Deðerimiz, baþkalarýna verdiðimiz deðer kadardýr (1)
10 Ocak 2017 10:13 / 1606 kez okundu!
Selamün Aleyküm. Allah'ýn cc. rahmeti ve bereketi hepimizin üzerine olsun inþaallah. Atalarýmýz, "Önce selam sonra kelam" demiþler.
Baþýnda ve sonunda, kýsaca içinde selam olmayan sözden, insanlara rahmet yerine zahmet gelir. Selamýn ilk öðrenilip öðretildiði yer ailedir. Sadece selamýn mý, hayat alfabesi dediðimiz, hayatýmýzýn bütününü içine alan deðerlerin de öðrenildiði veya öðretildiði mekândýr aile.
Madem hayat alfabesine selamdan yani "S"'den baþladýk, 'S' harfinde biraz gezinelim, bakalým karþýmýza neler çýkacak…
Sevgi-saygý ve sorumluluk.
Hayatýmýzý maddi ve manevi, sosyal, ekonomik, kültürel yönüyle kuþatan deðerlerdir. Buna '3 S' formülü diyorum.
Bir insanýn, sevgiyi, saygýyý ve sorumluluðu öðrenmeden, saðlýklý iliþkiler kurabileceðine inanmýyorum. Peki, kuranlar yok mu? Elbette var. Çünkü her kör satýcýnýn bir þaþý alýcýsý bulunur.
Eðer ben, sevgi, saygý ve sorumluluk þuurunda deðilsem, bu þuurda olanlar benimle iliþki kurmaktan kaçýnýrlar. Ben de kendimi yalnýzlýða itmiþ olurum.
Öyleyse benim ne istediðim veya ne istemediðim çok önemlidir. Ýstediklerimizi yerine getirirken ne kadar seçici davranabiliyoruz?
Mesela, insani ve imani deðerlerimizi uygularken, "Ben kralým, istediðim kuralý koyarým..!" diyenlerden mi, yoksa "Ben kulum konmuþ ve uyulmasý gereken kurallara uyarým" diyenlerden miyiz ?
Biliyoruz ki, hayvanlar istedikleri (içgüdüsel) yaþarlar. Zira yaptýklarý veya yapamadýklarýndan herhangi bir sorumluluklarý yoktur. Çünkü yaratan ona akýl ve irade vermemiþtir.
Ama Allah, insanlarý "Akýl etmez misiniz, düþünmez misiniz? " diye defalarca uyarýyor.
Demek ki, hayvanlar istedikleri gibi yaþama ve istediklerini yapma özgürlüðüne sahipken, insanlar, eðer yaratana inanýyorlarsa, Allah'ýn istediði gibi yaþamaya mecburdurlar.
Ýþte Allah'ýn istediði gibi yaþamaya, yaradýlýþ gayesini bilerek yaþamak diyoruz. Bu bizi hayvanlardan ayýran en önemli yanýmýzdýr.
Sorumluluk insana akýlla verilmiþtir. Ýnsan bile olsa aklý yoksa sorumluluðu da yoktur.
Fýtraten, doðuþtan getirdiðimiz sevgileri, sorumluluk duygularý doðrultusunda kullanýrýz. O zaman hayatýmýzda, mecbur olduðumuz iliþkiler ve onun getirdiði sorumluluklar karþýmýza çýkar. Bunlarý yerine getirebildiðimiz ölçüde kendimizi huzurlu ve güvenilir hissederiz.
Mesela, anne-babamýza, çocuklarýmýza, eþlerimize, yakýnlarýmýza ve diðer insanlara karþý duyduðumuz sevgi, saygý ve sorumluluk deðerleri farklý farklýdýr.
Bu farkla insanlar diðerlerinden, aidiyet duygusu sorumluluðu ile ayrýlýrlar.
Aidiyet duygusu ve sorumluluðu sayesinde, ailede süreklilik duygusu ve sorumluluðu geliþir.
Bu benim anam, benim eþim, benim çocuðum demenin aidiyet sorumluluðu ile onlarla iliþkinin süreklilik sorumluluðu, hem bu dünya için hem de ahiret için geçerlidir.
Ýlahi sorumluluk ve sorgulanma þuuru taþýyan her insan, mecbur olduðu iliþkileri, memnun olduðu veya olacaðý iliþkilere çevirmeye çalýþýr.
Bir þey hakkýnda doðru bilgi edinmek, o þeyin iyi yanýndan faydalanmayý, kötü yanýndan da korunmayý saðlar.
Ama bir þey hakkýnda doðru bilgi sahibi deðilsek, onun iyi yanýndan istifade edemez, zararýndan da kendimizi koruyamayýz.
Yani hem doðru bilgiler edinemiyoruz, hem de edindiðimiz bilgileri amacýna uygun doðru kullanamýyoruz.
Modern aile anne baba ve çocuklardan oluþur sanýyoruz. Büyükleri yok sayýyoruz. Bir gün gelip bizim de yaþlanýp anneanne, babaanne olacaðýmýzý unutuyoruz.
"Ben çaðdaþým, çaðdaþ yaþarým" diyenler, çaðýn taþý baþýna düþüp de aklýný saðlýklý kullanamayanlardýr.
Akýllý insan yaradýlýþ gayesini bilip o gayeye uygun yaþamýný sürdürmeye çalýþýr.
Rabbim, "Siz baþýboþ býrakýlacaðýnýzý mý sanýrsýnýz" buyuruyor. Efelenen efe deðil, efendimizin yolundan giden efendi olmayý amaçlayabilmek önemlidir.
Ben kendimi sevdirmezsem, kimse beni sevmez.
Sevgi sorumluluðunu yerine getirebildiðimiz sürece, sevgiler olgunlaþýp, saygýya dönüþür.
Baþkalarýna deðil önce kendimize soru sormaya baþladýðýmýz zaman sorumluluk þuuruna ulaþýrýz. Deðiþime önce kendinden baþlayanlar, baþkalarýnýn da deðiþimine vesile olurlar.
Bana göre baþarý ve mutluluk, baþkalarýný deðiþtireceðim diyenlerin deðil, kendimi deðiþtireceðim diyenlerindir.
Kendine deðer veren herkese deðer verir. Ailesinin kýymetini bilen, baþka ailelere deðer verir.
En deðersiz insan baþkalarýna deðer vermeyen insandýr.
Bizim deðerimiz baþkalarýna verdiðimiz deðer kadardýr.
Lütfü Alan aðabeyim der ki; "Adam olana ben kurban olayým. Olmayan da bana kurban olsun."
Herzaman söylediðim gibi,
"Güzel insan bulmaya çalýþma, güzel insan olmaya çalýþ." Yaratan, çalýþana çalýþtýðýnýn karþýlýðýný mutlaka verir.
Kulluðu kabullenerek yaþamanýn mükâfatý, cennet iken, kulluðu reddederek yaþamanýn mükâfatý ise, cehennemdir.
"Ýþte çayýr, iþte çamur, ister dinlen, ister kirlen" diyor, herkesi sevgi, saygý ve dualarýmla selamlýyorum.
Mahir EYÜBOÐLIU
Eðitimci-Ýletiþimci
8.6.2006