CHP KURULTAY KURULTAY KAN KAYBEDERKEN
06 Şubat 2018 14:33 / 1149 kez okundu!
"Muharrem İnce'nin adaylık için gerekli imzaların bir kısmının mükerrer olması, koca bir kongreye damgasını vurdu.
Bu sadece CHP'nin beceriksiz, bölünmüş bir görüntü vermesine neden olmadı.
CHP'nin hatta belki de Hayır Cephesinin cumhurbaşkanı adayı olabilecek Yılmaz Büyükerşen'in de fazlasıyla yıpranmasına neden oldu.
Halk Tv'nin yorumcuları, Yılmaz Büyükerşen'i günah keçisi ilan edince de bu yıpranma ikiye katlandı."
*****
CHP KURULTAY KURULTAY KAN KAYBEDERKEN..!
Aşağıdaki yazıyı, "CHP'den zaten bir şey çıkmaz" mealinde geyik muhabbetlerine meze olsun diye yazmıyorum.
Benim için önemli olan Hayır Cephesi ve bu cephenin ana gövdesi olabilecek tabanıdır.
Yani CHP'den bir şeyler çıkarmaya çalışmıyorum.
Bütün bu olup bitenleri Hayır Cephesinin -sonsuzluk anlamında değil ama- en azından gerekli süre için bekası açısından izliyorum.
Normalde siyasi partilerin kurultayları, onlara, ilgiyi kendisine çekme ve propaganda yapma fırsatı verir.
Genelde kurultay ya da kongrelerden güç ve moral tazelemiş olarak çıkarlar.
Ama CHP'nin son günlerdeki iki kurultayı CHP'nin yıpranması ile sonuçlandı.
İstanbul İl Kongresi, Cumhurbaşkanının özel ilgisine mazhar olmuş, CHP'yi yıpratmak için fırsat olarak değerlendirilmişti.
CHP'nin Genel Kurultayı da CHP açısından bir demokrasi şenliğine dönüşeceği yerde adeta bir anjiyo operasyonu geçirmişcesine yıpratıcı oldu.
Muharrem İnce'nin Kurultay konuşmasını YouTube arşivinden bir daha izledim.
Kılıçdaroğlu'nun konuşmasını izlememe gerek yoktu meclis toplantılarındaki konuşmalarından farkı yoktu zaten.
Muharrem İnce'nin konuşmasını canlı olarak izlerken bir iki nokta dikkatimi çekti.
İnce bir yandan, CHP içindeki HDP'ye daha yakın durulmasını isteyen kesime şirin gözükmeye çalışıyordu.
Diğer yandan da "Mustafa Kemal'in Askerleriyiz" sloganının tartışılmasına duyulan tepkiyi de tahsil etmeye çalışıyordu.
Oysa Mustafa Kemal'in Askerleriyiz" sloganını tartışmaya açanlar, aynı zamanda HDP'ye daha yakın durulmasını savunanlardı.
Yani ortada temel ilkeler çerçevesinde bir genel başkanlık mücadelesi falan yok.
Bildiğimiz post kavgası.
Muharrem İnce'nin konuşmasında bir ayrıntı daha ilgimi çekti
Diyor ki; "CHP'nin genel başkanı, doğal cumhurbaşkanı adayıdır, kaçamaz. Yok böyle bir şansı. 'Partiyi ben yöneteyim, ülkeyi başkası yönetsin.' O zaman koltukta niye oturacaksın?"
Anlaşılan İnce'nin gözü epeyi yukarılarda.
Partili bir cumhurbaşkanı olarak 16 Nisan anayasasının o olağanüstü yetkileriyle devleti de yönetmek istemekte.
O durumda kendisine sormak lazım. 16 Nisan referandumunda niye 'HAYIR' oyu verilmesi için çalıştın?
16 Nisan'da Hayır demek, aslında Anayasanın değiştirilerek getirilmek istenen, o ucube 'Cumhurbaşkanlığı-Hükümet Sistemi'ne de Hayır demek değil miydi?
Eğer CHP'nin ve Hayır Cephesinin Cumhurbaşkanı adayı seçildiğinde, değiştirilmiş Anayasanın kendisine tanıdığı diktatöryal hakları kullanarak ülkeyi yönetecekse, CHP dışındakiler niye oy versin?
Bu Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Hayır cephesinin bu arada CHP'nin adayının birincil, belki de tek vaadi en kısa zamanda tek adam rejimine son vermek olmalıdır.
Unutmayalım ki 16 Nisan referandumunda YSK'na karşın ortaya çıkan % 49,5 oy CHP'ye verilmedi.
Tek adam diktatörlüğüne karşı verildi.
Eğer Muharrem İnce CHP genel başkanı seçilseydi de CHP'nin oyu % 51'i asla bulamayacaktı.
Erdoğan'ın tek adam diktatörlüğüne dur demenin tek yolu var, 16 Nisan'da kendiliğinden oluşan Hayır Cephesini güçlendirerek yaşatmak.
Muharrem İnce'nin bu söylemi, eğer genel başkan olma hırsının getirdiği sorumsuz bir refleks değilse, o durumda tek bir amacı olabilir; Hayır Cephesinin önceden önünü kesmek...
Bu konuda Deniz Baykal'ın referandum sonrası provokatif girişimlerini, verdiği demeçleri hatırlarsınız.
Görülüyor ki Muharrem İnce bunu devam ettiriyor.
Muharrem İnce'nin adaylık için gerekli imzaların bir kısmının mükerrer olması, koca bir kongreye damgasını vurdu.
Bu sadece CHP'nin beceriksiz, bölünmüş bir görüntü vermesine neden olmadı.
CHP'nin hatta belki de Hayır Cephesinin cumhurbaşkanı adayı olabilecek Yılmaz Büyükerşen'in de fazlasıyla yıpranmasına neden oldu.
Halk Tv'nin yorumcuları, Yılmaz Büyükerşen'i günah keçisi ilan edince de bu yıpranma ikiye katlandı.
Nadi ÖZTÜFEKÇİ
06.02.2018