Kürt Mitolojisi - 1
14 Aðustos 2019 19:35 / 1539 kez okundu!
Kürt kültürünün temelinde, güneþ ve su var. Güneþ, Kürtlerin kolektif bilincinde ve kolektif sosyal pisikolojisinde çok önemli yer tutar. Bunun da nedeni yaþadýklarý coðrafyadýr. Kürtlerin, yaþadýðý topraklarýn iklimine ve uðraþlarýna bakýldýðýnda güneþin ve suyun belirleyici rolü hemen anlaþýlýr.
****
Kürt Mitolojisi - 1
Kürt kültürünün temelinde, güneþ ve su var. Güneþ, Kürtlerin kolektif bilincinde ve kolektif sosyal pisikolojisinde çok önemli yer tutar. Bunun da nedeni yaþadýklarý coðrafyadýr. Kürtlerin, yaþadýðý topraklarýn iklimine ve uðraþlarýna bakýldýðýnda güneþin ve suyun belirleyici rolü hemen anlaþýlýr.
Kürtlerin yaþadýðý coðrafyanýn, soðuk olmasýndan dolayý, halk bol yiyeceðe, sýcak barýnaklara ve hayvanlarý için verimli otlaklara ihtiyacý vardý. Bütün bu gereksinimlerinin karþýlanmasý için, güneþ ve su gereklidir. Bereketin bu iki unsuru olmadan, zengin bir yaþamýn olmayacaðýný günlük yaþamlarýndaki deneyimlerinden çýkaran Kürtler, hem güneþi hem de suyu yararlýlýklarýndan dolayý kutsamýþlar, tanrýlaþtýrmýþlar ve güneþ ve suya bütün yaþamýn ve canlýlýðýn kaynaðý olarak bakmýþlar. Güneþin doðuþu, yeni bir günün baþladýðýný müjdelerken, sevinçin ve umutlarýn kaynaðý olmuþ. Ýnsanlar, güneþ enerjisinin yaratýcý özelliklerini, belki bilimsel verilerle açýklama bilgilerinden yoksundular ama, deneyimleri onlara güneþin yaratýcýlýðýný öðretmiþti.
Kürt Mitolojisinde, güneþ tanrýsý MÝTRA su tanrýsý ise güzelliði ile ünlü ANAHÝTA'dýr. Güneþ, Zerdüþt dininde de önemli bir yer tutar. Ahura Mazda’nýn özelliklerinde sayýlan yaratýcý güç Vohumanah (Ameþa Spenta-Ölmez Azizler) dünyaya mutluluk veren güneþin ýþýðýdýr.
Ateþ Kültürü,
Kürtlerin, ateþi kutsal bir varlýk olarak görmelerinin tarihi temeli, Medleri oluþturan kabilelerden biri olan magalarýn, eski dini olan Magilikten kaynaklanmaktadýr. Magalar, diðer dinlerde olduðu gibi, tanrýya kayýtsýz þartsýz teslim olma sözkonusu deðildi. Magalar, yaptýklarý sihirlerle (MAGÝ) tanrýlarý etkiliyeceklerini düþünüyorlardý. Bundan dolayý yaþam için gerekli olan aydýnlýða ve ýsýya kavuþmalarý için, ateþler yakarak güneþi taklit ederlerdi. Böylece, tanrýlarý etkiliyerek, güneþin sürekli doðmasýný saðlýyacaklarýný ve arzuladýklarý sonuca ulaþacaklarýný sanýyorlardý. Bundan dolayý ateþ, sürekli yanardý. Zerdüþt, ekonomik ve sosyal koþullarýn zorlamsý sonucu ari dinlerini, yeniden günün ihtiyaclarýna göre düzenlemeye baþladýðýnda, eski dinleri tamamiyle dýþlamamýþ, zamanýn koþullarýna göre yararlý olan bazý özelliklerini yeni dine aktarmýþtýr. Ateþin güzelliklerini Mazdaizme entegre etmiþ ve Ahura Mazdayý, ýþýk ve ateþin tanrýsý olarak nitelemiþtir. Ateþ kulelerinde, sürekli ateþler yanar. Ateþ kulelerinde yanan ateþe dokunulmaz ve kirletilmezdi. Ateþin sürekli yanmasýný saðlayan kiþi, ateþi nefesi ile kirletmemek için ellerinde eldiven, aðzýný kapattýðý bir peçe bulunurdu.
