Anaksagoras
27 Şubat 2012 12:33 / 1819 kez okundu!
Doğabilimlerinin Urlalı Atası
Eskiye rağbet olsa bit pazarına nur yağardı. Ama eski ile uğraşmanın çok ta uzun olmayan vadede turizm gelirine dönüşeceğini insanlar hissediyor. Urla’da Nobel ödüllü yazı adamı Yorgo Seferis'i anıyoruz ve ismen olsa da biliyoruz. Gerek Klazomenai Zeytinyağı işliği, gerek Limantape su altı arkeolojisi bulguları ile iftihar ediyoruz.
Bilim tarihinde derin bir iz bırakmış Anaksogoras ise esasen her köşede olmalı Urla’da. Bilen yok. Halbuki doğa bilimlerinin atalarından biri. Gelin Belediye’ye yazı yazarak, orada çalışan tanıdıklarımızı uyararak belki son derece güncel olan bir ismi yaşatalım.
2512 yıl önce Urla’da doğdu
Urla’da kazı yapan arkeologlar bu insan hakkında bize yakında bir konferans verirler diye umalım ama beklerken ben biraz tanıtmaya çalışayım Anaksagoras’ı.
Bundan 2512 yıl önce Urla’da doğmuş. Ve 2430 yıl önce de Lapseki'de ölmüş yani Eski zaman EZ 500 (Urla) ve EZ428 (Lapseki) arasında yaşamış.
Bilimin Hurafe ile Çatışması
Anaksagoras bilimin hurafelerle çatışması için de simge bir isim. Bu çatışma insanlık tarihi kadar eski. Meteorları inceleyen Anaksagoras yıldızların ve güneşin de dünyayla aynı yapıda olduğunu ileri sürmüş. O dönemde güneş Yunanlılar için bir tanrı ve onu bir taş olarak nitelendirmek büyük saygısızlık. Bu nedenle EZ450'de Anaksagoras, Perikles'in siyasi karşıtları tarafından, yerleşik inanca karşı geldiği gerekçesiyle mahkemeye verilmiş. Perikles sayesinde serbest bırakılmışsa da yaşamını fikren daha etkin olduğu Atina değil Lapseki de sürdürmüş. Yine de sonra doğruları söylediği için Sokrat veya Bruno gibi öldürülmediğine şükretmek gerek.
Anaksagoras'tan arda kalan bilgi kırıntıları: Hiçbir şey doğmaz ve yok olmaz. Sadece var olan şeylerin karışması ve ayrılması vardır. O halde doğumu doğmayı karışma, yok olmayı ise ayrılma olarak adlandırmalıyız.
Ve: Duyularımız zayıf olduğundan doğruyu bilemeyiz.
Varlıkların en son parçaları yoktur, sonsuza kadar bölünebilirler. Hem sayı bakımından sonsuzdurlar hem de küçüklük bakımından.
Değerli eski Belediye Başkanlarının isimleri caddelere verilmiş, örneğin Urla meydanında Anaksagoras’ın bir heykelini koymak veya bir anlamlı kavşağın veya caddenin de ismini Anaksagoras kavşağı/caddesi olarak değiştimek de çok anlamlı olabilir. Dünyayı etkilemiş bir "Urlalı"nın ismi ve yaşamı çocuklarımız geleceğe doğru yürürlerken akıllarında olsun.
Mahmut TOLON
27.02.2012