SORMAK BİLMEKTEN ÖNCE GELİR
08 Ağustos 2018 13:03 / 1175 kez okundu!
"Kendisiyle tanışıklığımız yoktu.
Saygın ve sevilen bir insan olduğunu biliyordum.
Ayrıca eski çevremizin insanıydı.
Bütün bunlar bile ölümü için üzülmeye yeterlidir.
Ama yukarıda anlattığım gibi ben soru arkadaşlarımdan birini kaybettim
Ölmesine doğrusu çok üzüldüm."
****
SORMAK BİLMEKTEN ÖNCE GELİR
>> Hüseyin Çakır'ı kaybettik!..
Doğal olarak kimse bilmez ama Hüseyin Çakır benim Blog arkadaşımdı.
Hiç bir şekilde diyaloğa girmesek de Blogger'da birbirimizi takip eder yazılarımızı karşılıklı okurduk.
Bunu blogger istatistiklerinden anlamak mümkündü.
Muhtemelen ikimiz de birbirimizin görüşlerine katılmazdık ama okunmaya değer ve önemli bulurduk.
En azından benim için öyleydi.
Dünyayı bilerek değil sorarak öğrenirsiniz.
Bildiğinizi düşündüğünüz anda öğrenmeniz durur.
Sorduklarınıza bulduğunuz her yanıt yeni soruları getirir.
İşte benim için düşüncenin değeri size soru sormaya ne kadar zorladığıyla orantılıdır.
Üretilen düşünceleri benimsersiniz ya da benimsemezsiniz. Ama o düşüncelere katılıp katılmamanız o düşüncelerin değerini belirlemez.
Üretilen ve sunulan düşüncelerin değerini belirleyen şey arkasındaki emektir, birikim ve samimiyettir.
Eğer bir düşünce sizi sorular sormaya zorluyorsa bilin ki o düşünce de sorulan sorulara yanıt ararken oluşmuştur.
Doğrusu Hüseyin Çakır'ın yazıları ve o yazılarda ortaya koyduğu düşünceler de benim için öyleydi.
En katılmadığım düşünceleri bile beynimin kıvrımlarını hareketlendirir daha fazla soru sormama neden olurdu.
Yazılarını okuduğumda artık Dünyaya daha bilerek bakmıyordum ama daha sorarak bakıyordum.
Kendisiyle tanışıklığımız yoktu.
Saygın ve sevilen bir insan olduğunu biliyordum.
Ayrıca eski çevremizin insanıydı.
Bütün bunlar bile ölümü için üzülmeye yeterlidir.
Ama yukarıda anlattığım gibi ben soru arkadaşlarımdan birini kaybettim
Ölmesine doğrusu çok üzüldüm.
Nadi ÖZTÜFEKÇİ
