Zaman, Ege’li köşe yazarı hamaseti ve çöp işleri
28 Haziran 2009 03:36 / 1771 kez okundu!
Egeli köşe yazarları: Egeli efedir, randevusuna vaktinde gelmez, çiğdem yer... diye bir de böbürlenirse, tabii ki kimse randevusuna vaktinde gelmez. Bir gelen olursa da alay konusu olur. Sen de bir gelirsin, iki gelirsin ve sonunda boşverirsin.
Sana ne? Dünyayı sen mi kurtaracaksın?
Evet! Sen ve senin gibi olanlardan başka kurtaracak yok ki? Sen vaktinde geleceksin. Karşındakine saygı göstereceksin. O eşek mi seni beklesin? Ne olmuş yani 5 dakka,15- 35 dakka geç geldiysem? Öldün mü? Habire başıma kakma geç geldiğimi!..
O da sana saygı gösterecek, o da beş dakika erken gelecek. Güvenebileceksiniz birbirinize ve olayı önemsediğinize! Çiğdem yiyince çöpünü yere atmayacaksın. Sigara izmaritini de. Atınca ne mi olur? Duyarlı yabancı turist sokaklarda çöp olmayan, lokantada aşılı olup olmadığından emin olmadığı kedilerin masaya zıplamadığı yeri tercih eder, parasını da orada bırakır.
Sen olsan yerlerde plastik poşet olan yere para vererek tatil yapmaya gider misin? Adam neden hem para versin hem de aşılı olduğundan emin olmadığı sokak köpekleriyle birlikte denize girsin? Masohist mi? Zoofil mi, geri zekalı mı? Gelmesin zaten bizim kendini beğenmiş turiste falan ihtiyacımız yok, hem Türk’ün Türkten başka dostu yoktur!
Ege adalarında geceliğine 100-200 euroya tatil yapan, burda herşey dahil (ama bahçesinde çöp olmayan) otele 30-60 TL bırakır ve gider. Biz aklımızdan memnunuz ve herşeyi biliriz zaten. Tek paramız yok. Ukalalık etme!
Her muhtarın etrafında bir de "Çevre Gönüllüsü" topluluğu olmasında ne zarar var? Dünya Çevre Günü dolayısı ile Urla’da çöp toplanma etkinliği yapıldı ne de güzel oldu. Belediye işçileri yanı sıra okul çocukları da seferber oldular. Temiz bir yöre istiyorsak her mahallede, her hafta benzer bir etkinliğin gelenek haline gelmesi için örgütlenme şart. Belediyelerin bu işe tam yetemediği ve çoğunun borç içinde olduğu aşikar.
Haftada bir gün her mahallede 2 saat çalışma, sonra bir eğlenceli söyleşi olsa ne güzel olurdu? Bunu yapmak muhtarlara, okul öğretmenlerine, ev hanımlarına düşüyor. Her mahallede haftada 3-4saat ayıran 5 kişi çıksa çığ gibi büyür bu hareket. Günü belli, saati belli olmalı tabii. Çalışmak ve vaktinde bir işi yapmak da basitçe bir alışkanlıktır.
2 kişi çay ve kurabiye ve söyleşiyi hazırlar. 3 kişi civardaki komşularla çöp toplar, sonra hep beraber sohbet edilir. Bir konuk konuşmacı çağrılır. Her mahallede de birkaç saatliğine evini, okulunda bir mekanı bu işe ayıracak hayırsever bulunur. Ama bizde akıllı çok, hem evini ayırsın, hem kurabiyeyi ikram etsin hem de muhtarla konuşsun diyince gönüllülük kabak tadı veriverir. Organizasyon için ise güven ve saygı şart.
Neden mi vaktinde gidemiyoruz? Bilmediğimizden. Anlasak vaktinde gideriz.
Tavla biliyor musunuz? Her Türk uzman doğar tavlada! Pekiyi neden bizden bir tek tavla dünya, Avrupa şampiyonu çıkmaz? Tavla öğrenilebilen teknik bir oyundur da ondan... Bir Türk dünyaya bedeldir. Ukalalık etme! Vaktinde gelerek işe başlasak? Gelmeyerek karşımızdakini aşağılamasak?
Lafla ve palavra ile peynir gemisi yürür mü? Her ev kendi önünü temizlese tüm mahalle / Şehir tertemiz olur derler derler derler ve lafla peynir gemisi yürümez.
Atık kağıtların, pet şişelerin, plastik poşetlerin her mahallede toplanma vakti geldi geçiyor. Belediye yetemiyor. Her çöp atanı uyaracak, ayıplayacak özgüveni, ortak aklı biz kendimiz yaratmayınca ordu mu darbe yapıp bize öğretecek? Sizin mahallede çöp sorunu var mı? Ne dersiniz?
Dr. Mahmut Tolon
28.06.2009