“NAMUS”

26 Mart 2022 16:47 / 675 kez okundu!

 

 

"Bir erkek ne kadar zayıfsa bir vehim olarak güç diye 'erkeklik'ine o kadar sığınıyor. Şiddet, hakaret, baskı, öldürme, taciz, tecavüz vs de bu zayıflığın şiddetince dozu artan artçılar..."

 

***

"NAMUS"

'Dying for love' diye bir tv serisi izliyordum. Ortadoğu erkeklerinin kızlarıyla ilgili hissettiği mutlak mülkiyet duygusunun temelinde kendi erkekliklerine yönelmiş şüphenin bertarafıyla ilişkili bi duygu da var. Kızının, karısının toplumca meşru bulunmayan herhangi bir ilişki formunda bulunmasını öldürmekle cezalandıran erkeğin temel dinamiklerinden biri de başka alanlarda tanınmayan, onurlandırılmayan kimliklerini, en ilkel kimliği olan cinsiyetine özgülenen şiddetle telafi etmek. Diğer kimlikleri ne kadar noksan, zayıfsa bu ilkel benliğin ateşi öyle harlı oluyor. Özellikle modern, global dünyada bir safa konuşlanamamış erkek için 'namus' başlığında güdümlü eylemler öylesine cüretkar ki...

Cinsiyet kimliğinin sosyal, toplumsal ilişkilerde bu kadar öncül, önemli, esaslı olması cinsellikle soğurulmamış bir enerjiye de karine. Cinsellik deneyimleri, cinsiyete yüklenen rollerin nötralize olmasını sağlar nitekim. Cinselliğin bir tabu olduğu toplumlarda cinsiyete özgülenen davranış normlarının (erkekler için tahakküm, mülkiyet, şiddet/ kadınlarda itaat, adanma vs) daralması, sivrilmesi, keskinleşmesi kaçınılmaz hülasa.

 Makale paragraflarına girizgah gibi sıraladım ama mesele şu.. Bir erkek ne kadar zayıfsa bir vehim olarak güç diye 'erkeklik'ine o kadar sığınıyor. Şiddet, hakaret, baskı, öldürme, taciz, tecavüz vs de bu zayıflığın şiddetince dozu artan artçılar... 12/08/2019

Merve Cemre GÜLER

 

Bu yazıyı Facebook'ta paylaşabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaş
0
Yorumlar
Uyarı

Yorum yazabilmek için üye olmalı ve oturum açmalısınız.

Eğer sitemize üye değilseniz buraya tıklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eğer üye iseniz oturum açmak için buraya tıklayın.