BİR GECE ANSIZIN
29 Şubat 2020 00:19 / 4631 kez okundu!
"Bundan böyle, ne yaprak, ne çiçek...
Alıcı kuş işte tam bu çatala bir daha kalkmamak üzere yuvalanır.
Artık annenin yüreği sonuna kadar o alıcı kuşun ağırlığı altında çarpacaktır.
Bir gece ansızın...
33 annenin yüreğinin çatalına, 33 alıcı kuş yuvalandı.
33 annenin yüreği alıcı kuşların ağırlığı altında çarpacak bundan böyle..."
****
BİR GECE ANSIZIN..!
Yoksul bir bir gecekondu mahallesinde, sıvasız, badanasız bir gecekonduda oturan bir anneysen...
Üstüne bir de askerde oğlun varsa...
Daha bir ay önce, "Anne bizi çatışma bölgesine gönderiyorlar, haberin olsun. Gidip de gelmemek var. Hakkını helal et şimdiden..." diye haber yollamışsa...
Siyah bir alıcı kuş konuverir yüreğinin o kırılgan dallarına.
Gözleri karanlık saçan, iri, koca pençeli bir kuş...
Anne, ne dizi ne de yemek programlarına bakamaz olmuştur.
Haberleri izler, her saat başı ürkek bir serçe gibi çırpınan yüreğiyle.
Yüksek perdeden bir ses, "Şehitler tepesi boş kalmayacaaak" der,
Ağırlığı artar annenin yüreğindeki alıcı kuşun.
Yüreğinin o incecik dalları çatırdar, kırılacak gibi olur.
Sonra başka bir ses, "savaş çözüm değil, görüşmek, anlaşmak lazım" gibisinden yüreğine su serpen bir şeyler söyler. Umutlanır, alıcı kuş havalanır gibi olur.
Hafifler yüreğinin o narin dalları.
Ama ertesi akşam "Bir gece ansızııın..." diye yine yüksek perdeden, o tanıdık, hükümran ses yükselir, eski model, tüplü televizyonun cırıltılı hoparlöründen...
Aniden o gözleri karanlık saçan, kapkara alıcı kuş, kocaman gövdesinin bütün ağırlığıyla abanır yüreğinin kırılgan dallarına...
Sürekli örselenir, alıcı kuşun o kırılgan dallarına konup kalktığı narin yüreği annenin.
İşte böyle yaşar o yoksul mahallenin, yoksul gecekondusunun yoksul annesi.
Alıcı kuşla koyun koyuna....
Savamaz bir türlü başından.
Derken...
Bir gece ansızın, o yoksul evin kapısında, plakaları renkli arabalar durur.
İçinden siyah, yeşil elbiseli insanlar iner.
Komutan haberi nasıl vereceğini, neler söyleyeceğini düşünmektedir derin bir iç sıkıntısıyla...
Oysa hiç düşünmesine, daha doğrusu bir şeyler söylemesine gerek yoktur.
Kapı ziline herkesten önce koşan anne kapıda komutanı görünce, anlamıştır zaten olan biteni...
Avazı çıktığınca bağırarak sarılır komutana.
Sesinde acı, çaresizlik, öfke, isyan vardır.
Buna içindeki alıcı kuşun çığlığı da eklenir.
Alıcı kuş çığlık çığlığa çırparak kanatlarını,
annenin yaralı yüreğinin narin dallarının hepsini
insafsızca kırar.
Artık annenin yüreğinin tüm dalları kırılmış, kuru bir ağaç gibi sadece gövdesi ve çatalı kalmıştır.
Bundan böyle, ne yaprak, ne çiçek...
Alıcı kuş işte tam bu çatala bir daha kalkmamak üzere yuvalanır.
Artık annenin yüreği sonuna kadar o alıcı kuşun ağırlığı altında çarpacaktır.
Bir gece ansızın...
33 annenin yüreğinin çatalına, 33 alıcı kuş yuvalandı.
33 annenin yüreği alıcı kuşların ağırlığı altında çarpacak bundan böyle...
Nadi ÖZTÜFEKÇİ