İnsanlık idrakine geçirilen deli gömlekleri ve Gazze - Yusuf ALABARDA

11 Mayıs 2024 21:22 / 242 kez okundu!

 

 

Zaman zaman ısrarla gündeme getirdiğimiz Batılı liberal değerlerin Gazze'de yaşananlar dolayısıyla ayaklar altına alındığı söylemi sanırım biraz tahsise muhtaç.

Batı değerler sisteminin ayaklar altında olduğunu düşündüğümüz unsurları neler?

 

****

 

İnsanlık idrakine geçirilen deli gömlekleri ve Gazze 

 

ResimZaman zaman ısrarla gündeme getirdiğimiz Batılı liberal değerlerin Gazze'de yaşananlar dolayısıyla ayaklar altına alındığı söylemi sanırım biraz tahsise muhtaç.

Batı değerler sisteminin ayaklar altında olduğunu düşündüğümüz unsurları neler?

Sanırım Gazze'de devam eden soykırım esnasında Batı değerleri olarak dillendirdiğimiz unsurlar; insan hak ve onurunun korunması, ifade hürriyeti, teşebbüs hürriyeti, hukukun üstünlüğü, savaş hukuku gibi evrensel değerler. Yoksa Gazze ile alakalı konuşurken bahsettiğimiz yine Batı değer sistematiğinin içerisinde yer alan feminizm, serbest piyasa ekonomisi gibi unsurlar değil.

İşte tam bu noktada insan hak ve onurunun korunması, ifade hürriyeti ya da savaş hukuku gibi kavramlar neden Batı'ya ait değerler olarak telakki ediliyor hâlâ anlayabilmiş değilim.

Bu kavramlar muhtevaları açısından hiçbirimizin karşı çıktığı değerler olmadığı gibi, bu kavramların salt Batı'ya ait kavramlar olduğunu düşünmemiz için de en ufak bir sebep yok.

Roger Garaudy 'İnsanlığın Medeniyet Destanı' isimli eserinde insanoğlunun bugüne kadar sahip olduğu bilginin ve birikimin kaynaklarına dair muazzam tespitler yapmıştır.

Batı, işte insanlığın bu ortak mirasının tamamının üzerine kendisine yakışır bir tarzda çökmüştür.

Garaudy, bahsedilen eserinde medeniyetlerin çıkış noktalarına atıfta bulunarak Mezopotamya'dan, Gılgamış Destanı'ndan, Nil'den, İndus bölgesinden ve Upanişadlardan, bozkırlardaki baskın yapılardan muazzam örnekler verir.

Sonrasında konuyu Antik Grek dönemine, Roma'ya ve Hıristiyanlığa taşır ki bu dönem bugünkü Batı medeniyetinin zihin dünyasının yapı taşlarının şekillendiği Juda-Christ döneme de tekabül eden dönemdir.

Keza bu konuda iki diğer kaynak eser John Hobson'ın kaleme aldığı 'Batı Medeniyeti'nin Doğulu Kökenleri' isimli eser ile İbrahim Kalın'ın "İslam ve Batı - Ben, Öteki ve Ötesi - Barbar, Modern, Medeni" isimli eserleridir.

Bizim Gazze'de yaşanan vahşete dair konuşmamız gereken esas konu Batı kurucu aklının yapı taşlarının şekillendiği Antik Grek dönemiyle başlayan ve Rönesans sonrasına kadar uzanan bu dönem olmalıdır.

Bu perspektiften baktığımızda site devletinde geçerli olan vatandaş ile köle ayrımı bugün çok daha acımasız boyutlarda hâlâ devam etmektedir.

Yunan site devletlerinde köleler, esnaflık ve efendisi adına ticaret dahil her şeyi yapabilirlerken yapamadıkları yegane şey siyaset idi. Bu kapsamda hiçbir kölenin oy kullanma ya da seçilme hakkı bulunmamaktaydı.

Bugün Batı hegemon dünya düzenindeki çağdaş köleler açısından hayat, antik Yunan döneminden çok daha vahşi efendi-kölelik ilişkisi barındırmaktadır.

Peki, bu düzende ölen sadece Filistin halkı mı?

Elbette değil.

Öldürülen, katledilen, görmezden gelinen dün Bosnalı Müslümanlardı, Irak'ta ve Afganistan'da katledilenlerdi, bugün Suriye'de ve Gazze'deki masumlar.

Neden bu insanların ölmesi sorun değil?

Çünkü Batı zihin kodlamasında bunlar köle, İsrail açısından baktığımızda da goyim.

O zaman goyim kavramını nasıl izah etmeliyiz?

Merhume Alev Alatlı Hoca'nın bizzat Hahambaşı Ovadia Yosef üzerinden yaptığı Yahudi akaidindeki goyim tanımı, 'sadece Yahudilere hizmet için doğanlar' anlamındadır.

Ovadia Yosef şöyle devam ediyor: 'Müslüman, Hıristiyan, Budist, pagan fark etmez, çalışacaklar, saban sürecekler, hasat biçecekler. Biz Yahudiler bir efendi gibi oturup yiyeceğiz. Yahudi olmayanlar işte bu yüzden yaratıldı.'

Ovadia Yosef'in tanımı bize çok açık bir hizmet hayvanını tasvir ediyor.

Madem öyle Batı bundan neden rahatsız değil?

Çünkü Batı, kendi halklarına İsa'nın hakkını İsa'ya, Kayzer'in hakkını Kayzer'e verin dedi ve böylece Batı toplumları olanı biteni rahatça sindirebildi.

Hülasa, Batılı değerler sisteminin çöküşü değildir olan ve biten.

Ya nedir?

Bize son iki asır içinde giydirilmiş hizmet hayvanlığı gömleğinin uyuşturulmuş bir bilinç içerisinde de olsa el yordamıyla farkına varmamızdır.

Farkına varmak ile idrak etmek arasındaki mesafe ne kadardır hep birlikte yaşayarak öğreneceğiz.

 

Yusuf ALABARDA

11.05.2024 - aksam.com.tr

 

Son Güncelleme Tarihi: 11 Mayıs 2024 21:41

 

Bu yazıyı Facebook'ta paylaşabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaş
0
Yorumlar
Uyarı

Yorum yazabilmek için üye olmalı ve oturum açmalısınız.

Eğer sitemize üye değilseniz buraya tıklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eğer üye iseniz oturum açmak için buraya tıklayın.