Kürtlerin ateþi kutsamalarý iki ana nedenden kaynaklanýr.
1- Güneþin, yeryüzündeki simgesi oluþu
2- Günlük yaþamdan kaynaklanan kullaným deðeri (ýsýnma-ýþýðýndan faydalanma) ve temizliðin, bilgeliðin sembolü ve kötülükleri ortadan kaldýran niteliklere sahip olmasýndan dolayý. Ýnsanlar, ateþi çeþitli sebeplerden dolayý yakarlardý.
A- Dönemsel ateþler: Her yýl, ayný günde yakýlan ateþler (Newroz). Hayvancýlýk ve tarým, yaþamýn temelini oluþturduðu için, mevsimler, Kürt yaþamýnda önemli bir yer tutar. Bahar mevsimi, diðer mevsimlere göre bir ayrýcalýða sahip. Doða yeniden canlanýyor. Ýnsanlar karanlýktan kurtuluyor. Kýþýn, yokluklarýna karþýn topraða bereket düþüyor. Ýnsanlar baharý kutlamak ve ona hoþ geldin demek için büyük ateþler yakarlarladý.
B- Kurban olarak: Zerdüþt dininden kaynaklanan bir düþünce. Zerdüþte göre, kurban kesmek müsriflik sayýldýðýndan, dini ayinlerde, hayvanlar kurban edilmez, onun yerine ateþler yakýlýrdý. Bu davranýþ, hayvancýlýðýn baþlýca geçim kaynaðý olduðu dönemde Ýç Anadolu Kürtleri tarafýnda uygulanýrdý. Ýç Anadolu Kürtleri, büyük sürülere sahip olmalarýna raðmen, Ýslam dininin öngördüðü kurallarýn dýþýnda, kendi özel zevkleri için hayvan kesmezlerdi.
C- Özel günlerde yakýlan ateþler: Özel günlerde yakýlan ateþ, bereket getirmesi ve kötülükleri savmasý için yakýlýr ve insanlar alevlerin üzerinde atlarlardý. Ýnsanlar, yakýlan ateþlerin alevlerinin üzerinden fenalýklardan korunmak, mutlu, saðlýklý bir hayat ve günahlarýndan arýnmak için atlarlardý. Ýç Anadolu Kürtleri arasýnda düðünlerde sin sin ateþi yakmak ve üzerinden atlamak, çok sýkça rastlanýlýrdý. Ama son yýllarda bu gelenek tam deðilse de, terk edilmiþ görülüyor. Günümüzde hemen hemen kitlesel olarak ateþ, sadece Newrozlarda (21 Mart) yakýlýyor. Halbuki, düðünlerde yakýlan ateþ, düðünlere ayrý bir heyacan ve güzellik katardý. Üç etek giymiþ kýzlar, kadýnlar ve gelinler sin sin ateþinin etrafýnda halay çekerlerdi. Gecenin karanlýðýný, ateþin alevleri ve rengarenk elbiseler süslerdi. Ýnsanlar topluca ateþin üzerinden atlar, türkü söylerlerdi. Yakýn zamanlara kadar, Ýç Anadolu Krtleri ateþi su ile söndürmek güneþten feragat etme anlamýna geleceðinden, ateþi kendi kendine sönmeye terk edilirdi.
Kültürümüzü ve kimliðimizi anlamak, tarihimize süreklilik kazandýrmak, kültürel birliðimizi oluþturmak ve kültürümüzün diðer kültürlerden farklýlýklarýný anlamak için, kültür deðerlerimize sahip çýkmak, tarihi bir görevdir. Özellikle de, asimilasyonun canavarlaþtýðý günümüzde, kültür mirasýmýza sahip çýkmak, bizi yabancýlaþmaktan, köksüzlükten, dengesiz davranýþlardan kurtarýr ve asimilasyona karþý güçlü kýlar.
