesine kavuşsun'

24 Şubat 2013 20:23  

 

'Kaçırılanlar ailesine kavuşsun'

Öcalan dün İmralı'da kendisiyle görüşen heyet üzerinden, 'tarihi bir süreç yaşandığı' mesajını verdi. Öcalan, PKK'nın elindeki rehinelerin 'en kısa sürede ailelerine kavuşması' temennisini de iletti.

Rıfat BAŞARAN


BDP heyetinin ikinci İmralı ziyaretinden 3 önemli mesaj çıktı. Öcalan, dün görüştüğü heyet üzerinden basına sürece gösterdiği hassasiyetten dolayı teşekkür etti; PKK ’dan elindeki rehinelere iyi davranmasını istedi; kamuoyuna da ‘tarihi bir süreç’ yaşandığı mesajını verdi. Öcalan’ın heyet aracılığıyla yaptığı, “Devletin elinde tutsaklar var. PKK’nın elinde de tutsaklar var. PKK tutsaklara iyi davranmalı. Umarım en kısa zamanda ailelerine kavuşurlar” mesajı ise rehinelerin ailelerini umutlandırdı. Rehinelerin yakınları, görüşme öncesi BDP’lilere yaklaşık 1,5 yıldır örgütün elinde bulunan 16 kamu görevlisinin listesini sunmuştu.

10 saat sürdü

BDP milletvekilleri Pervin Buldan, Sırrı Süreyya Önder ve Altan Tan’dan oluşan ikinci İmralı heyeti dün sabah saat 09.45’te Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü’ne ait ‘Emniyet-4’ adlı tekneyle Ataköy’den adaya hareket etti. Heyet, yaklaşık 10 saatin ardından İstanbul’a döndü. Heyet adına konuşan Buldan, Öcalan’ın şu mesajını kamuoyu ile paylaştı: “Önce basına emeklerine duyduğum saygıdan dolayı selamlarımı iletiyorum. Bu açıklamayı da bu saygı çerçevesinde yapıyor Sayın Öcalan. Bu görüşme, tarihi bir adımdır, tarihi bir süreç yaşıyoruz. Bütün taraflar, bu süreçte çok dikkatli ve duyarlı olmalıdır. Devletin elinde tutsaklar var. PKK’nın elinde de tutsaklar var. PKK, elindeki tutsaklara iyi davranmalı. Umarım en kısa zamanda ailelerine kavuşurlar.”

Öcalan ne demek istedi

Öcalan’ın bu sözleri ‘rehineler açısından bir umut ışığı’ olarak algılandı. Ancak Öcalan, “Umarım en kısa sürede ailelerine kavuşurlar” temennisinin ötesinde net bir çağrıda bulunmadı. Öcalan’ın “Devletin elinde tutsaklar var. PKK’nın elinde de tutsaklar var” sözü ise süreç içerisinde karşılıklı iyi niyet adımlarıyla PKK’nın elindeki rehinelerin bırakılabileceği mesajı olarak algılandı.
Çözüm sürecinde önemli adımlardan biri olan 4. yargı paketinin yasalaşmasıyla bazı KCK tutuklularının serbest bırakılması gündemde.
Akıllara takılan bir soru da sürece mesafeli yaklaşan Kandil’in bu mesajlara nasıl yanıt vereceği.

16 kişilik liste

İmralı ziyaretinin öncesinde TBMM Genel Kurulu’nda CHP ’li Melda Onur, BDP Grup Başkanvekili İdris Baluken’e yakınları PKK’nın elinde olan ailelerin kendilerine ulaştırdığı 16 kişilik bir liste sunarak yardım istemişti. Onur, Öcalan’ın çağrısının ardından Radikal’e yaptığı değerlendirmede şu bilgileri verdi: “Bize ulaşan aileler var. Son süreç gündeme gelince aileler bizi yeniden aramaya başladı. Bu resmi bir liste değil. Bizi arayan ailelerin yakınları. Çünkü böyle resmi bir liste yok. Genelkurmay Başkanlığı’nda da böyle bir liste yok. Ben daha önce bilgi edinmeden yararlanarak başvurmuştum. Olumlu yanıt alamamıştım. Bu aileler gerçekten çok çaresiz. Çünkü aile ilk anda suçlu ilan ediliyor ve soruşturma geçiriyor. ‘Bu çocuk kendi isteğiyle mi gitti’ diye mahkemeye çıkan bile var. Malatyada bir baba DGM’de yargılanmıştı. Çocuklarını aramak için bir muhatap bulamıyorlar. Yaşanan savaş, bunlar da esir sayılmadığı için rehinelerin peşlerine gitmek istenmiyor gibi. Ailelere, ‘gaip veya şehit kararı verelim’ gibi teklifler geliyor. Asker kaçağının peşine düşen devlet, kaçırılan askerin peşine düşmedi. Umarım olumlu bir gelişme yaşanır” dedi.

Toplam sayı bilinmiyor

PKK’nın rehin tuttuğu isimlerin başında askerler geliyor. Diyarbakır-Bingöl yolunda kaçırılan Astsubay Abdullah Söpçeler, Uzman Çavuşlar Zihni Koç ve Kemal Ekinci ile polis Nadir Özgen yaklaşık iki yıldır örgütün elinde. Kaymakam adayı Kenan Erenoğlu ise 1.5 yıldır rehin tutuluyor. CHP raporunda kaçırmaların aylara göre dağılımını yapmıştı. Buna göre; Temmuz 2011’de 5, Ağustos 2011’de 14, Eylül 2011’de 35, Ekim 2011’de 2, Kasım 2011’de 24, Aralık 2011’de 5, Mayıs 2012’de 32, Haziran 2012’de 11, Temmuz 2012’de 12, Ağustos 2012’de 33, Eylül 2012’de 9 kişi PKK tarafından kaçırıldı. Ancak, bu kişilerin çoğu serbest bırakıldı. Örgütün elinde toplam kaç kişinin olduğuna ilişkin resmi bir kayıt bulunmuyor.

Kalem, tespih ve kitap götürdüler

Pervin Buldan, Sırrı Süreyya Önder ve Altan Tan’dan oluşan heyet İmralı’ya giderken, Öcalan’a armağan olarak tespih ve kalem ile Darbe ve Muhtıraları Araştırma Komisyonu raporunu ekleriyle birlikte götürdü. Sırrı Süreyya Önder ayrıca karşılaştırmalı ülke anayasalarını içeren bir kitabı da götürdü.
Dün sabah 09.20’de İstanbul Ataköy Marina’dan İmralı’ya hareket eden heyet, Pervin Buldan’ın makam aracı ile Ataköy’e geldi. Basın mensuplarının yoğun ilgisi üzerine Sırrı Süreyya Önder, açıklama yapmayacaklarını söyledi. Buldan, Tan ve Önder Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü’ne ait tekneyle İmralı’ya hareket etti. BDP’li heyete MİT Müsteşarlığı’nda görevli iki kişi eşlik etti. Buldan, yolculuk öncesi Twitter’da, “Bugün yapacağım yolculuk hayatımın en anlamlı, en önemli, en değerli yolculuğu” diye yazdı. Sırrı Süreyya Önder ise Darbe Komisyonu’nun raporunu ‘Hakikatleri Araştırma Komisyonu’ tartışmalarına ışık tutması için götürdüğünü söyledi.

Radikal

 

Bu yazıyı Facebook'ta paylaşabilirsiniz*:
Facebook'ta paylaş
0