Ýktidara Gelmeden Önce
21 Kasým 2010 21:14 / 3009 kez okundu!
Mehmet Taþ, CHP'den umudunu kesmeyenlerden.... Bu umudunu nasýl temellendirdiðini yazmýþ... "CHP’nin Türkiye’deki özgün koþullarýndan yola çýkarak vereceði yanýt ve bu temelde üreteceði teorik ve pratik çözüm önerileri, partinin içindeki gerçek potansiyeli ortaya çýkarmakla kalmayabilir, ortaya çýkacak deneyim, dünyadaki arayýþlara da bir katký yapabilir."
--------------------------------------
Bugün Avrupanýn bir çok partisinde her dört yýlda bir yapýlan seçimlerle seçmene gitme politikalarý terk edidildi ya da terk ediliyor. Partiler uzun vadeli projelerle seçim kampanyalarýna baþlýyor ve iktidara geldiklerinde toplumu nasýl yeniden þekillendirecekleri veya öngördükleri deðiþimin detaylarýný, her konuda hazýrladýklarý ayrýntýlý paketlerle kamuoyuna duyuruyorlar. Araþtýrmalara göre, maddi temelleri ancak on yýlda bir oluþan bu tür projeler, toplumun hemen hemen tüm damarlarýna girerek sondajlar yapýlarak çerçevesi belirleniyor.
Ýngiliz Ýþçi Partisi 1997 seçimleri kazanmadan bir kaç yýl önce yeni yönetimini seçti parti tüzüyünün 4. Maddesini deðiþtirerek kendini yeniledi. Seçim stratejisini yapabileceði ve halkýn ihtiyacý olan 5 maddelik bir taleple baþlattý. Tarihindeki en büyük seçim zaferini kazandý. Ýktidardayken merkez sað çizgisini muhalefete geçince sola kaydýrdý.
Hemen hemen benzer süreci Muhafakar Parti geçirdi. Ayný biçimde önce yönetimini gençleþtirdi sonra tüzüðünü deðiþtirdi. Daha sonra “Büyük Toplum” projesiyle yüzbinleri kazanmaya baþladý. Büyük bir avatajla girdiði seçimlerde üstünlük saðladý, yýllar sonra yeniden iktidar oldu.
Tam da þimdi, ekonomik krizin de etkisiyle, bir deðiþim ihtiyacý dünyanýn her yerinde giderek artan bir sesle dile getiriliyor. Bu temelde, CHP’de gündeme gelen deðiþim, dünyadaki bu arayýþa yanký veriyor. CHP’nin Türkiye’deki özgün koþullarýndan yola çýkarak vereceði yanýt ve bu temelde üreteceði teorik ve pratik çözüm önerileri, partinin içindeki gerçek potansiyeli ortaya çýkarmakla kalmayabilir, ortaya çýkacak deneyim, dünyadaki arayýþlara da bir katký yapabilir. Bu nedenle, ortaya atýlacak yeni projelerin baþarýsý, Türkiye’de halklarýn geleceði ve dünyada ilerici güçler için de son derece önemlidir.
Deðiþim arayýþlarý, toplumsal yaþamýn her alanýnda çýkan olumsuz deneyimlerin ortaya çýkardýðý sonuçlarla, politikanýn etnik- kültürel bir eksenden uzaklaþýp, sosyo-ekonomik bir eksen üzerinde yoðunlaþýyor. Sosyal gurup ve sýnýflar politikanýn merkezine alýnýyor, etnik ve kültürel guruplar ise ikinci plana itiliyor. Birey-toplum, birey-devlet iliþkileri, farklý perspektiflerden yeniden biçimlendiriliyor. Þöyle ki; “Gerçek demokrasi”, “halkçý demokrasi” veya “ileri demokrasi” kavramlarý, birey- iktidar iliþkisinin siyasal deðiþim söylemi oluyor. Bireyler kurumlar aracýlýðýyla toplum ise devlet aracýlýðýyla hukuk devletlerinin anayasalarýnda yeni sorumluluk ve haklar elde ediyorlar.
“Büyük toplum ”, “karþýlýklý toplum”,” “iki taraflý toplum” “halkçý toplum” gibi kavramlar da, bireyle toplumun karþýlýklý etkileþimini tanýmlýyor, sosyo-ekonomik perspektiflerini çiziyor. Bireyler kurumlarý aracýlýðýyla sosyal- ekonomik yaþamý yönetmeye teþvik ediliyor. Eðitimin, saðlýðýn, kooperatiflerin ve kimi bankalarýn gönüllü guruplar veya kar gütmeyen vakýflar aracýlýðýyla yönetimi özendiriliyor. Devlet maddi imkanlar yaratarak bu yeni toplumsal dokularýn baþarýsýna önayak oluyor.
