Çözümü Normalde Aramak! Evet mi – Hayır mı?
26 Şubat 2017 15:54 / 3091 kez okundu!
Bu referandum önemli.
AKP zamanında ülke eğitim düzeyine göre örnek olabilecek bir sağlık sistemine kavuştu. Bolca yol yapıldı. Trafik kazaları oranı azaldı.
Her çalmayan “liderin” kendi görgüsü, bilgisi çerçevesinde bu millete hizmet ettiğine inanırım. Bu Atatürk için de böyle, Menderes, Bayar ve İnönü için de böyle, Erbakan ve Erdoğan için de. Her memleket elde olan insan malzemesi ile yönetiliyor. Malum, şeyhi müritler uçurur.
AKP ye desteğimdeki ana nedenlerden biri de takunyayı küçümseyen, parmak arası, veya klog tipi plastik terlikleri yücelten bir anlayışa (buna zihnimde gavur budalalığı diyorum) bir yanıt olmasıydı. Batılı karşısındaki ezik ve hayran tutumun sarsılıp kendine gelmesi için bir fırsat idi DP, sonra AP, sonra ANAP, ve AKP ki sonuncusu bu mesajı en iyi şekilde verdi.
Çözümü normalde aramak gerekir. Herhangi bir tek kişinin aklı ve heyecanları ortak akılın üstünde değil. Lider sultasından on yıllardır şikayet eden halk artık kendi milletvekillerini seçebilmeli.
Evet diyeceğini paylaşan, göğsünü gere gere konuşurken, hayır demek isteyenin tedirgin olduğunu gözlemliyorum. Tek kişi mi, parlamento mu? Örneğin tek kişi savaşa karar verebilmeli mi?
Türkiye istesek de istemesek de bir mozaik, wahhabi veya emevi bir tek tip din anlayışı Anadolu’ya dar gelir. Üniversiteye, Bankaya, Hastaneye çalışan ararken liyakat denilince Cuma namazına katılım aranması bu iktidarın sevap hanesine yazılamayacak korkarım. Bir tarikatın ordu içinde yuvalanması bu iktidar döneminde “ne isterlerse verilerek” oldu.
Erdoğan keşke Cumhurbaşkanı olmak yerine politikaya beş yıl ara verebilseydi, yapılanı hazmedip sonra Cumhurbaşkanı olsaydı. Bunu yapamadı. AKP nin “akil” insanları da ya ağırlık koyamadılar, ya biat ettiler, ya da ayrıldılar.
Bu referandumda evet çıkarsa Başkan güçlü, parlamento şekilden ibaret, artık anayasa falan yapmaya gerek yok ve örneğin hastalanan bir başkanı yerinden etmek için önlemler yetersiz. Bu referandum bir durumu algılandığı şekilde kalıba dökerek çimento ile sabitleştirme denemesi.
En önemli konularımız olan Eğitim ve Adalet sistemimizi Cumhuriyet çerçevesinde bir türlü düzeltemedik. Yassıada ve Silivri mahkemeleri anlamlı birer örnek oldular. Hatta Pisa neticeleri bu iktidar zamanında kötüleşti.
Güç yozlaştırır. Güç sonunda “neredeyse hayır diyen veya öneren teröristtir” diyebilecek bir zihin darlığına yol açtı. Seçmenin sağduyusuna hep inandım. Evet çıkması halinde bunun ülkeye bir darbe kadar geriletici bir etkisi olur diye düşünüyorum. Hayır çıkmasını da yeni bir merkez sağ partinin doğmasına yol açar diye temenni ediyorum.
Çözümü normalde aramak yaklaşımını sonra hekimliğini de yaptığım ve saatlerce konuşma fırsatım olan Celal Bayar’dan bir kaç kez duydum ve benimsedim. Benim babam Yassıada’da ve sonra Kayseri’de yattı. Babam hapisten çıktıktan sonra Demirel başbakandı ama eski DP lilerin pek de fazla ortada olmalarından hoşlanmıyordu. Burada iş bulamadı, yurtdışına, Bonn’a gitti ve bir pansiyonda yaşayarak çalıştı. Ben liseyi ve tıbbiyeyi orada okudum.
Merkez sağ liberal duruşum öyle veya böyle artık kolayca değişmez.
Ben şanslı bir yaşam ve karşılaşmalar sonunda hiç bir lidere kör bir şekilde biat etmeyecek kadar da yurt dışında ve yurt içinde “lider” gördüm.
Bu arzulanan, zorlama kokan beton kalıp sadece Ege’ye değil, tüm Anadolu’ya dar gelir diye düşünüyorum. Tabii ki darbelere hayır! Tabii ki bu referandumda hayır! Tabii ki halkın seçtiği milletvekillerine evet.
Mahmut TOLON
18.02.2017
Son Güncelleme Tarihi: 28 Şubat 2017 13:18