'Vazgeçişin Loş Kuytusu'

12 Aralık 2018 15:18 / 4360 kez okundu!

 

 

Vazgeçişin cazibesi nerden geliyor acaba? Güneşli havalardan, parlak ışıklardan, pırıltılı hayatlardan uzak olmayı seçmek bir zamanlama meselesi olabilir mi? İnsan kendi yolunun bir yerinden sonra ıssızlığı tercih eder mi? Kendi sesini duyabilmek, kendi coğrafyasını keşfedebilmek üzere biraz kalabalıklardan ve düzenin kargaşasından uzak olmayı istemek midir sebep?  

 

****

 

“Vazgeçişin Loş Kuytusu”

Görsel sonucu

 

Çok sevdim bu ifadeyi. Ben onu bir kitap tanıtımında buldum: “Modern hayatın cazibesine, başarma arzusuna, çabasına karşılık vazgeçişin loş kuytusu” diyordu. Kitaptan bahsetmeyeceğim, zira ben de okumadım; bana bu cümle tek başına çok şey söyledi. Bunun üzerine düşünmeye başladım.

Bana Murakami kahramanlarını düşündürdü öncelikle, benim çok sevdiğim o kahramanları. İç dünyalarında yaşayan; sakin, küçük hayatlar sürerken, mucizelerle buluşan; beklentisizliğin güvenli kozasında olsalar da, sürprizlerin getirdiklerinden korkmayan ve cesaretle önlerine çıkanı yaşamaktan çekinmeyen kahramanlar. Loş kuytuda olmayı seçen ama yine de hayattan kaçmayan. Modern hayatın dayatmalarına takılmayan ama kendi yollarının getirdiklerini buyur etmede cömert olan. Metropolde de yaşasa kendi küçük adasının sınırlarını çizmeyi bilen ve bunu doğallıkla yapan. Güçsüzmüş gibi görünen ama sadeliğinin içinde kendi dünyasından beslenen.

Sonra Sabahattin Ali’nin Kürk Mantolu Madonna’sının Raif Efendi’si geldi aklıma. Edebiyatımızın bana göre en özgün karakterlerinden biri olan Raif Efendi’yi ve onun vazgeçişindeki marazi ama büyülü derinliği düşündüm. O da o kuytuda bulmuştu nefes alacak gücü. Hayatını ancak o kuytuda sürdürebilmişti. Hayatının bir döneminde yaşadığı “boyutu”, şimdi’den yalıtarak korumayı ve ona sığınarak yaşamayı seçmişti. Psikologların hiç önerdiği bir durum değil şüphesiz, ama bu sayede ölümsüz bir kahraman olabilmişti; edebiyat yoluyla olsa da. Bizi başka bir zenginlikle tanıştırmıştı bu vazgeçişiyle.

Ve Kafka’nın eliyle hayat bulanlar izledi Raif Efendi’yi, kafamdaki geçitte. Hayatın pırıltısına kapılmak bir yana, onu izlemekten dahi yorgun düşen, kendini vazgeçişin loş kuytusunda var edebilen; bize insanın kırılgan ruhunu, kendiyle yüzleşmenin şiddetini yansıtanlar. Dışarıda akan giden gündelik hayatın coşkusundan, parlaklığından, toy neşesinden uzak durarak hayatla baş edebilenler ya da edemeyenler. Onlar da hayatı sorgulamamıza vesile olabildilerse şayet, bu vazgeçişlerini izlememiz sayesindedir. Bu vazgeçişler, başka toprakların keşfidir bir yandan.

Vazgeçişin cazibesi nerden geliyor acaba? Güneşli havalardan, parlak ışıklardan, pırıltılı hayatlardan uzak olmayı seçmek bir zamanlama meselesi olabilir mi? İnsan kendi yolunun bir yerinden sonra ıssızlığı tercih eder mi? Kendi sesini duyabilmek, kendi coğrafyasını keşfedebilmek üzere biraz kalabalıklardan ve düzenin kargaşasından uzak olmayı istemek midir sebep?  

Yoksa bu bir varoluş meselesi midir? Hayatı daha en başından anayoldan gitmeyerek yaşamayı tercih edenler de vardır zira. Kendilerine patikalar bulurlar; bazen de açarlar ama geniş otobana çıkan yolları gösteren tüm tabelaları es geçerler. Modern zamanların dayatmalarına bakmazlar. Vazgeçmeyi bir varoluş olarak yaşarlar. Alternatif bir yolculuğun mümkün olduğunu düşünürler, belki düşünmezler bile, öylece yürürler. Bize de gösterirler. Göstermek üzere yapmasalar da.  

Modern zamanlarda, vazgeçmenin loş kuytusu kime ne ifade eder bilemiyorum. Tüm dünya birbirinin hayatının içine bu kadar girmişken, oyundan çıkmak veya bu oyunda olmamayı seçmek yani vazgeçmek öyle zor ki... O loş kuytu, hanidir imkansız bir gezegen. Belki imkansız oldukça ütopik hale de geliyor. Tercihini böyle ortaya koyabilmek, modern hayatın cazibesine ve başarma arzusuna karşı durabilmek şimdinin dervişi olmakla eş değer. Şüphesiz etrafımızda Raif efendiler var ve biz onları onlar böyle istediği için görmüyor, fark etmiyoruz. Ama onlarsız eksik kalıyoruz; bu da vazgeçenlerin bize vebali olsun.

 

Meltem GÜRLER

12.12.2018

 

Son Güncelleme Tarihi: 12 Aralık 2018 17:04

 

Bu yazıyı Facebook'ta paylaşabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaş
0
Yorumlar
Uyarı

Yorum yazabilmek için üye olmalı ve oturum açmalısınız.

Eğer sitemize üye değilseniz buraya tıklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eğer üye iseniz oturum açmak için buraya tıklayın.