Podemos neden Ýspanya'nýn politik yapýsýna karþý ciddi bir tehlike oluþturuyor?

08 Mart 2015 00:42 / 1703 kez okundu!

 

 

Vicente Navarro

27.02.2015

Ýspanya’da bir þeyler oluyor. Daha bir yýl önce açýk sol bir programla kurulan Podemos, Ýspanya’da bugün seçim olsa parlamentoda çoðunluðu saðlayabilir. Yunanistan’da Syriza’nýn 25 Ocak’taki büyük baþarýsýndan sonra Podemos’un benzer bir baþarýyý tekrar edip edemeyeceði konusunda spekülasyonlar yapýlýyor. Ancak, partinin bu büyük baþarýsý nereden geliyor, sorusu merak konusu olmaya devam ediyor.

Podemos’a desteðin bu kadar artmasýnda Mariano Rajoy’un liderliðinde iktidardaki muhafazakâr Halk Partisi’nin izlediði politikalarýn etkisi büyük. Bu politikalar, 1978’de Ýspanya’da demokrasinin inþasýndan beri kamu harcamalarýnda büyük kesintileri içeren ve çalýþma koþullarýný çürüten, emekçilerle ilgili en aðýr reformlarýn izlendiði dönemdi.  Ücretler, 2007’de baþlayan büyük resesyondan bu yana yüzde 10 düþtü, yüzde 26’ya ulaþan iþsizlik rekor kýrdý. (Gençler arasý iþsizlik yüzde 52). Geçici ve güvencesiz iþlerin oraný arttý ve bu durum çalýþma alanýndaki yeni sözleþmelerin büyük kýsmýný kapsamaya baþladý. (Sözleþmelerin yüzde 52’den fazlasý bu þekilde). Ýþsizlerin yüzde 6’sý hiçbir þekilde iþsizlik sigortasý ve sosyal yardýma sahip deðil.

Bu önlemler uzun süreli resesyonun ana nedenlerinden biri olan, iç talepteki hýzlý düþüþe neden oldu. Sadece son zamanlarda küçük bir büyüme görüldü, ki bu da büyük oranda petrol fiyatlarýnýn düþmesi, avronun devalüasyona uðramasý ve Avrupa Merkez Bankasý’nýn (AMB) giriþimleri nedeniyle gerçekleþti. Þimdi, bunlarýn kendi politikalarýnýn bir sonucu olduðunu iddia etmesine raðmen, Ýspanyol hükümetinin gerçekte bu geliþmelere hiçbir etkisi olmadý.

Bu politikalar, AMB ve Avrupa Komisyonu aracýlýðýyla Avrupa Birliði ve IMF tarafýndan ortaya atýldý. Ve Ýspanya’da finans kapital, büyük þirketler ve onlarýn politik aparatý Halk Partisi’nin destek ve teþviki ile hayata geçirildi. Ýspanya’da sað geçmiþten beri istediklerine kavuþmuþtu; ücretlerin düþürülmesi ve sosyal devletin parçalanmasýyla birlikte sosyal güvenliðin zayýflamasý. Avustralya’da yapýlan G20 toplantýsýna katýlanlar, Ýspanya’yý model ülke olarak göstererek bu politikalarý, her ülkenin izlemesi gereken bir strateji olarak sundu.

Neden kesinti önlemleri alýndý?

Ücretlerin düþürülmesi, ücretlilerin sayýsýnýn azalmasý ve kamu harcamalarýnda yapýlan kesintiler iç talebin büyük oranda azalmasýna neden oldu ve buna baðlý olarak ekonomik büyüme düþtü. Ücretlerin düþürülmesi, orta, küçük iþletmelerin ve ailelerinin borçlarýnýn artmasý anlamýna geliyordu. Borçlar büyük boyutlara vardý. Buna karþýlýk bankacýlýk hýzla büyüdü. Üretim ekonomisinde karlarýn az olmasý spekülasyon bankacýlýðýnda yükselmelere neden oldu, ve bu da büyük bir balon yarattý, ki bunlardan en önemlisi konut sektöründeki þiþmeydi.

