Mursi gitti mi?
06 Temmuz 2013 12:32 / 1572 kez okundu!
Mursi gider gibi oldu!...
Mısır'da darbe oldu. Bu darbenin demokrasi mücadelesine karşı mı yoksa Mursi'ye karşı mı olduğunu zaman gösterecek. Arap coğrafyasında tabandan gelen, denetlenemeyen kalkışmalar değişik gerekçelerle yapılan müdahalelerle her defasında demokrasi rotasından saptırılıyor.
Şu andaki durumu değerlendirirken;
Mısır'da yaklaşık bir buçuk yıl önceki kalkışmaların bir süre Müslüman Kardeşler tarafından soğuk karşılanmasını,
Mübarek'in yıkılması,
Ordunun yönetime el koyması,
Küresel Sermayenin, Mübarek'e alternatif olarak yedeğinde tuttuğu Müslüman Kardeşlere adeta hediye edilmesini...
Unutmamak gerekir.
Yani Müslüman Kardeşler de iktidarını aslında orduya borçludur.
Yakın zamana kadar Mursi iktidarına karşı yapılan demokrasi mücadelesini bastırmada ordu fiili rol almıştır.
O yüzden bu darbenin aslında, gerçek demokrasi kavgasını bastırmak ve demokrasi güçlerini yıldırmak amaçlı olduğu konusunda güçlü bir kanaatim var. "Güçlü kanaat" kelimelerini, önümüzdeki günlerin nasıl seyredeceğini henüz bilemediğimden, dolayısıyla bir olgu olarak henüz tanımlayamadığımdan dolayı söylüyorum. Bu kalkışmanın içinden çıkacak özgürlükçü, demokrat yapılanmaların o coğrafya üzerine yapılan planları bozabileceği kaygısı "denetimli güç" ordunun duruma el koymasını getirmiştir.
Sonuçta ne olursa olsun devrimle darbenin bir birine tümüyle zıt olduğunu, hiç bir darbenin devrimci olamayacağını unutmamak gerekir.
Hemen bütün darbeler devrimci ve demokratik dönüşümleri engellemek amaçlıdır. Kime karşı yapıldığı önemli değil.
Dolayısı ile Mursi'nin henüz bu darbe ile devrildiğini söylemek güç. Yakın zamanda mağduriyetten dolayı daha popüler, daha haklı(!) ve daha güçlü bir geri dönüşü izleyebiliriz. Biraz daha yontulmuş, kapitalizme biraz daha uyarlanmış bir Müslüman Kardeşler (belki de yeni bir adla, yeni bir “Mursi” ile) arzı endam edebilir. Yani bir Saadet Partisi- AKP dönüşümünün uyarlamasını Mısır’da da izleyebiliriz.
Yine unutulmaması gereken bir şey de artık kitleleri denetlemenin o kadar kolay olmadığıdır. Aynı sularda iki defa yüzülmüyor. Ve dünya bir satranç tahtası değil. Kehanette bulunmak zor.
O yüzden, meseleleri egemen yönlendirmelerin, zihin mühendislerinin etkisinden bağımsız olarak takip etmek gerekir.
Nadi ÖZTÜFEKÇİ
04.07.2013