“Gerçek demokrasi”, anayasayý oluþturan ve uygulayan halk yýðýnlarýnýn yönetim modelidir. Türkiye’de toplumun büyük çoðunluðunu oluþturan orta burjuvazi ile, çalýþan halkýn, toplumu ve devleti nasýl yöneteceklerinin hukuksal temelleri, halkçý demokrasi çerçevesi içinde çiziliyor. Baþka bir deyiþle, kendi kendilerini nasýl yöneteceklerini, politik yaþama müdahele ederek kendileri belirliyor. Daha çok sivil toplum örgütü oluþturuluyor, etki alanlarý geniþletiliyor ve parti içi temsil haklarý arttýrýlýyor. Okul ve hashanelerin yönetimleri özerkleþtirilerek bunlara devrediliyor.
“Ýki taraflý toplum” modelinde bireyle devlet arasýnda hizmet sektöründe daha hýzlý ve kaliteli hizmetlerin geniþ halk kesimlerine ulaþtýrýlmasý amaçlanýyor. Birey, hizmetlerden yararlandýðý gibi ayný zamanda hizmet veriyor. Devlet tüm maddi kaynaklarý kullanarak bireyle toplum arasýnda sosyo ekonomik bir mutabakat gerçekleþtiriyor. ‘Karþýlýklý toplum’, bireyin topluma verdiði kadar toplumdan almasý da demektir. Buna ‘Halkçý toplum’ da diyebiliriz, AKP’nin devlet hizmetlerini coðrafik bölgelere ayýrmasý, birey ve toplumla iliþkilerine bir katký saðlamaz. Üç farklý kavramla ifade edilen yeni toplum modelinde devlet yönetimi geniþletiliyor. Devletle birey arasýnda iþlev gören sivil toplum kuruluþlarý koordine ediliyor, kaynaþtýrýlýyor ve daha fazla inisiyatif veriliyor. “Ýki taraflý toplum” çok büyük ve hantal devletin, ona ihtiyacý olanlara yeterince kaliteli hizmet veremediði gerçeðinden haraketle projelendiriliyor. Mahallelerde, okullarda, hastahenelerde, hapishanelerde, camilerde, cemevlerinde, ulaþýmda yardýma ihtiyacý olanlara kaliteli hizmet verme bu yeni toplum modelinin ana hedefi oluyor.
Buradan görülüyor ki, toplumlarýn sorunlarýný çözmede ne devlet, ne de pazar, belirleyici, yönlendirici bir rol üstlenmiyor. 21. yüzyýl toplumlarýnda, Neo-liberalizimin ve sosyal liberalizmin parametrelerinin, sosyal ve toplumsal ilerlemelerde mutlak söz sahibi olmalarý öngörülmüyor. Büyük ve herþeye kadir bir devlet de tercih edilmemekte. "Devlet ve pazar, artýk bir efendi deðil, insana hizmet eden bir hizmetkar olmalýdýr" görüþü yaygýnlýk kazanýyor. Sivil toplum örgütlerinde aktif çalýþan milyonlarýn, devletin ve pazarýn rotasý, pusulasý olmasý ancak insanýn tekrar toplumun öznesi konumuna gelmesiyle mümkün olacaðý giderek kabul görüyor. Devlet hizmetlerini halkýn ihtiyaçlarýna göre yeniden yapýlandýrmak, okullarda, hastahanelerde ve mahallelerde sosyal hizmetlere ihtiyacý olanlara kaliteli ve hýzlý hizmet vermenin, bu alanlarda bireyi, daha fazla toplum yönetimine katarak mümkün olabileceði gerçeði, pratik örnekleriyle kanýtlanýyor.
Doðu Avrupa'nýn yýkýldýðý, ulus devletlerin tarihsel misyonlarýný doldurduðunun sanýldýðý, global pazarýn ikiyüz yýllýk serbest pazar ekonomisinin dogmalarýyla yönetildiði son otuz yýlý geride býraktýk. Pazarýn veya devletçiliði kendilerine tek belirleyici pusula olarak kullanan toplumlarýn zengin olmadýðý görüldü. Tek tek kiþilerin bireysel zenginliklerinin, toplumlarýn zenginliðine eþit olmadýðý anlaþýldý. Þirketlerin ve bankalarýn iyi çalýþmasýnýn, toplumsal refahý ateþlemediði deneyimlerle görüldü. Ýnsanlýk tarihinin ikinci büyük krizi olarak bilinen 2008 finans krizi bankalarýn çok efektif, ekonominin ana motoru olmasýnýn bir sonucudur.