Ýnsanlar her þeyden önce ortaya çýktýklarý toplumsal ve kültürel ortamýn ürünüdürler. Bu nedenle insanlýðýn uygarlýða geçmesiyle birlikte ortaya çýkan mitolojiler de, o dönemin üretim iliþkileri, gelenek ve görenek, inanç gibi kültürel yapýlanmasýyla ilgilidir. Bu nedenle uygarlýðýn geliþimini ve mitolojileri tanrý ve tanrýçalarla, krallar arasýndaki efsanevi olaylar bir de, efsanevi kahramanlara ait öyküler oluþturur. Kürt mitolojisinde Kürt kralý Nemrut ile Hz. Ýbrahim efsanesi, Nuh tufaný, Gýlgamýþ, Demirci Kawa gibi mitoslarla ilgili anlatýlar bulunur.
Batýlý bir çok araþtýrmacý ve yazar tarafýndan yazýlmýþ olan eserlerde tarihin ekonomik, sosyal ve siyasi geliþmelerin, insanlýðýn ilk yerleþim yeri olan Mezopotamya’da temellerinin atýldýðý ve sonralarý çevre halklara giderek dünyaya yayýldýðý yönünde. Kürt halkýnýn öncüleri Guti’lerin bugünkü torunlarý Kürtler, atalarýndan aldýðý güneþ sevgisi ve mitolojide çok önemli yer tutan tufan efsanesi de Cudi daðýnda noktalanýrken Mezopotamya’ya yerleþmiþ Hurriler, kültür ve sanat etkinliklerini Anadolu toplumuna, özellikle Mitanilerin Anadolu’yu Mezopotamya ülkesine baðlayan uygarlýk alýþveriþinde inanç kaynaþmalarýnda aracýlýk ederlerdi. Gutiler ve onlarýn devamý olan Huriler, Mitaniler, Urartular, Medler bu çabanýn yaratýcýlarýdýr.
Çok eski çaðlarda insanlarý yok etmek amacý ile tanrý tarafýndan büyük bir tufan yapýldýðý hikayesinin yalnýz kutsal kitap Tevrat’ ta yazýlý olduðu bilinirdi ancak geçen yüzyýl içinde yapýlan kazýlarda çýkan Asur kralý Asurbanipal’ýn kütüphanesi içinde bir tablette de ayný hikaye okununca büyük bir þaþkýnlýk yaþanmýþ ve bu inanç kökünden sarsýlmýþtýr. Gýlgamýþ destanýnýn son kýsmýný oluþturan bu hikaye ölümsüzlüðü arayan Gýlgamýþ’a tufandan kurtulup tanrýlar tarafýndan ölümsüzlük verilen Utnapiþtim (Nuh) tarafýndan anlatýlmýþtýr. Bu araþtýrmalarýn en heyecan uyandýran sonuçlarý Filistin’de deðil, Mezopotamya’daki kazýlardan gelmiþ olmasýdýr. (Muazzez Ýlmiye Çýð)
Ünlü araþtýrmacý tarihçi B. Hrozny’nin bilgilendirdiði kadarýyla, Yukarý Mezopotamya’dan Hindistan’a daha çok tanrý ve tanrýçalar ihraç edildi. Yunanistan da dahil Anadolu’yu etkileyen Yukarý Mezopotamya uygarlýðýdýr. Araþtýrmalar ilerledikçe Anadolu uygarlýklarýnýn tümünde ve özellikle Hititler’de varolduðu saptanan mitos ve rituslarýn çoðunun yukarý Mezopotamya halklarýndan Hurilere ait inançlardan ve bu inançlara baðlý efsanelerden oluþtuðu anlaþýlýyor.
Babil mitolojisinde belirtildiði gibi ilk yaratýlan insanýn isminin “Lulu” olduðu belirtilir. Bu isim geçmiþten beri Zagroz daðlarýnýn orta kesiminde yaþamakta olan ve dünyanýn en eski devletini “Kammasi” adlý krallarýnýn egemenliði altýnda kuran bir Kürt aþiretinin adýdýr. Gýlgamýþýn atasý ve Tufan’ýn baþ aktörü Sümerli Zisudra’nýn, Babil karþýtý Utnapiþtim (Nuh) efsanelerde Nuh peygamber kral olarak geçer.