Bu þiþme sürerken politik kurumlar arasýnda bir rahatlýk vardý. Sosyalist lider José Luis R. Zapatero bile, böylesine bir büyüme döneminde vergilerin azaltýlmasý gerektiðini düþünüyordu; o zaman sloganý þöyleydi; “vergilerin azaltýlmasý solun bir hedefi olmalý”. Ve, özellikle anamal ve  yüksek gelirlere olan vergileri büyük oranda azalttý. Sloganýný 2005 yýlýnda duyurdu ve vergi kesintilerini içeren Vergi Reform Yasasý’ný 2006’da çýkardý. Ve 2007’de balon patladýðý zaman devlet bütçesinde, 27 milyar evroluk büyük bir delik ortaya çýktý. Maliye Bakanlýðý’nýn istatistik bürosundaki ekonomistlere göre, ‘Büyük Resesyonun’ baþlangýcýnda bu deliðin yüzde 70’i vergi kesintilerinden ve ancak yüzde 30’u ekonomideki durgunluktan kaynaklanýyordu.

Ülkede harcamalarýn çok fazla olduðu ve tasarruf uygulanmasý gerektiði  temelindeki yanlýþ argümanlarla birlikte kesintiler baþladý. Gerçekte, ekonomik kriz baþladýðýnda Ýspanya artýdaydý. Ýspanya’nýn kamu harcamalarý gerçekte çok düþüktü; geliþme ekonomisinin gösterdiðinin çok daha altýndaydý. Kesintiler bu müdahalelerin politik doðasýný gösteriyordu.

Zapatero, 1.5 milyar evro tasarruf yapmak amacýyla emekli maaþlarýný dondurdu. Oysa kaldýrdýðý gayrimenkul vergisini geri getirerek 2.5 milyar evro elde edebilirdi, ya da azalttýðý veraset vergisini tersine döndürerek (2.3 milyar) ya da kaldýrýlan yýlda 120 bin evrodan fazla kazananlardan alýnan gelir vergisini geri alarak 2.2 milyar elde edebilirdi. Bu kesintiler daha sonra Rajoy tarafýndan daha da geniþletildi; resmi olarak en sýk kullanýlan söylemi kullanarak, daha önce Zapatero’nun da dediði gibi, “alternatifi yoktu” diyerek ulusal saðlýk sisteminden 6 milyar kesti.

Ancak, alternatifler vardý. Daha önce azalttýðý servet vergisini büyük þirketlerden geri alarak 5.5 milyar elde edebilirdi. Juan Torrees ve Alberto Garzón ile birlikte bu konuda yazdýðým kitabýn adý “Alternatifler Var”dý. (Hay Alternativas: Propuestas para Crear Empleo y Bienestar Social en España). Bu kitap izlenen politikalara karþý baþka seçeneklerin olduðunu açýk ve kesin rakamlarla gösteriyor. Bu kitap Ýspanya’da en çok satýlanlar arasýna girdi ve Indignados Hareketi tarafýndan yaygýn bir þekilde kullanýldý.

Ýndignados hareketi

Sosyal harcamalardaki kesintiler ve üç alanda yapýlan iþ piyasasý reformlarý, önce sosyalist parti ve daha sonra muhafazakar Halkçý Parti tarafýndan halka danýþmadan, ve seçim programlarýnda yer almamýþ olmasýna raðmen hayata geçirilmesi kamuoyunun öfkesine neden oldu.

Ýndignados karþý bir tepkinin temsilciydi ve kýsa zamanda ülkenin her bir köþesine yayýldý. “Onlar, bizi temsil etmiyorlar” sloganlarý çok tutuldu ve yaygýnlaþtý. Bunun sonucunda, hükümetin Indignados hareketini bastýrmaya baþlamasýyla birlikte devlet kurumlarý meþruiyetlerini yitirmeye baþladý. Yine de bu baskýlarIndignados hareketini durduramadý, ancak çok sayýda lider gençti ve bu kriz hareketi oldukça etkiledi.

