Evet Hayır acıklı güldürüsü
08 Ekim 2010 16:04 / 1651 kez okundu!
Evet hayır paranoyasının en belirgin halini internette uluslararası bir bireysel briç turnuvası esnasında gördüm.
Hala aklıma geldikçe gülüyorum. İnternette bir kısmı kendi ismiyle oynuyor bir kısmı uyduruk bir isimle, bazısı briç oynarken bir bayrak seçerek aidiyetini gösteriyor. Bir kısmı bayrak seçmemeyi tercih ediyor, bazıları da da gönlünün çektiği bir bayrağı seçiyor. Bayraksızlar ve bayraklılar var. Bayrağın altında da hangi briç konvansiyonlarını tercih ettiğini yazacağın bölüm var.
Bireysel bir turnuvadayım internette. Şansın seçtiği farklı insanlarla 3 el oynuyorsunuz sonra başkalarıyla. Masada 4 insan oldugunu görüyorsunuz ekranda İkisinde Türk bayrağı var, birinde “Evet” yazıyor bayrağın altında, diğerinde ise “HAYIR!!” ikisi de erkek. Bende bayrak yok, bir uyduruk isimle oynuyorum, yani hangi milletten olduğum veya cinsyetim belli değil. Dördüncü de Danimarkalı bir kadın. Normalde masadaki dört kişi de ayni ülkeden değillerse genele internet nezaketi ingilizce basitçe hi diye selamlamayı gerektiriyor. Zaten sonra uluslararası dilde oyun başlıyor.
Bizim “Hayır!!” yazan oyuncu selamlayacağına Türkçe “Hayır!!!!” yazıyor masaya. Evetçi “Evet!” yazıyor. Diğeri “Hain!” Evetçi masayı bırakıp gidiyor. Olay bukadar!
Oyun için oturmuşsun bir kelimeye bu tepki ve tepkiye de oyunu terkederek bir öfke krizi ile tavır. Ne diyeyim? Umalım diğer oyunculara yapılan kabalık dışında nisbeten zararsız bir şekilde öğreneceğiz herhalde bu işi.
Farklı düşünene hain diyeni ayıplamayı. Öyle de böyle de öğreneceğiz: kanlı da kansız da, hakaretli hakaretsiz de bu haddini bilmeyi öğrenip bu edepsizliği aşmaktan başka şansımız yok. Bu kadar geç öğrenmemize biraz da şaşmamak mümkün değil.
1600'lü yıllarda tahammülsüzlüğün ve hakaretamiz isterik israrın pahalı ve acı verici olduğu öğrenilmiş batıda. Din savaşlarında bazı şehirlerde nüfusun % 30'u bazısında % 70 I (!) ölmüş. Bizde hala ne oy verdiğin söylemeyen bile “ne kokar ne bulaşır” diye aşağılanıyor.
Batı kültüründe ne oy verdiğini sormak bile özele girer ve ayıptır.
Pervin Mısırlıoğlu İzmirizmir.Net'teki köşesinde İzmir’deki Sezen Aksu tepkisi hakkında dayanamamış yazmış: "En güzel hayırı ben çektim en uzağa ben işedim,en iflah olmaz muhalefeti ben yaptım, en kolay eveti ben dedim, en zor soruyu sen bildin, en bilge ben konuştum, en yalaka sen yazdın, en ukala ben cevap verdim..... En dövüşçü sen oldun, en dayakçı ben, NE MUTLU EN TÜRKÜM DİYENE durumlarından bir türlü kopamıyoruz."
Eline sağlık Pervin abla!
İnanç konusu da öyledir sorulmaz ve özeldir. Bizde ise otomatikman din/mezhep yazılır. Bilhassa 1980'den beri zorunlu tek tip din dersi sıkıntı yaratıyor. % 30'u para toplayana verilen bir cami kurma cemiyetleri furyası ve sonra herkesin parası ile ödenen imamın parası. Bizde ise doğru olmayan % 99 müslüman varsayımı var ve gürültülü bir şekilde tektipleştirme. Zamanla bunu da aşacağız ve aşmak zorundayız. Bu konudaki ve Alevi Sünni ayrışımındaki fikirlerimi bundan sonraki yazıda tekrar yazacağım.
Mahmut Tolon
08.10.2010