'Kozmik Oda' Edirne'de, Erzincan'da, Selendi'de…
11 Ocak 2010 02:27 / 2291 kez okundu!
Öğrendik ki “Kozmik oda/odalar” var. “Büyük ve gizli sırlar” var orada. Bir hakim “gizli sırlar odası”nda arama yapıyor. Milletin bir kısmı oradan ne çıkacak diye bekliyor. Bekleyen beklesin. Ama “kozmik odanın adamları” beklemiyor ve aşikâre görev icra ediyor. Nerede ve nasıl mı icra-i sanat eylemekteler?
Bakın Edirne’ye, iyi bakın! Bakın Erzincan’a, Kars’a, Selendi’ye. İyi bakın. Yaşananın arkasını görmeye çalışarak bakın. İzmir Üçyol’daki yol kesme ve taş yağmuruna tutma eyleminden itibaren bakın, silsileyi izleyin. Bu eylemler silsilesinde 6-7 Eylül olaylarının, Maraş katliamın, Sivas yangınının vb gölgesini göreceksiniz.
Hem provakasyon hem de psikolojik savaş var ortada. Gazeteler “Göstericilerle halk birbirine girdi” diye yazıyor. Amaçları tam da bunu yazdırmak! Hayır, arkadaşlar; halk durduk yerde basın açıklaması yapan –hele “ABD karşıtı bir açıklama yapan ve biz PKK lı değiliz” diyen- bir gruba saldırmaz, saldıramaz! Organize olmayan hiçbir kalabalık saldıramaz! O grubun açıklamasını okuyan kadına tekme tokat girişip yerlerde sürümez. “Halk kılıklı” hazır kıta bekleyen görevliler, vur deyince vuruyor, dur deyince duruyor. “Halkla göstericilerin birbirine girdiği” yönündeki haber yalandır. “Arkadaşlarının tutuklanmasını protesto eden bir grup var – bu grubu beğenirsiniz beğenmezsiniz önemli değil- bu grubu tecrit etmek isteyen, boğmak isteyen ve eylemlerini demokrasi dışı yöntemlerle bastırmak isteyen kozmik oda anlayışı var” ortada.
Açıklama yapan grubu Edirne’ye sokmamak için nöbet bekleyen polis, o gün ortalıkta neden görünmez? Neden gene “fena halde milliyetçiler”- ülkücüler bu “para-militer” örgütün “sokak gücü” durumundalar? Hani 12 Eylül darbesi öncesinde “kullanıldıkları” için “uyanmışlardı” bunlar?
Ne demişti kozmik oda sorumlusu bir general: “6-7 Eylül de bir özel harp işidir. Muhteşem bir örgütlenmeydi. Amacına da ulaştı.”[1] 1 Mayıs 1977, Çorum katliamı, Sivas yangını, Maraş mezalimi ve diğerleri de “özel harp işi” değil miydi Paşa? Şimdi Edirne, Erzincan, Kars ve Selendi’de yaşananlar da kozmik oda işi mi? Edirne’de basın açıklamasını okuyan kadının karşısına gelip “Artık yeter” ikazı yapan adam kimdi? “O adam”ın o teşkilat içinde hızla yükseleceğinden ve “devlet liyakat nişanı” alacağından hiç kuşkum yok.
Bu çok tehlikeli bir sürecin başlatıldığını mı gösteriyor ne? Benim aklım çok ermiyor. Fakat gençliğimdeki anti-faşist mücadeleye karşı aynen bugün yaşananlar gibi pusular kurulmuş, provakasyonlar yapılmıştı. 12 Mart’tan hemen sonra hazır bekleyen “kozmik oda görevlileri”, görevlerini (provakasyon, suikast, kundaklama, her türlü saldırı, kışkırtma yaparak) yapmaya başlamışlardı. Şimdi her türlü demokratik açıklama ve gösteri etkinlikleri, yine “linççi halkın milliyetçi saldırılarıyla” bertaraf edilme süreci mi başladı? Bu soru sizin de aklınıza geliyor mu? Yoksa ben gereksiz vehim içinde miyim?
Bu düzenin/sistemin esas sahipleri yönetme krizi mi yaşıyorlar? Ülkenin sorunlarını çözemiyorlar. Zaten de çözemeyecekler. Çünkü neo liberal model tükendi. “Piyasanın sihirli eli” filan yokmuş. Satıp savmakla da kaynak maynak yaratılamadığını herkes gördü. İşsizlik, yoksulluk, yolsuzluk, geçim sıkıntısı artıyor. Kürt sorunu çözülemiyor. Demokratikleşmeyi AB’ye girmeye endekslediler ve AB “20 yıl daha kapısında bekleteceğini” söylüyor. Ellerinde başka alternatif bir model de yok! Özgüvenli ve haysiyetli burjuvaya da hasretiz.
Bir bütün olarak düzen mağdurları bir tarafta, düzenin nimetlerini semirenler öte tarafta olacak şekilde, Türkiye toplumunun saflaşması yerine; işsizleşerek lumpenleşen, çaresizleşen insanların şovenleştirilmesi ve faşizmin kitle tabanı haline getirilmesi çabası hız mı kazandı? “Milli kriz”in gereği olarak mı “kozmik oda görevlileri” iş başında? Bu kriz sürecinin sonunda ülkenin siyasi hayatı nasıl şekillenecek acaba?
Ankara’da aranan kozmik odadan ne çıkacağını beklemeye gerek yok. Kozmik oda, anlayışıyla, görevlileriyle iş başında! Bakın, iyi bakın Edirne’ye…
Kozmik oda anlayışıyla hesaplaşmadan işimiz zor! Bu hesaplaşmayı da kozmik oda anlayışından muzdarip olan tüm mağdurlar, tüm ezilenler yapacaktır. Çünkü bizim “liberal burjuva”mız hiç olmadı.
Muammer Sakaryalı
10.01.2010
[1]Bu sözü, Gazeteci Fatih Güllapoğlu’na emekli orgeneral Sabri Yirmibeşoğlu söylemişti. http://www.sabah.com.tr/Yazarlar/ovur/2009/12/29/ kozmik oda’yı önemli kılan ne?