'Sofranızın Huzuru'
19 Ekim 2010 12:41 / 2400 kez okundu!
Denizli'nin Çal'ından, emekli Yüksek Ziraat Mühendisi.
Hayatında hep politikanın içindeydi. Önce keskindi, sonra çakıl taşları gibi oldu; hayata, insana, hayvanlara, çevreciliğe çekti dikkatimizi.
Yaşama bir daha gelse değiştirmek isteyeceği şeyler var ama inatçılığından dolayı kendini tutamayıp aynı hayatı başından yaşar sanki.
Ülkesine, karısına, 2 güzel oğluna dehşetli tutkun, sazı sözü şehvetle seven Kerim Yılmaz Kurucu, bundan böyle yaşama ve Seferihisar'a dair gözlemlerini bizlerle paylaşacak...
--------------------------------------------------------------------------------------
“Sofranızın Huzuru”
Ülkemin insanları hem güzel, hem yaratıcı.
Yaratmak bir yerde zorlamadan da geçiyor. Hayat “yaratacaksın” diyor çünkü, ekmek de aslanın ağzında!
Cuma günleri Seferihisar pazarı kurulur. Pazara giriyorum, ilk ağızda birisi bağırıyor avaz avaz, ürünü de kuru incir. “Gel abi, yerli viagra bunlar, beş lira bu kehribarlar.”
Bakıyorum adama… Bir yöntem tabii ki, pazarlama yöntemi. Ancak pazar şansını düşürüyor. Bir erkek göz göre göre o incirden satın alır mı? Erkek egemen bir toplumun ferdi olmayı farkında olmadan evetlemiş bir erkek? Sanmam.
Ancak avaz avaz bağırmaya devam ediyor satıcı: “Yerli viagra… Yanında ceviziçi de 20 liraya… Haydiii.”
Dönüşte bakıyorum slogan değişmiş… “İncir… Bal incir… Sofranızda mutluluk!” diye bağırıyor. İçimden geçiriyorum: “Yataktan sofraya ne zaman indin be arkadaş?” Bir de diyor ki: “Tek birini yemeniz helal!”
Serde Çallılık var ya, yanaştım: “Fiyatlarda pazarlık var mı?”
“Yapma abi ya… 3 kilo alırsan 2,5 kırparım, cevizi de 15’ten veririm sana.”
Tamam, aldık diyelim yerli viagramızı ama aklımızda bir soru; “Gelirken yerli viagra diye bağırıyordun, şimdi ise ’sofranızın mutluluğu’ diyorsun, ne oldu?”
"Hatamı anladım abi, güya kimsenin viagraya ihtiyacı yokmuş” demesin mi?
Evet, Kapitalizm böyle bir şey işte... Viagra dersen satış yok, ‘sofranıza mutluluk’ dersen var… 15 dakikada bunu çözen incirci acaba evinde karısına nasıl davranıyor? Onu dövüyor mu yoksa incir yiyip meselenin hakkını mı veriyor?
Bu ülkenin burjuva kültürüne de gereksinimi var. Burjuvamız var ama kültürü yok. İncir satan delikanlı şimdi bir adım daha yaklaştı burjuva kültürüne…
Ya yaklaşamayanlar, kendini burjuva sananlar? Onlar Seferihisar pazarına dikkatli bakmalılar.
Güzel incirler, orada “sofranızın huzuru” diye satılmakta…
Kerim Yılmaz Kurucu
17 Ekim 2010
Seferihisar