Ýndignados ikinci bir geçiþ dönemi istemini dile getirdi; 1978 de oluþturulan politik rejimin bitmesini ve yeni bir demokratik düzenin kurulmasýný, (Bugünkü politik sistem 1978’de diktatörlük sona erdiði zaman kurulmuþtu) var olan temsili kurumlarýn yenilenmesini, referandum ve/ya da halk meclisleri gibi farklý demokratik katýlým formatlarýyla tamamlanmasýný istedi. Hedef, referandum gibi vatandaþýn dolaysýz katýlýmý suretiyle gerçek bir demokrasi kurmak, ayrýca dolaylý katýlýmla, siyasi partilerin bugünkünden çok daha fazla demokratik olmalarýný saðlamaktý.

“Alternatif yok”  söylemine karþý protesto gösterileriyle baþlayan Indignados  hareketinin etkisi çok büyük oldu. Gerçektende, Indignados hareketinin liderleri mitingi kontrol etmeye çalýþan polislere “Alternatif Var” baþlýklý bizim kitabýmýzý gösteriyordu. Kitabý gösteren binlerce insanýn fotoðraflarý Hareket içinde yaygýn olarak daðýtýldý ve basýnda yer aldý. Onlarýn ana hedefi, gerçekten baþka alternatiflerin olduðunun altýný çizmek ve bu politikalarý uygulamak için halkýn onayýný almayan iktidarýn meþruiyetini sorgulamaktý.

Yeni politik parti: Podemos

Indignados,  protesto gösterileri yanýnda siyasi arenaya da müdahale etmeleri gerektiðinin farkýndaydý ve özünde Podemos böyle baþladý. Podemos liderleri Hareket içinde öne çýkan liderler arasýndan çýkmýþtý. Bazýlarý, Ýspanya’nýn en büyük devlet üniversitesi olan Complutense’nin Siyasal Bilgiler üniversitesinin yeni öðretmenleriydi. Ýspanyol Komünist Partisi’nin gençlik hareketinde aktif olan çok sayýda genç vardý.

Hangi politik hareketden geldiklerini sorgulamadan PODEMOS’un lider kadrosunun tamamý, sorunlarýn temel kaynaðýnýn, devleti iþgal eden politik sýnýfýn, aðýrlýklý olarak liberal muhafazakar parti (PP) ve sosyalist partiden (PSOE) oluþtuðuna iliþkin ortak düþünceye sahip olmalarýydý. Devlet kurumlarýný yozlaþtýran banka ve finans kuruluþlarýyla yakýn iliþki içinde olan bu politik elit ana hedef seçilmiþti. Demokratik bir iktidar ve demokratik bir Avrupa’nýn kurulmasý için “bankacýlar için deðil, halk için Avrupa” çaðrýsý yaptýlar.

PODEMOS 2014 yýlýnda katýldýðý ilk Avrupa Parlamentosu seçimlerinde beklenenin çok üzerinde oy aldý. Daha da önemlisi, yapýlan araþtýrmalar desteðin büyük oranda arttýðýný gösteriyordu. 2014 yýlýnýn sonunda Ýspanya’da iktidara bile gelebilecekleri açýkça ortaya çýkmýþtý, ki bu kadar kýsa bir zaman içinde böyle bir sonuca ulaþabileceklerini kendileri bile düþünmemiþlerdi. “Elite karþý oy kullan, tamamýný oradan uzaklaþtýr” çaðrýlarý halkýn içinde geniþ yanký buldu. Halkýn önemli bir kesimi politik elitten ve medyadan býkmýþtý ve alternatif olarak Podemos’a dönmüþtü.

