Alternatifsiz alternatif parti: CHP - Nabi Yağcı
28 Nisan 2008 12:29 / 1685 kez okundu!
Benim açımdan CHP'nin 32. Olağan Kurultayı'nın en dikkat çekici sonucu, partisini iktidara aday bir parti olmaktan çıkartan bir Deniz Baykal'ın yeniden seçilmiş olması değildir, zaten kimse farklı bir sonuç beklemiyordu. Asıl üzerinde durulması gereken no
Artık Deniz Baykal'ı ve yönetimini tabana baskı uygulamakla eleştirmenin bir anlamı kalmamıştır. Şimdi CHP tabanındaki bu kemikleşmenin nedenleri üzerinde durmak gerekir. CHP'nin değişemezliğini tarihsel kimliğine dayanarak açıklamak doğrudur, bu analizleri çok miktarda yapageldik ama sanırım şimdi yalnız tarihsel kimlikle açıklanamayacak farklı bir durum var ortada. Bu kemikleşme siyasi kutuplaşmanın daha keskinleşeceğinin bir işaretidir ama bundan fazla bir anlama da işaret etmektedir. Bunu daha iyi anlamak için CHP'nin yeni üye bileşimini incelemek gerek. Bu konuda bazı gözlem ve tahminlerim olsa da sağlam verilere gerek var. Belki birileri araştırır. Bunu bir kenara koyup görünenden gidelim.
Otobüs beklerken CHP'nin bir sokak afişini karşımda gördüğümde gözüme inanamayıp iki kere baktım. Afişte Deniz Baykal, "Din de bizim, millet de bizim, devlet de bizim!" diyordu. Doğrusu bu fütursuzluğa inanamadım. Sanki kendini eleştirenlere nazire yapıyor; "CHP artık 1930'ların tek partisi, devlet partisi oldu" diyenlere nazire yapar gibi, "Evet öyleyiz, ne olacak" der gibi, "Din de bizim, millet de bizim, devlet de bizim" diyorlar. Afişi okuyan her yurttaşın sorduğu soru benim de ilk aklıma gelen soru oldu: "Siz kimsiniz." Hemen kaçınılmaz olarak gelen ikinci soru: "Peki, sizin dışınızda kalanlar kimler, biz kimiz."
Milleti, devleti geçtik onlar zaten malumun ilamı da "Din de bizim" diyebilmek için doğrusu endazeyi iyiden iyiye yitirmiş olmak gerek. İnsanın diline, "Bu teokratik yani din devleti yanlısı ve dinci parti demektir, laiklik bunun neresinde?" demek geliyor ama bu soru çok safdil bir soru olur, çünkü tek parti döneminin dine bakışı zaten tam da böyleydi. Devletin ve tek partinin, dini kendi denetimleri altına alması yani. "Durup dururken bu laiklik tartışmasının içine nasıl düştük, türban tartışmasıyla böyle oldu" diyenler acaba aynı soruyu bu çıplak açıklamadan sonra yine sorabilecekler mi? İşte bu sloganla gidilen ve bu fütursuzluğun eleştirilmediği, tersine onay gördüğü bir kurultay var ortada. Epey zamandır herkes gibi benim de CHP'den beklediğim bir şey yok ama bu tablo ülkemizin, demokrasimizin geleceği açısından olağanüstü kaygı verici.
Deniz Baykal'ın kurultay konuşmasında yer alan tek bir cümle, hem o uzun konuşmanın tek cümlelik özeti hem de kaygılarımızın bir başka kanıtı: "İktidarın alternatifi var, CHP'nin yok" buyurmuş Sayın Baykal. Ne demek bu? Aslında yukarıdaki slogan bu sorunun yanıtı, yani biz hâlâ çocukça sorular sormaktayız. Eğer, din de millet de devlet de onlar ise yeni bir alternatif için Merihlilerin gelmesini beklememiz gerekir. Bugünkü iktidarın alternatifi ise bu alternatifsiz parti, yani tek şefin Deniz Baykal olduğu CHP oluyor! Doğrusu CHP'yi bir bütün olarak, bu açıksözlülüklerinden dolayı eleştirmek değil kutlamak gerekiyor. Böylesi hiç gelmemişti.
Aslında, hem bu slogan hem Baykal'ın konuşması ve tek koşuculu yarış demek olan bu kurultay, kafamda artık netleşmiş olan ve restorasyon rejimi projesi olarak yazdığım bir düşüncenin çok açık kanıtı gibi. CHP, dışından gelen tüm eleştirilere kulaklarını kapatıp, içinde tek bir muhalif sese de izin vermeyerek "daralmış ama kemikleşmiş" bir kadroyla durakta bir otobüs bekliyor. Gelecek otobüsün bir seçim otobüsü, halk otobüsü olmayacağı çok kesin. Öyleyse gelmesi dört gözle beklenen otobüs ne olabilir? Yanıtını sanırım serinkanlı düşünebilen herkes artık verebilir ve Tanrı o otobüsün gelmesinden ülkemizi korusun.
"CHP'nin alternatifi yok" tespiti aslında çok doğrudur! Bugünkü CHP gibi bir partinin alternatifi kuşkusuz olamaz. Demokratik, sol bir muhalefet yaratma alternatifine kafa yoranlar umarım ki, bu son CHP kurultayından sonra model arayışlarında, . Zira bu arayış içinde olan kimi çevreler bu kolaycı tarifin cazibesine kapıldılar, böyle bir tarifle kolay taraftar bulunabileceğini sandılar, köklü bir yenilenme çizgisi üstüne düşünme cesaretini gösteremediler.
Umarım, gerçekten de CHP'nin alternatifi olmayacak demokratik, sol bir siyasi muhalefet çizgisine kafa yoranlar artar.
Nabi Yağcı