AMA'dan SONRASI ÇÖP (Bu bir Pazar Yazısı)
16 Aralık 2024 23:14 / 33 kez okundu!
“Üzerinden ordular geçse bile, kılı kıpırdamayan cümleleri seviyorum” der V. Woolf
Kişilik sahibi insanların sarsılmaz değer yargıları vardır, prensipli, ilkesel bir duruşları olur ve bu duruş onlara bir ömür yeter. Duruma/Zamana yahut İktidara/Mevsime hatta Bakana/Bakmayana göre filan da değişmez.
*****
AMA’dan SONRASI ÇÖP
“Üzerinden ordular geçse bile, kılı kıpırdamayan cümleleri seviyorum” der V. Woolf
Kişilik sahibi insanların sarsılmaz değer yargıları vardır, prensipli, ilkesel bir duruşları olur ve bu duruş onlara bir ömür yeter. Duruma/Zamana yahut İktidara/Mevsime hatta Bakana/Bakmayana göre filan da değişmez.
Mesela;
- Teröre, şiddete, vandalizme karşı olmak gibi,
- Darbelere karşı olmak gibi,
- Emperyalist işgallere karşı olmak
- Irkçılığa, mezhepçiliğe karşı olmak
- Kadına şiddete karşı durmak gibi
- Asimilasyon politikalarına karşı olmak gibi
- Anti-Emperyalist yada Anti-Siyonist olmak gibi gibi gibi
Bu liste kişinin kendisine göre uzar yada eksilir fakat aslolan o duruşu korumasıdır.
Mesela hangi siyaset, dava yada ideolojiye inanırsanız inanın, hangi etnik köken yada mezhebe mensup olursanız olun ülkenin savaş, terör saldırısı yahut afet gibi hallerinde ‘Yurtsever tutum’ neyi gerektirir tartışmalı bir konu mu? Asla.
Belli değer yargıları vardır, kişilik sahibi insanların;
- İbadet ve inanç̧ özgürlüğü,
- Sığınmacı dostluğu
- Kılık kıyafet özgü̈rluğü
- Çevresel kaygılar taşımak
- Sosyal Adalet’i vazgeçilmez bilmek gibi mesela?
VE! Bu değer yargıları duruma/zamana göre de değişmez.
Olayları aktörlerinin fikri mensubiyeti yahut mahallesi üzerinden okumaktan rezil bir şey yoktur. Buna karşılık ilkesel siyaset, ilkesel duruş asıl olduğu kadar, herşeyin de ilacı gibidir.
Mesela devletlerin aczinden istifade ederek, gariban, güçsüz vatandaşların tepesine binip, haraç kesip, uyuşturucu satan, tefecilik yapan, zenginlere tetikçilik yapan mafyanın her türlüsü lanetliktir doğru mu? Doğru. Fakat bu tespite asla zeval gelmemeli. Mafyanın biri sağa sola iki salvo yaptığında kaşınız başka gözünüz başka oynamamalı.
Bütün omurganın disiplin ve emir komuta zinciri üzerine kurulduğu, su içme töreninin bile bir ritüel içerisinde Dahili Hizmet Kanunu Talimatnamesine uygun yapıldığı Ordu`dan konuşuyorsak talimatlara rağmen, üstlerin ikazlarına rağmen kasıtlı, organize ve planlı bir disiplinsizlik yapmanın hiç kimse için tartışılacak hiçbir yanı olmamalı. Gündem bile olmamalı, sadece prensipler çalışmalı, gereken yapılmalı.
Mesela, "ben de askeri darbelere karşıyım" dedikten sonra "ama Mürsi de..." diye başlayan bir cümle kuramazsınız?
Yahut "Ben de idama karşıyım ama Menderes de.." diye başlayan bir cümle de kuramazsınız.
"Ama...." diye başlayan ikinci cümleniz samimiyetsiz, AMA’dan öncesi doldurma, AMA’dan sonrası çöp.
Hep vardı o ama’larınız
Benim annem de başörtülü ama..
Ben de kadına şiddete karşıyım ama...
Teröre karşı iseniz bombalar Paris`te, Berlin`de patladığında ortalığı velveleye verip Ankara`da patladığında sağırları oynayamazsınız.
Kılık kıyafet özgürlüğü sadece sizin gibi giyinenler için olamaz, ibadet özgürlüğü de sadece sizin inancınıza mensuplar için değildir.
Almanya'da IRKÇILIĞA KARŞI durup, Türkiye'de kem küm yapamazsınız.
ÇEVRE HASSASİYETİ denilen şey de ağacı hangi belediyenin kestiğine göre değişmez.
`MÜLTECİ sorunu bir insanlık meselesi` diyorsanız eğer, mültecilerin etnik kökeni, dini, mültecinin nereden geldiği sizin için bir anlam ifade etmemeli.
Dediğim gibi; Kişilik sahibi insanların ilkesel bir duruşu olur ve bu onlara bir ömür yeter.
Hayırlı Pazarlar Cümleten
Mehmet ÇEK
14.12.2024
Son Güncelleme Tarihi: 16 Aralık 2024 23:33