AÐRI DAÐINDAKÝ YERALTI ÞEHÝRLERÝ
22 Aðustos 2016 23:56 / 1620 kez okundu!
"Ermeniler ise Aðrý Daðý’na “Ararat” demektedirler. Ancak Türk Dil ve Tarih Kurumu tarafýndan yapýlan açýklamada ise “Ararat”’ýn Türkçe bir kelime olduðu ve bu ismin Türkler tarafýndan veriliði açýklanmýþtýr. Azerilerde ise daðýn adýnýn “Er arvat” yani “erkek gibi kadýn” anlamýnda olduðu daha sonra dönüþerek “Ararat” olduðu yönündedir. Hali hazýrda daðýn ismi Türkçede “Aðrý Daðý” Kürtçede “Grê Dað” Ermenicede “Ararat” diye geçmektedir."
*****
Aðrý Daðý’ndaki Yer Altý Þehirleri
Geçmiþten günümüze dilden dile beri gelen Aðrý Daðý’ndaki yer altý þehirleri hep merak konusu olmuþtur. Büyüklerimizden anlatýla gelenlere bakacak olursak bu þehirlerden birisinin tarihi Korhan þehrinin batýsýnda meteor çukuru civarýnda olduðudur.
Yer altý þehrini görenler anlatýyor
Araþtýrmacý Ekrem Tekce’nin aktardýklarýna göre Korhan yaylasýndaki yer altý þehrinin bulunma hikâyesi þu þekilde gerçekleþir. 1978 yýlýnýn sonbaharýnda Korhan'a ava giden üç avcýdan olan Güngörmez köyünden Ýbrahim Melek (D: 1942 Ö:1989), Halfeli beldesinden Bekir Sisko (D:1935 - Ö: 1989) ve Ferzende Daþtan (D:01.01.1940- Ö: 20.01.1982) yanlarýna av silahlarýný ve yörede Fino veya Zaðar denilen av köpeðini alarak Korhan yaylasýna avlanmaya giderler…
Meteor çukuruna az kala lav yýðýntýlarý arasýnda av köpeði gözden kaybolur. Birden bire ortadan kaybolan köpeði aramaya baþlarlar. Derken bir süre sonra izine rastlarlar. Bir lav yýðýntýsýnýn yamacýnda köpeðin bir taþýn altýný kazmaya baþladýðýný görürler. Köpeðin taþýn altýndan bir delik ortaya çýkardýðýný fark ederler. Üçü birlikte taþýn altýndan bir hayvan ininin olduðunu düþünerek taþý devirmeye karar verirler. Taþý devirdiklerinde dik bir þekilde içine inilebilecek bir delikle karþýlaþýrlar. Bu deliðin bir hayvan barýnaðý olamayacaðýný düþünerek içine girmeye karar verirler.
Medrese eðitimi görmüþ olan Ýbrahim Melek, Ýslami açýdan karanlýða kurþun sýkmanýn caiz olmayacaðýný söyleyince, silahlarýný kendileriyle götürmezler. Giriþte çok geniþ bir tünelle karþýlaþýrlar. Tünelde batýdan doðuya doðru ilerlerler. Giriþteki ilk bölümde yontulmuþ çam tomruklarýnýn üst üste yýðýlý olduðunu görürler. Tomruklarýn sayýlarý tahminen 250-300 adet kadardýr. Kuzey duvarý tarafýnda hep boþluk vardýr. Ýlerleyerek ikinci bölüme girerler. Bu bölümde üst üste yýðýlý ipekten halýlarla karþýlaþýrlar. (Ýspanya kralý tarafýndan Timur'a hediyeler vermek amacýyla Ýpek yolu üzerinden gönderilen elçi Clavijo, 1404 yýlýnda Korhan Kalesi'ne uðrar ve burada ipek üretiminden bahseder). Ellerini attýklarýnda parçalarý yere dökülür. Heyecanlarý doruktadýr ve ilerleyerek üçüncü bölüme girerler. Bu bölümde, güney duvarýnda lav kayalarý yontularak içine raflar yapýlmýþ ve raflara deri ciltli kitaplarýn yerleþtirilmiþ vaziyette olduðunu görürler. Ýbrahim Melek kuzey duvarýna el fenerini tutar ve yerde duvara dayalý duran eski bir tüfek ve kýlýç görür. Ýbrahim, yerde duran kýlýcý ve tüfeði almaya çalýþýr ve o esnada ileride karanlýkta bir hýrýltý sesi duyulur.
Ýbrahim Melek, feneri ileri doðru tuttuðunda, bir ayýnýn kendilerine doðru hýzla yaklaþtýðýný görürler. Ve geldikleri son nokta burasý olur. Canlarýný zor kurtararak dar delikten tek tek hiçbir þey alamadan dýþarý çýkarlar. Devirdikleri taþý tekrar deliðin üzerine koyarlar. Soluklandýktan sonra taþýn yanýna birkaç taþ üst üste koyarak yeri iþaretlerler. Yeri unutmamak için etrafa iyice bakarak hafýzalarýna alýrlar. Akþam olunca Iðdýr'a dönerler ve hazýrlýklý bir þekilde buluþmak üzere kararlaþýrlar. Derken ertesi gün þiddetli bir fýrtýna bastýrýr, kara kýþ baþlar ve plan bahara kalýr. Üç arkadaþ bahar mevsiminde, nasýl olsa iþaretledik dedikleri yere gitmek üzere yola düþerler. Bölgeye ulaþtýklarýnda her yer korunmuþ çayýrlar ve lav kayalýklarýyla kaplý araziyle karþý karþýya kalýrlar. Akþama kadar yýðdýklarý taþlarý ve deliði aramaya baþlarlar. Kýþýn kârý, baharýn yaðmuru, otlar ile muhtemel toprak ve taþ kaymalarý izleri silmiþtir. Nihayetinde girdikleri o gizemli yer altý þehrini bulamadan dönerler...
