Yorgun, Hüzünlü ve Karmaþýk Hisler...
26 Þubat 2017 16:14 / 1352 kez okundu!
Hava kapalý, evin içinde ruhsuz bir hayalet dolaþýyor. Tüm perdeler çekilmiþ, içerisi havasýz ve karanlýk. Tüylerimi diken diken eden bir üþüme var üzerimde. Karanlýkta okuyorum kitaplarý, korkuyorum...
Ýkinci kattan altýncý kata bir koþu çýkýp, çatýya ulaþýyorum. Çatalkayalar’a doðru bakýyorum. Ýçimden yaðmur yaðacak diyorum. Küçükken babam Çatalkayalar’ý gösterip “bak orada bulut varsa yaðmur yaðacak,” derdi. Ýçimdeki hüzün, kendini biraz olsun umuda, karanlýk ise az da olsa bir ýþýða býrakýyor. Seviniyorum yaðmurdan sonra açacak gökyüzüne ve göreceðim gökkuþaðýna düþüyor siluetim...
Geri dönüp çalýþma odama kapanýyorum. Aklýma, dün falýma bakan kadýn geliyor. Ürperiyorum. “Ölüm görüyorum” dedi. Heyecanla ve korkarak “Kim?” diyorum. Susuyor... Sonra beni ilk defa görmüþ gibi yüzüme bakýyor. “Ödüller, ödüller görüyorum. Kitaplar” diyor, “Ne zaman?” diyorum anlamsýz anlamsýz yüzümü süzüyor, gözleri kayýyor, korkuyorum. Birden hiddetle çýkýþýyor. “KÝMSÝN SEN!” Herkes bize bakýyor, içimden tekralýyorum “Kimim ben?” yüzü donuklaþýyor. Aðlamaya baþlýyor. Diðer masalardan kalkan falcýlar onu yanýmdan alýp uzaklaþtýrýyorlar. Bana gitmemi söylüyorlar. Ben dýþarý çýkarken baðýrarak son bir cümle söylüyor. “Kitaplar, malikane, yalnýz öleceksin...” sonra sesi gibi kendi de kayboluyor.
Yalnýzlýðým bir hayalet gibi evin içinde dolaþýyor. Yazdýðým kitaplarý üst üste koyuyorum. Hava, yaðmur bulutlarý yüzünden iyice karardý. “Birazdan gök aþaðýya inecek.” Annem çok yaðmur yaðdýðý zaman hep böyle derdi. “Gök aþaðýya indi.”
Yaðmur baþlýyor. Ama ne yaðmur; saðnak ve gökgürültülü. Ýnsanlar sokakta koþuþturmaya baþlýyor. Dýþarýya balkonun köþesinde yere oturuyorum. Yaðmur sanki sadece benim üstüme yaðýyor. Balkon demirlerinden aþaðýya sallýyorum ayaklarýmý, paçalarýmdan aþaðýya binalarýn borularýndan dökülen sular gibi yaðmur suyu akýyor. Nedenini bilmiyorum aþaðýdaki kasap kocaman bir kova koyup paçalarýmdan akan sularý topluyor. Sadece ümit ediyorum... Tüm korkularýmýn, hüzünlerimin, mutsuzluðumun bu suyla paçalarýmdan akýp gitmesini... Mutlu anlarým olmuþtur elbette, hay aksi bir türlü hatýrlayamýyorum.
Yorgun ve karanlýk bir sabaha uyandým. Mutsuzluðum; buz gibi odanýn, soðuk duvarlarýn, radyodaki aklýma ölü insan kokusunu getiren müziðin suçu olabilir. Etrafýmdaki insanlarýn sanki gerçek deðil. Toplu iðne batýrsam bir damla kaný akmayacak gibi soluk duruyorlar. Zaten sonra hepsi kayboluyorlar. Gülüyorum, sanýrým deliriyorum. Bu koca malikanede benden baþka yaþayan yok.
Kitap okumaya devam ediyorum. Her þey o kadar ince ayrýntýsýna kadar yazýlmýþ ki, okurken tasvirlerin içinde kayboluyorsunuz. Ýç dünyasý karmaþýk ve bir o kadar da karamsar hikayeler sizi karanlýðýn ve soðuðun dibine çekiyor. Þimdi korkmuyorum. Ýlginç bir cesaretle okumaya devam ediyorum. Hikayenin beni götüreceði yeri merak ediyorum.
Hikaye bitiyor. Oysa hikayenin umarým bitmez dediðim yerindeydim. Her güzel þey gibi bu da bitti.
Dostluklar devam ettiði sürece hep yeni baþlangýçlar olacaktýr.
Kapý çalýnýyor, Çok sevdiðim dostum elinde son sayýsýný çýkardýðý dergiyle içeriye giriyor.
“Nasýlsýn?” diyor.
“Dostum, sonbaharýn bitiþi hep hüzünlendirmiþtir beni. Kýþ, olabildiðince sert ve acýmasýzca kalbimin duvarýný sertleþtirirken, erken çöken karanlýðýn depresif durumlarý kanýma karýþýyor. Ýþte o zaman kendimi Aslý Erdoðan'ýn “Taþ Bina ve Diðerleri” öyküsünden çýkmýþ bir karakter gibi yorgun, hüzünlü ve karmaþýk hissediyorum.”
Ýyi okumalar,
Murat ÞAHÝN
26.02.2017
Son Güncelleme Tarihi: 28 Þubat 2017 13:18