Mitolojide önemli yer tutan ay tanrýsý Sin, Fýrat üzerinde dolaþtýðýnda bu nehrin suya doyduðu yazýlmýþtýr. Yazýtlarda Harran da Sin’in yeryüzündeki vatanýydý. Fýrat ve Harran’ý, Sin seçmiþti kendisine. Bilindiði gibi Sin’in ünlü mabedinin kalýntýlarý da Harran ovasýnda bulunmuþtur. Ahdi Atik’in cennetinin Van gölü kýyýsýndaki Aden’de yer almasý bu cennetten çýkan iki ýrmaðýn Dicle ve Fýrat oluþu, Babil’deki kuleden dört kartalýn kanatlarý ile gökyüzüne çýkýp efsanevi Kürt kralý Nemrut’un tanrýyla savaþmasý insanlýk tarihinin bu yörelerde Mezopotamya’da baþladýðýnýn açýk bir kanýtýdýr.
Kürtler’de su ve ateþin kutsallýðý
Ateþ kültü, Kürt mitolojisinin ürünü olarak görüldüðü gibi, kendinden sonraki inanç sistemlerini fazlasý ile etkiler.
Newroz efsanesinin de, Avesta ile çok sýký bir iliþkisi vardýr. Bunun yaný sýra Newroz’un en önemli figürü olan ateþ dinlerin önemli bir bölümünde kutsaldýr. Zerdüþt dininde ateþ iyinin koruyucusu ve baðýmsýzlýktýr; ayný zamanda Kawa’nýn ateþi bizi ister istemez Dehaq’a karþý kazanýlan zaferin, ateþi yakýlarak mitolojide tanrýsal varlýk arasýnda bir bað olduðunu kanýtlar. Mezopotamya’ da çok önemli uygarlýklar kuran Sümerler tarafýndan 21 Mart’a anlam yüklenerek, baharda festival boyunca tabiatýn yeniden canlanýþý þerefine büyük ayinler, törenler organize edilir. Bereket tanrýsýnýn her yýl dünyayý canlandýrma ve yeniden doðuþu nedeniyle kutlamalarda bulunulur.
Sulara saygý gösterme ve kutsallýk verme geleneði Gutiler’den baþlayarak, tüm Kürt toplumlarýndan, aralýksýz günümüze dek sürmüþtür. Babil’de Hamurabi’nin çýkardýðý yasayla, “Þayet bir kimse, diðer bir kiþiyi kötülemiþ olur da, savýný kanýtlayamazsa, aleyhine suç isnat edilen kimse Fýrat nehrine gitmeli ve sulara dalmalýdýr. Eðer nehir onu alýrsa, dava eden o kiþinin evini alabilir. Ama Fýrat o kimseyi suçsuz olarak gösterir, sað býrakýrsa, kötülük isnat eden ölmeli nehre dalmýþ olan kimse kendisini kötüleyen kimsenin evini almalýdýr.”
Kürt uygarlýðýnda akan suyu kutsamak ve kurban sunma geleneði günümüzde de devam etmektedir. Kýrsal kesimde yaþayan Kürtler'de hala su içerken yere çömelinir ve sað elle baþ tutularak saygýlarýný göstererek sürdürürler.
Ancak Yukarý Mezopotamya’da çok tanrýlý dinler döneminde tanrý, kral, insan ve doða iliþkilerine mekan olmakla birlikte bilimin ve uygarlýðýn ana merkezi olmuþsa da, insanlýðýn tarihine ýþýk tutacak, bir çok bilinmeyen aydýnlatýlacak olan bulgular ve tarihi sitelerin sular altýnda býrakýlmasý, felaketinin yaný sýra Kürtlerin atalarý ile bilgiler de, bazý araþtýrmacý yazarlar ve tarihçiler tarafýndan tahrif edilmektedir.
Geçmiþ efsanelerin mistik ve felsefe tadýnda olmasýnýn bir nedeni de, yöre halkýnýn uygarlýktan bugüne mitolojik kültürüne ve inancýna sýký sýkýya baðlý oluþunun önemi büyüktür fakat bugüne kadar nelerin kendisine ait olduðunu bilmeden yaþamýþtýr. Bu büyük mirasýn köklülüðüne raðmen, zenginliðinin farkýnda olmadan yaþamasý varolan hazinelerin bir çoðunun yitip gitmesine de neden olmuþtur.
Bu durumda Kürt mitolojisinin tarihinin berraklaþmasý, Sümerler’in kökenini ve Mezopotamya’ya ne zaman ve nasýl geldikleri üzerine sorularýn yanýt bulmasýndadýr.
Kaynak: Dr. Cemþid Bender (1996) Kürt Mitolojisi-1
Murat AKKUÞ
13.08.2019, IÐDIR