Yönetime daha çok insanýn katýlýmýný gerçekleþtirmek devlet yönetiminde sözde deðil pratikte, gerçek bir yapýsal þeffaflýðý gerektiriyor. Bu da ancak, devlet arþivlerini ve en iyi sosyal- kültürel hizmetleri halkýn en geniþ kesimlerinin kullanýmýna açmak, hastanelerde uzun kuyruklarý azaltmak, okullarda yönetime yardýmcý olmak, ulaþým sorunlarýnýn ve sokaklarýn düzenlenmesine katkýda bulunmak, hayvanlarý korumak, sokaklarda, okullarda ve aile içi þiddetin her türüne karþý mahalleliyi örgütlemek; bu iþlere yardýmcý olacak gönüllüler ordusu hazýrlamak; kýsaca toplumsal yaþamýn her alanýnda, kooperatiflerde, derneklerde, sendikalarda, mahalle komitelerinde, vakýflarda ve odalarda çalýþanlarýn, onlarý kullananlarýn yönetimine sunmakla baþarýlabilir. Bireyin, sorumluluk verildiði oranda sahiplenme duygusu ürettiði gerçeðinden yola çýkarak, her vatandaþýn bir yandan yardým ederken, diðer yandan da yardým almasý ve bunun sonunda da, takdir görmesinin maddi koþullarý hazýrlanýyor.
Türkiye Cumhuriyeti'nin vatandaþlarý bir kooperatifin üyeleri gibi olacak; katký sunarken, sonuçtan da pay alacak. Wikipedia bu çalýþmanýn en güzel örneðidir. Dünyanýn her yerinden, her dilden bu elektronik ansiklopediye katký yapýlýyor ve dünyada herkes bu hizmetten hiç para ödemeden yararlanýyor. Bu mantýk ve yöntemle örgütlenecek kamu hizmetlerine ve devlete, onu kullananlar tarafýndan sahip çýkýlmasý doðal bir sonuçtur.
CHP muhalafetteyken bile toplumu bu yönde deðiþtirebilecek çok önemli görevleri üstlenebilir. Önce kendinden baþlatacaðý deðiþimlerle güven verici sinyaller vererek iþe baþlayabilir. Daha sonra, halkýn yönetiminin nasýl olacaðýnýn somut örneklerini toplum içinde, yukarýda sözü edilen günlük küçük sorunlarý çözerek, çalýþan halk yýðýnlarýnýn yaþamýný kolaylaþtýrarak deðiþimin küçük küçük dalgalar halinde baþladýðýný gösterebilir. Ancak planlanan her somut adýmda mutlaka CHP tabanýnýn aktif katýlýmýnýn saðlanmasý ve bu kolektif eylemin giderek partiye oy verenleri kapsamasý önemlidir. Halkla beraber ve halk için yapýlacak günlük faaliyetlerde bile somut politikalar ve bunlarý gerçekleþtirecek kaynaklar ve katýlýmcýlar büyük bir titizlikle analiz edilmeli ve belirlenmelidir. Þeffaflýk, koordinasyon ve halka güven, her aþamada büyük bir dikkatle inþa edilmelidir. Yapýlacak iþler bütün somutluðuyla ortaya konulmalý; daha seçim kazanmadan, iktidara gelmeden halka, toplumu deðiþtirebilme gücü olduðunu göstererek iktidara yürünmelidir.
CHP'nin yeni bir kimlik belirlemesi gerekiyor. Bu, göründüðü gibi kolay çözülecek bir sorun deðildir. Üstelik bu, yalnýzca ‘eski’den kopmanýn, yanlýþ, tutucu ve dogmatik yapýlanmalardan uzaklaþmanýn psikolojik temelini hazýrlamasý, sadece geniþ halk yýðýnlarýnýn güvenini kazanmak açýsýndan deðil, parti üye ve çalýþanlarýnýn yeni bir baþlangýç yapmasý için gerekli olan ruh halini yaratmasýnýn da ön koþuludur.
CHP'nin, bireylerin psikolojik olarak içinde yaþadýðý toplumu hissetmesi, onu sahiplenme sezgileri geliþtirmesi gerekiyor. Kolektif hareket, ortak eylem, buna uygun bir ruh hali olmadan mümkün deðildir ya da uzun soluklu olamaz. Otuz yýldýr neoliberal toplum modelinde empoze edilen bireyciliðin yok ettiði tam da budur; yani bireylerin içinde yaþadýklarý toplumla ilgili düþleri azaltýldý. Bunu yeniden güçlendirmek mümkün. AKP bunu tarikatlar aracýlýðýyla dinle yarattý, bu bir baþarýdýr. Peki CHP’nin ki, ne olacak? Türkiye’de bireyleri birbirine kenetleyecek birleþtirecek hedef ‘Ýleri demokrasi’ ve ‘karþýlýklý toplum’ olmalýdýr. CHP, bu hedefi gerçekleþtirmek için öncelikle tüm ilericilerin evi olabilmelidir. Sosyal Demokratlarý kucakladýðý zaman yüzbinlere varan gönüllüler ordusuna sahip olabilir. Avrupa’daki aydýnlarýn, bu oluþumun önemli ayaðý ve düþünce merkezi olacaðýndan kimsenin kuþkusu olmasýn.
Mehmet Taþ