Araþtýrmacý Ekrem Tekce olayý vefat eden Ýbrahim Melek’in oðlu Ahmet Melek ile 29.09.2000 tarihinde yaptýðý görüþmede teyit ettirir. Ahmet Melek babasýnýn gördüklerini kendisine anlattýðýný belirterek durumu doðrular. Tekce, yer altý þehrinin varlýðýnýn gerçek olup olmadýðýný teyit etmek için baþka kaynaklardan da öðrendiðini kitabýnda belirtiyor. 14.12.2014’te Osman Karakýlýç ile Iðdýr’da yapýlan görüþmede Kendisinin 1985 yýllarýnda olayý yaþayanlardan Bekir Sisko ile görüþtüðünü ve Sisko'nun ayný olayý kendisine aktardýðýný belirtmektedir.
“Bir yer altý þehri daha var”
Aðrý Daðý, bölgesinin tarih boyunca sýk sýk lav patlamalarýna ve depremlere maruz kalmasý sebebiyle yörede yoðun olarak yer alan yerleþim yerlerini oldukça etkilemiþtir. Bahsedilen olaya benzer bir olayýn da Aðrý Daðý'nýn güney yamacýnda yer alan Doðubayazýt'a baðlý Örtülü köyü sýnýrlarýnda geçtiði anlatýlmaktadýr.
Yapýlan araþtýrmalarda; Gömük Köyü, Genco mevkisinde ve Korhan Baz Tepesi kale bölgesinde aðzý dar maðaralar þeklinde olup zemine basamaklarla inilen iki adet tarihi dokulu maðara olduðu sözlü kaynaklardan bilgi edinilmiþtir. 23.11.2014 tarihinde Çiçek Alar ile yapýlan görüþmede, Amcasý Mehmet Sýddýk ve babasý Hasan tarafýndan tahminen 1940 yýlýnda bu maðaraya götürüldüðünü söylemektedir. Günümüzde halen bu maðaralara inilmediði anlatýlmaktadýr. 14.12.2014’te Osman Karakýlýç ile yapýlan görüþmede 1978 yýlýnda kendisinin Korhan kalesi civarýnda çobanlýk yaptýðýný ve bu maðaraya doksan merdiven indiðini, korktuðu için geri çýktýðýný belirtiyor.
Lavlarýn ve yer sarsýntýlarýnýn da kaybolmalarýna zemin hazýrlayan bu yer altý yapýlarý gün yüzüne çýkarýlmayý beklemektedir. Bu þehirlerin gün yüzüne çýkarýlmasý elbette hem yöre halkýnýn ekonomisine hem ülkenin ekonomisine katký saðlayacaktýr. Dünya tarihi mirasýna mal olmayý bekleyen bu kalýntýlar gün yüzüne çýkarýlmasý için cesur arkeologlar, etkin araþtýrmacý tarihçiler, dirayet ve merak sahibi idareciler lazým…
Daðýn Adý Nedir?
Cumhuriyet dönemi ile birlikte Türkçede “Aðrý Daðý” denilen daða Kürtler “Grê Dað” demektedirler. Grê Dað Kürtçede kor tepesi, yanan tepe anlamýna gelmektedir. Kürtler günümüzde de daðý bu isimle adlandýrmaktadýrlar. “Grê dað”adý bir müddet Türkçede telaffuzun azizliðine uðramýþ ve bu isme binaen “Gridað” diyenlerde olmuþ. Kürtler küçük Aðrýya ise “Grê Bîçuk” küçük tepe demektedirler. “Grê” Kürtçede dað, tepe manasýndadýr. Daha eski tarihlerde yanardað iken ve sonrasýnda Kürtler bu daða “Agiri” de demiþlerdir. “Agiri” Kürtçede “ateþ daðý veya ateþten dað anlamýndadýr.
Ermeniler ise Aðrý Daðý’na “Ararat” demektedirler. Ancak Türk Dil ve Tarih Kurumu tarafýndan yapýlan açýklamada ise “Ararat”’ýn Türkçe bir kelime olduðu ve bu ismin Türkler tarafýndan veriliði açýklanmýþtýr. Azerilerde ise daðýn adýnýn “Er arvat” yani “erkek gibi kadýn” anlamýnda olduðu daha sonra dönüþerek “Ararat” olduðu yönündedir. Hali hazýrda daðýn ismi Türkçede “Aðrý Daðý” Kürtçede “Grê Dað” Ermenicede “Ararat” diye geçmektedir.
Turizme kazandýrmamýz lazým
Velhasýl bu daðý bir an önce bacasýz fabrika denilen turizme kazandýrmak hem ilimizin hem de ülkemizin menfaatine olacaktýr. Daðýn adýna gelince dünya hangi isimle tanýyor, biliyorsa bizde o ismi hem resmiyette hem de sosyal hayatta kullanalým derim. Daðýn tarihsel, inançsal, doða ve diðer yönleriyle tanýtýmý bizim çýkarýmýza olacaktýr.
Iðdýr’ýn kalkýnmasýný isteyen, Aðrý Daðýna sevdalý herkesi bu yönde çaba sarf etmeye çaðýrýyorum…
Murat Akkuþ