27 Mayıs 50 Yıl Sonra Yargılansa Ne Olur?

26 Mayıs 2010 14:51 / 2599 kez okundu!

 


Menderes ailesinden ip parası, kefen parası, Yassıada'da yenen yemeklerin parasının icra kağıdı ile resmen istendiğini biliyorsunuz. (Hala inanmayana yazılı delil ayrıca sunulabilir.) İdamdan önce anal prostat muayenesini gerekli bulan hekimlere mi yanayım? “Sanıkları” sen diyen ve azarlayan üslupla konuşan hakimlere mi? Milli bir felaket idi 1960.

Özdemir İnce, Oktay Ekşi, Emre Kongar gibileri gençlik yıllarının bilgi ve sapmaları ışığında hala fırsat buldukça bir iki laf sokuşturmaktan geri kalmıyorlar.

Son olarak Emre Kongar’ın NTV’deki söyleşide DP iktidara gelişinde ilk iş CHP nin mallarına el koydu demesi gibi. CHP hala İş Bankasının hissedarıdır. El konulan mal ise CHP üzerine gözüken Eski Meclis binası idi. Cumhuriyet kurulurken tek parti varken böyle olması belki normal idi ama CHP’den alınması da.

Diğer, fırsat buldukça darbeye devrim ney diyerek “tanıklık” yapanları da basından biliyorsunuz. Düpedüz bir iki yıl öncesinden hazırlanmış bir darbe idi ve zorla milli bayram ilan edilerek diğer darbeci kadroların yetişmesi için ortam oluşturdu 27 Mayıs.



1946 seçimlerinin açık oy gizli tasnif (!) seklinde yapıldığını da biliyorsunuzdur herhalde? Oyunuzu herkesin göreceği şekilde veriyorsunuz, sonra CHP'li mülki amirler gizli sayıyorlar. Ükedeki açlık ve Sovyet tehditleri karşısında İnönü Batı’ya dönmek zorunda kaldı. Batının yardım etmek için şartı çok partili gerçek demokratik hayata geçilmesi. Yani çok partili sistem İsmet İnönü'nün bağışı falan değildir.

Yassıada süreci sonunda 3 insanın asıldığını biliyorsunuzdur. Köpek davası, Bebek davası ve 6/7 Eylül gibi hezeyanlar sonucunda. (bknz: Fatin Rüştü Zorlu Karakoyunlu ve 6/7 Eylül ) toplam 11 insanın kısmen dövülerek veya intihar etti, kalp krizinden gitti denilerek öldü(rüldü)ğünü anımsıyor muyuz? Harb okulu talebeleri kıyma yapıldı haberlerini anımsayanınız vardır!

Hazırlanmış bir darbe idi ve yıllar sonra darbe yapanların bazıları bile vatana kötülük yaptıklarını itiraf ettiler; TIR filosu sahibi olan bir subay gibi. Detaylara girmiyorum, girdikçe hala o günleri savunan bazılarına neredeyse hakaret edebilecek kadar celallendiğimi algılayarak kendimi tutuyorum.

Darbeler olmaması için önlemler, giderek net bir şekilde çoğunlukça istenecek ve alınacaktır. Demokrasi denenenlerin arasında en az kötü olan rejim. İktidardakinin şov yapmasını anlayacak, ayıplayacak ve anlatacak şekilde politika yapma alışkanlığını edinmemiz gerek, hakaret ederek ve “sert” ağız dalaşlarına girerek değil.

Yazının yanına bir seçim fotoğrafı ekliyorum. Başbakan ve Cumhurbaşkanı bıçkın korumalar olmadan falan seçim sandığında.

Milyonlarca Yahudinin katilinin yargılandığı Nürnberg Mahkemelerinde 12 İdam cezası verildi. Yassıada Sahnesindeki tarjikomedide yalan dolan sonucu 15! Sonra 12’sini “affettiler”. Tarih cezalarını veriyor, sap ve samanı ayırarak. Kukla Cumhurbaşkanlarının da, Genel Kurmay başkanlarının da. Sel gidiyor kum kalıyor.

O zamanki ortamı anlayabilesiniz diye hala günlük yazı yazan Çetin Altan’dan bir alıntı yapayım; kendisi kanaatimce şaşırtıp alenen özür dileyebilecek çapta bir insandır diye de hala umarak (çok mu naïf buldunuz bu düşüncemi?)

Üstad 14 Haziran 1960’da yargılamış, yazıyor yandaş basın falan gibi tabirler aklıma gelmiyor değil:

“Dolaplarınızdan çıkan seksüel ilaçlardan, saç boyalarınıza, metreslerinizin dövizlerinden, yürüttüğünüz hazinelere kadar her şeyiniz tersine dönmüş çöp tenekesi gibi sütünlara döküldü... E, peki ya haysiyet? Ne oldu haysiyet…

“Haysiyet… Sizlerin miydi bu iddia?

Şayet sizlere haysiyetsiz demişsek özür dileriz, sizlerden değil, başka haysiyetsizlerden; çünkü en haysiyetsiz olan bile sizlerin yanında İsa Aleyhisselam kalır…”


Nasıl esip gürlemiş ve oturtmuş ama bre bre bre! Şu cesaret, zerafet ve asalete bakın!

Benim babam “saklayacak bir şeyim yok diye darbe anında bulunduğu Almanya’dan Haziran başında bu ortama, dönmüştü ve tabii Yassıada’ya tıkılarak bir araba sopa yemişti 55 yaşında. Annem babamdan ayrılalı 6 sene olmuştu, annemin de malına el koydu darbeciler.

Ayrıca gazetelerde yazılanlara da bu linkten göz atabilirsiniz, bilgi en sağlıklı yaklaşımdır! Ne kolay uyum sağlayan bir toplumuz yeni patronlara!

1960-1961

Bir daha "27 Mayıs"ları, "12 Eylül"leri görmeme umuduyla! Bu 27 Mayıs faciasının 50. yılı yapanlara yaptıranlara hayırlı olsun. Oluyor da çok şükür. Bazılarında belki “biz bu filmi görmüştük hissi” oluşuyor zaman içinde, “belki hatta biraz utanç” bu denli agresyon ve yanılgıdan sonra. "İnsan durup durup kızıyor" değil mi? İnanın bu yüzeysel bir lüks, kızmayıp anlamaya ve anlatmaya çalışmak gerek!


Mahmut Tolon

26.05.2010








 

Bu yazıyı Facebook'ta paylaşabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaş
0
Yorumlar
Uyarı

Yorum yazabilmek için üye olmalı ve oturum açmalısınız.

Eğer sitemize üye değilseniz buraya tıklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eğer üye iseniz oturum açmak için buraya tıklayın.