Kanser değil, korkusu öldürüyor
22 Ekim 2011 12:03
Prof. Dr. Kayıhan Engin, kanserin insanı korkutan bir hastalık olduğunu, bunun da insanları düzenli muayene olmaktan alıkoyduğunu söyledi.
Kansere karşı farkındalığın artması gerektiğini dile getiren Engin, ülkemizde teknoloji ve tedavinin hiçbir eksiğinin olmadığını belirtti. Prof. Dr. Alexander Muacevic ise görüntüleme yöntemleri geliştikçe tedavide başarı oranının arttığını aktardı.Kanser, önemi giderek artan bir sağlık sorunu.
Ölüm sebepleri arasında kalp ve damar hastalıklarının hemen ardından geliyor. Gelişmiş ülkelerde bir yıl içinde her 100 bin kişiden 250-300'ü kansere yakalanıyor. Türkiye'de ise bu sayı 140 bin. Radyosyon onkolojisi uzmanı Prof. Dr. Kayıhan Engin, ülkemizde kansere karşı farkındalığın olmaması sebebiyle tedavide geç kalındığını söylüyor.
Zaman Gazetesi'nden Zeyneh Kaçmaz'ın haberine göre, anserin insanı korkutan bir düşünce olduğunu ifade eden Engin, bu korkunun insanları, düzenli kontroller ve muayeneden alıkoyduğunu belirtiyor. Engin, kanserde Avrupa'ya göre özellikle teknoloji ve tedavi açısından ülkemizin hiçbir eksiği olmamasına rağmen hastayı, farkındasızlığın öldürdüğünü vurguluyor. Engin, "ABD'de meme kanserlerinin yüzde 90'a yakını mamografi ile tespit ediliyor, büyük çoğunluğu da 1 santimetrenin altındayken saptanıyor. Tümörün bu aşamada saptanması, meme kanserinde iyileşme şansının yüzde 95'lere ulaşması anlamına geliyor. Ülkemizde 40 yaşından sonra her kadının yılda bir kez mamografi yaptırması gerektiğini söylesek de bu uygulanmıyor." diyor.
Vücudun herhangi bir noktasında beliren ve büyüyen bir kitle, iyileşmeyen yaralar, kanamalar, sürekli ağrılar, karın bölgesinde şişkinlik, kilo artışı kişiyi kansere karşı uyarıyor. Prof. Dr. Engin, bu uyarıcıların başka hastalıkların belirtilerine benzediği için çoğu zaman üzerinde durulmadığını dile getiriyor. Uyarılara karşı uyanık olmak gerektiğini aktaran Engin, düzenli sağlık kontrollerinin önemli olduğunun altını çiziyor.
Engin'e göre dünyadaki kanserlerin yüzde 30-35'i beslenme ve sigara ile ilgili. İyi beslenme ve sigaradan uzak durularak tümörlerin yarıya yakınının oluşması önlenebiliyor. Ayrıca erken tanıyla da kanser konusunda çok büyük adım atılıyor. Ülkemizde sigara içme oranının yüksek olmasına bağlı olarak akciğer kanseri, en sık görülen kanserlerin başında geliyor. Ülkemizde sigara içme oranının düşmesi ümit veriyor. Kolon kanseri ise yiyecek alışkanlıkları sebebiyle doğu bölgelerde daha sık görülüyor.
BİTKİSEL ÜRÜNLERE DİKKAT
Prof. Dr. Kayıhan Engin'in verdiği bilgiye göre, bazı bitkisel ürünlerde bağışıklık sistemini güçlendirici maddeler bulunuyor ve kanser hastalarında etkili olabiliyor. Ancak bunlarla ilgili bilimsel çalışmalar yapılmadığı için önerilmiyor. Hasta kanser tedavisi olurken aynı zamanda alternatif tedavi almak konusunda ısrarcı davranıyorsa mutlaka kullandığı her ürün hakkında hekimine bilgi vermesi gerekiyor. Prof. Dr. Engin, "Kullanılan ürün tedaviyi olumsuz etkileyebilir, hatta kanama gibi sorunlara sebep olabilir." uyarısında bulunuyor.
Beyin cerrahı Prof. Dr. Alexander Muacevic, görüntüleme yöntemlerinin gelişmesiyle kanser tedavisinde başarının da arttığını belirtiyor. Prof. Dr. Muacevic, ayrıca hastaların yaşam konforunun sağlandığını ifade ediyor. Tedavi sonrasındaki komplikasyonlarda önemli oranda azalma görüldüğünü dile getiren Muacevic şöyle konuşuyor: "Örneğin meme tümörlerinde çok büyük yanıklar görülürken bunlar artık görülmüyor. Teknoloji sayesinde daha doğru tedavi etmeyi, normal dokuları daha fazla korumasını öğrendik ve bu da sonuçlara yansıyor."
Radikal