Buna raðmen parti bu aþamada hala, açýkça tanýmlanmýþ bir yapýdan yoksun. Bu, bir meclis/konsey modeli temelinde ve liderlik tarafýndan geliþtirilen bir çerçevede bir parti örgütü oluþturmak için acil bir ihtiyaç yarattý. Podemos, seçimleri kazanýp hükümet kurduðu takdirde uygulanmasýný istedikleri ekonomik programýn genel hatlarýný yazmamýzý ben ve Juan Torres’den istediler. Bu programýn çerçevesi parti içindeki tüm parti kadrolarýnýn tartýþmasýna açýlacaktý. Baþlýðý þöyleydi; “Krize son vermek, adalet, saðlýk ve yaþam koþullarýný geliþtirmek için ekonomiyi demokratikleþtirmek: Ýspanya ekonomisinin sorunlarýný çözmeyi amaçlayan öneriler”. Bu taslak Podemos tarafýndan, “Halk için bir ekonomik proje” baþlýðý altýnda yaygýn bir þekilde daðýtýldý ve þimdiye kadar çok büyük bir etkisi oldu.

Podemos’un sözcüsü Pablo Ýglesias ve biz iki yazar Ýspanyanýn en büyük kampanyalarýndan birini gerçekleþtirerek taslaðý tartýþmalara açtýk. Ana akýma mensup politik çevreler, medya, Ýktidar partilerinin (PP and PSOE) sözcüleri, Sosyalist parti ve bazý aydýnlar bu taslak belge ve yazarlarýna karþý sert eleþtirilerin baþýný çektiler. Avrupa’da Bundesbank Bankasý’nýn baþkaný bile karþý kampanyada yerini aldý ve taslakta önerilenlerin Avrupa ve Ýspanya ekonomisine çok zarar verebileceðini açýkladý.  Görülmemiþ boyutlardaki olumsuz tepkilere karþý, Ýspanyol halkýndan eþ zamanlý olumlu tepkiler de geldi.  Egemen ideolojiye karþý geliþen tartýþmalar sonuçta taslaðýn önemli bölümlerine ciddi katkýlar yaptý.

Taslaðýmýz gelecekte oluþabilecek Podemos hükümetinin bir bütçe taslaðý deðil, izlenmesi gereken stratejik ilkeler içeriyordu. Krizin nedenleri araþtýrýlýrken politik, ekonomik, finans ve sosyal eþitsizlikler üzerinde yoðunlaþtý. Analizin merkezi, finans kapitalin egemenlik kurduðu sermaye-emek çeliþkisi üstüne kuruluydu. Ücretlerin düþürülmesi, iþsizliðin artmasý ve kamu harcamalarýnda kesintiler yapýlmasý iç pazarda talebin büyük oranda düþmesine neden oldu. Öneriler, ücretlerde ve emek istihdamýnda artýþa gidilmesini, kamu harcamalarýnda ve yatýrýmlarda (özellikle alt yapýda) artýþ saðlanmasý ve böylece iç talebi arttýrarak büyüyen eþitsizliðin önünü kesmeyi hedefliyordu.

Ailelere, küçük ve orta iþletmelere kredi saðlayan kamu bankacýlýðýna ihtiyacýn altý çizilmiþti. Halkçý Parti’yle Sosyalist Parti politikalarýnýn tersine, haftalýk çalýþma saatini 35’e ve emeklilik yaþýnýn 67’den 65’e indirilmesi teklif edilmiþti.  Program sermaye karþýsýnda emeðin konumunu güçlendirmeyi hedef seçmiþti. Ýþ istihdamýný arttýrarak erkek kadýn arasýndaki eþitsizliði giderme ihtiyacýna iþaret etti. Önerilerin nasýl finans edileceðini, mali politikalarda radikal deðiþimin zorunluluðunu ve vergi dolandýrýcýlýðýnýn azaltýlmasýnýn yöntemlerine de yer verilmiþti.

PODEMOS’un baþarýlarýný gösteren þey nedir?

Bu sorunun cevabý çok kolay. Podemos’ýn tanýmladýðý “Elit”e (la Casta) karþý çok büyük bir öfke var. Bu, iktidardaki elitin, ülke politikasýna ve medyaya hükmeden finans ve finans dýþý korporasyonlarla suç ortaklýðý kurmasýný da kapsýyordu.  PODEMOS’un “hepsini dýþarý atalým” sloganý bu yüzden Ýspanya halkýnýn en geniþ kesimlerinden destek buldu.

Buna ek olarak PODEMOS, halkýn dilini kullanarak sýnýf mücadelesini yeniden, üst politik elite karþý, tüm diðer halk guruplarý olarak tanýmlamýþtý. Bu anlatýmla farklý kesimlerden geniþ taban bulabildi. Daha da önemlisi, demokrasiyi stratejisinin merkezine almýþ olmasýydý. Demokrasiyi yeniden tanýmlayarak halkýn karar alma süreçlerine, referendumlara, ve temsili kurumlara katýlýmýný ekledi. Demokrasiye karþý olan bu kararlýlýðý nedeniyle, Ýspanya’da var olan farklý uluslarýn kendi kaderini tayin etme hakkýný kabul etti ve Ýspanya’nýn tek uluslu devlet vizyonunu terk etti.

Ýspanya’yý ‘çok uluslu’ bir devlet olarak kabul etme, PSOE dahil tüm sol partilerin tarihsel bir talebiydi, ancak demokrasiye geçiþ döneminde, Franco’nun atadýðý Kral ve ordunun baskýsý sonucu Sosyalist parti tarafýndan terk edilmiþti. Böylece Ýspanya’nýn çokuluslu kimliðine yeniden dönüldü. Merkez iktidarda çok gerilim yaratan, Katalanlar arasýnda oldukça yaygýn kabul gören kendi kaderini tayin hakký (tayin hakký baðýmsýzlýk deðildir, Katalanlarýn 82% si birincisini, 33% ü ise ikincisini destekliyor) bugünlerde ilgi odaðý olmaktan çýkmýþ durumda.

PODEMOS’un baþarýlarý Ýspanya ve Avrupa’nýn politik statükosuna karþý büyük bir tehdit oluþturdu. Bugünlerde Ýspanyol medyasý, ekonomi, politik ve finans kurumlarý panik içinde savunmaya geçti, yeni yasalar geçirerek baskýlarý artýrýyorlar. Ýspanya’nýn en büyük bankalarýnýn baþkanlarý bu durumdan çok rahatsýz. Santander bankasýnýn geçen sene Eylül ayýnda ölen bir CEO’su ölmeden kýsa bir süre önce, Podemos ve Katalonya’nýn Ýspanya için büyük bir tehlike arz ettiðini ve bu nedenle çok endiþeli olduðunu açýklamýþtý. Þüphesiz ‘kendi’ Ýspanyasýndan bahsediyordu ve bu konuda haklýydý da! Gelecek çok belirsiz. Bir zamanlar Gramþi’nin belirttiði gibi, gelenin ne olacaðý belli olmadan bir dönem kapanýyor.  Açýk olan þudur ki, Avrupa, Ýspanya ve Katalonya bir dönemi kapatýyorlar. Bilinmeyen ise, geleceðin ne olacaðýdýr.

Social Europe sitesindeki Ýngilizcesinden yazarýn izni ile Mehmet Taþ tarafýndan çevrilmiþtir. Çeviriden kaynaklanabilecek olasý hatalarýn sorumluluðu çevirmene aittir

 

http://derekbateman.co.uk/wp-content/uploads/2015/02/vicenc-navarro.jpg

Vicente Naverro

 

 

Bu yazýyý Facebook'ta paylaþabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaþ
0
Yorumlar
Uyarý

Yorum yazabilmek için üye olmalý ve oturum açmalýsýnýz.

Eðer sitemize üye deðilseniz buraya týklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eðer üye iseniz oturum açmak için buraya týklayýn.